Bahreyn'de Mezhep Problemi Yok
Gündem, 24 Mart 2011 06:24Press TV Bahreyn muhalefetinin öncü gücü El Vifak Partisinin lideri Şeyh Ali Selman ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Şeyh Ali Selman Bahreyn’deki isyanın ülkenin iç meselesi olduğunu ve hükümetle halk arasında çözülmesi gerektiğini, yabancı müdahalelere güvenmenin veya Sünnilerle Şiiler arasında ihtilaf çıkarmaya çalışmanın doğru olmadığını söylüyor.
İnci Meydanı’nın yıkılış görüntülerini yayınlıyoruz. Sizce bu protestocuların moralini bozacak mı?
Bahreyn halkı barış talep etmeyi sürdürecek. Ve bu da bir çözüme ulaşmadan insanların evlerine gitmesiyle olmayacak, halk çözüm peşinde.
Sizler Vifak Partisi’ndensiniz. Muhalefet ne kadar güçlü? Bahreyn muhalefeti ne ölçüde birlik içersinde? Bahreyn’de bu ayaklanmaya veya devrime önderlik eden, üzerinde uzlaşılmış bir önderlik, belirli bir yön mevcut mu?
Güçten bahsediyorsanız, insanların ellerinde silah yok. Ellerindeki tek şey ülkelerinin bayrakları ve demokratik bir ülke talepleri. Bahreyn halkının çoğunun talebi budur. Rejim Bahreyn halkının duygu ve düşüncelerini yansıtmıyor. Bu rejim sadece el-Halife ailelerine ait ve onlar da halkın çok küçük bir kısmını oluşturuyorlar. Böyle bir rejimin devam etme liyakati bulunmuyor. Ülke için başka bir fırsat ve değişik bir kurum olmalı.
Libya’ya baktığımızda oradaki halkın eline silah aldığını görüyoruz. Pek çok uzman bu durumu bir iç savaş olarak nitelendiriyor. Bahreyn’de bir iç savaş ihtimali nedir sizce?
Hareketimizin barışçıl bir devrim, bir “intifada” olarak kalması için büyük gayret gösteriyoruz. Halkımızdan müteaddit zamanlarda protestolarını barışçıl bir şekilde sürdürmelerini ve hiçbir şekilde ordu ya da polisle çatışmaya girmemelerini istedik. Biz barışçıl harekete inanıyoruz ve taleplerimizi elde edinceye dek bunu sürdüreceğiz.
Biz halkız ve rejimin böyle devam etmesini istemiyoruz. Taleplerimizi dillendirmeye devam edeceğiz. Ordu şehri ele geçirmeye çalışacak fakat halk da bunu reddedecek. Bu nedenle rejimin bu gidişini sürdürebileceğine inanmıyorum, çünkü bölgedeki gelişmelerin çok uzağında duruyor.
Pek çok muhalif figürün tutuklanarak Suudi Arabistan’a gönderildikleri şeklinde haberler duyuyoruz. Bunu doğrulayabilir misiniz?
Bunu tasdik edemem ve buna inanmıyorum da. Çünkü rejim bunu yapmayacaktır. Bahreyn hapishaneleri mahkûm dolu ve geçen hafta içinde pek çok kişiyi de hapislere gönderdiler. Beş veya altı devrimciyi tutukladılar.
Şimdi de muhalefet hakkında konuşalım. Muhalefetin Bahreyn’deki müstakbel gelişmeler karşısında ne gibi planları var?
Muhalefet halktan mücadelelerini sürdürmelerini istiyor. Bahreyn’in her yerinde insanların devamlı olarak kavşaklarda durduklarını, evlerinin damlarında rejimin sonunu istediklerini haykırdıklarını görüyorsunuz. Bugün saat dört ile beş arasında İnci Meydanı kavşağının tahrip edilmesi emrini verdiler.
Halk politik reformlar ve anayasal bir monarşi istiyor. Bahreynli otoriteler pek çok muhalif şahsiyeti tutukladılar. Halk karşısında uygulanan askeri müdahale ve pek çok muhalifin gözaltına alınması göz önüne alındığında, muhalefet ile hükümet arasında bir müzakere gerçekleşmesi ihtimali kaldı mı sizce?
Müzakereler caddelerdeki tankların altında gerçekleşemez. Eğer anlaşma istiyorsanız, Suudileri evlerine, orduyu da üslerine gönderin. Halka konuşma özgürlüğü tanıyın ve şimdiye kadar gerçekleşen hadiseler hakkında soruşturma açın. Ordu çatışmada kötü bir rol oynadı. Bizim siyasi bir çözüme ihtiyacımız var, demokratik bir yola, başka bir şeye değil.
Suudi ve Birleşik Arap Emirlikleri birliklerinin Bahreyn’e gönderildiklerini biliyoruz. Şu anda ne yapıyorlar, şehirde nerelerde mevzilendiler?
Bu birliklerin şu anda şehirde olduklarına inanmıyorum. Fakat nerede olduklarını da söyleyemem. Onların ülkemi işgal etmelerini reddediyorum, halkın çoğunluğu da buna karşı. Yabancı bir asker ile barışçıl muhalefet arasında herhangi bir anlaşma olamaz.
Şüphesiz Suudi Arabistan’ın Bahreyn’e birlik göndermesi tam olarak bu ülkeyi işgal ettiği anlamına geliyor. Bu durum bölgesel güvenlik için ne anlama geliyor?
Hiç şüphesiz Bahreyn’in sorunlarını daha da karmaşık hale getirecek yanlış bir karar bu. Üstelik uluslararası bir problem halini de alabilir. Bu çok kötü bir şey. Bizler sorunlarımızın Bahreyn içinde çözülmesini istiyoruz. Bahreyn’in sorunu uluslararası bir problem olmamalı.
Batının Sünniler ve Şiiler arasında nefret doğurmaya çalıştığı gerçeğinin ışığında, sizler Bahreyn’deki Sünni ve Şiilerin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Resimlerden ve görüntülerden omuz omuza ve birlikte mücadele ettikleri anlaşılıyor.
Bahreyn’de Sünniler ve Şiiler arasında bir problem yok. Bu (ayrılık yaratmak) kullanmak istedikleri bir taktik. Bunun ne Sünnilere ne de Şiilere bir faydası dokunur. Bir halkın hedefine ulaşmasını engellemek istediklerinde böylesi politik taktikler kullanıyorlar. Bu taktiği daha önce de halkları Hıristiyan ve Müslüman, ya da kuzeyli ve güneyli diye bölmekte kullandılar. Bahreyn’de de Sünniler ve Şiiler mevcut, ama aralarında bir problem yok. Sorun kabinenin yarısından fazlasını oluşturan rejimde ve halka vatandaşlar gibi değil de insan altı varlıklarmış gibi davranmalarında.
Sizce el-Halife ailesi politik reformlara ne kadar hazır?
Artık politik reformun tam vaktidir. Eğer bunu bugün yapmazsanız halkın bir müddet sonra nasıl tepki vereceğini bilemezsiniz. Mısır’da olanlardan sonra hükümete eskisi gibi davranmamız mümkün değil. Arap dünyası, Fas, Ürdün ve Libya hakkını istiyor, Tunus ve Mısır bunu başardı. Körfez ülkeleri bunun istisnası değil. Halkın kendilerini temsil edecek bir hükümeti seçmelerine imkân verecek bir noktaya ulaşmalıyız.
Sizce el-Halife ailesi iktidarda kalmayı sürdürecek mi, yoksa kendilerini Mübarek ve Bin Ali’nin kaderi mi bekliyor?
Eğer halk ve hükümet reform gerçekleştirir ve halk arasında bir anlaşmaya varılırsa, bu durumda düzene imkân verilebilir, fakat bakanlara ya da kabinenin yarısına değil. Fakat biz bunu kabul etmeyeceğiz. Bu tarz bir rejimi kabul etmiyoruz. Bizleri hapislere dolduramazsınız. Halk bunu kabul etmeyecek. Onlarla bu sistemi paylaşmayacağız.
Farz edin ki el-Halife ailesi istifa etti. Bahreyn’de bir güç değişimi gerçekleşmesi için gereken politik yapıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hepimiz, devletin kanuna tabi olduğu medeni bir devlet ve belirli zaman aralıklarıyla gerçekleşen seçimler istiyoruz. Bir başbakan sekiz yıldan daha fazla iktidarda kalamaz. Herkese açık bir sistem istiyoruz…
Bahreyn’deki silahlı kuvvetlerin rolünden bahsedebilir misiniz? Mısır’da Mübarek sonrasında kontrolü ordu eline aldı.
Bahreyn ordusu kendi halkını katletti. Bu ordu şimdiye kadar halkına düşmanlık etti. Ne yazık ki Bahreyn’deki hastaneyi bile ele geçirdiler. Dün gece yaralı insanları dövmek ve işkence etmek için götürdüler ve bu kişileri başka bir yerde gözaltında tutuyorlar.
Bahreyn’deki ayaklanmanın içerik ve biçim olarak Tunus, Mısır ve diğer Arap ülkelerindekilerden ne farkı var?
Her ülkenin kendine mahsus bir durumu var fakat Tunus, Mısır, Fas, Yemen, Libya ve diğerlerindeki ana tema aynı. Diktatörlüğün doğurduğu gerçek bir problem var ortada ve halk terk edip gitmelerini istiyor. Asıl problem budur.
Gündem, 24 Mart 2011 06:24
Yorumlar (0)