Bahreyn?e Şii-Sünni Meselesi Demek, Amerikan Komplosudur
İslam, 23 Mart 2011 13:52İran İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei, Nevruz bayramı münasebetiyle Meşhed kentinde toplanan yüz binlere hitap ettiği konuşmasında bölgedeki gelişmeler hakkında önemli mesajlar verdi.
"Amerikalılar, Suudilerin Bahreyn’deki tanklarını bu ülkenin içişlerine karışmak olarak görmeyip, bizim iyi niyetli ulemamız ve taklit mercilerimiz ‘halkı öldürmeyin’ dediklerinde bize ‘siz karışmayın’ demekle iğrençliğin zirvesine çıkmış oldular. Bizim zalim bir rejime ‘halkını öldürme’ deyişimiz içişlerine karışmaktır, öyle mi?" diyen İslam İnkılâbı rehberi şöyle devam etti: “Bu değişimlerdeki iki önemli unsur ve özellik halkın fiziki olarak sahnede yer alışı ve bu hareketlerin dini veçheleridir. Halkın fiziki olarak sahnede yer alışı İran İslam İnkılâbı’nda da meydana geldi ve bu durum partilerin, masalarında ve fildişi kulelerinde oturan kişilerin ve analistlerin gerçekleştiremediği bir iş idi. Mısır, Tunus ve diğer ülke halklarını sahneye çeken şey insani izzet ve şeref duyguları idi, zira gururları zalim yöneticiler eliyle incinmişti.”
Hamenei, Mısır’ın devrik başkanı Hüsnü Mübarek’in gasıp Siyonist rejim ile ortak bir şekilde yürüttüğü mazlum Gazze halkını kuşatma çabalarına da değinerek “Mısır halkı ülkelerinin başındaki liderlerinin İsrail adına en çirkin işleri ve cinayetleri işlediğini gördüklerinde gururları incinmekteydi” diye konuştu ve ekledi: “Eğer Gazze kuşatması hadisesinde Mübarek İsrail ile işbirliği yürütmeseydi İsrail Gazze’yi bu şekilde baskı altında tutamaz ve o cinayetleri işleyemezdi.” diyerek Libya konusunda da şunları söyledi:
“Kaddafi iktidara geldiği ilk yıllarda batı karşıtı eğilimler sergilemiş olsa da bu yıllarda onlar için önemli hizmetlerde de bulundu. Halkın yüreği, Kaddafi’nin içi boş sert tehditleriyle batıya gözdağı vermesine rağmen atom enerjisi alanındaki olanaklarını toplayıp batılıların gemisine boşalttığını gördüğünde kan ağladı.”
İslam İnkılâbı Rehberi öte yandan İran halkının “tüm dünyanın ABD önderliğinde kendi nükleer hareketi karşısında kıyam etmesine rağmen, devlet görevlilerinin batılıların tehditleri ve ambargoları karşısında geri adım atmadıklarını, aksine düşmanın tüm girişimlerine rağmen atom enerjisi alanındaki olanaklarını her geçen sene birkaç kat daha geliştirdiklerini gördüklerini” belirterek İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgedeki gelişmeler karşısındaki tavrı hakkında da “İran İslam Cumhuriyeti’nin bölge meselelerindeki duruşu açık bir şekilde Müslüman ve mazlum halkların haklarının savunulması ve diktatörler ve müstekbirler karşısında durmaktır” vurgusunda bulundu.
Amerika ve batının bölgesel gelişmeler karşısındaki duruşunun habislikle dolu ve halklara zarar verici olduğunu kayden Hamanei “Bölgede başlayan hareket, İslam Ümmetinin İslami hedeflere doğru başlattığı bir harekettir ve ilahi vaade göre de kesinlikle zaferle sonuçlanacaktır” dedi.
ABD Bölgedeki Hadiseler Karşısında Şaşkına Dönmüştür ve Çelişkili Konuşmaktadır
İslam Devrimi’nin Önderi sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Amerikalılar bölge hadiseleri karşısında başta çok şaşırdılar, böyle bir değişimin meydana gelişini kabul etmek istemiyorlardı. Bu yüzden tahlilde bulunamadılar, sonrasında da olayları doğru dürüst yorumlayamadıklarından ve halkı da tanımıyor olmalarından dolayı birbiriyle çelişkili tavırlar takındılar.”
Amerika Diktatörleri Her Zaman Desteklemiştir
“Amerikalıların davranışlarında bugüne değin sürekli görünen şey diktatörleri desteklemeleridir. Onlar aslında Hüsnü Mübarek’i bile son ana kadar savundular, fakat artık bunun işe yaramadığını anladıklarında onu da başlarından kovdular. Bu Amerika’ya bağımlı diktatörlere ibret olsun, kullanım tarihleri bitip faydasız kaldıklarında onları eski bir elbise gibi kenara atacaklar.”
“Mısır Amerika’nın Ortadoğu politikasının temel direklerinden biri olmasına ve Amerikalılar bu politikaya dayanmalarına rağmen bu direği kendi çıkarları lehinde kullanmayı başaramadılar ve halklar onlara baskın geldi.”
Mısır ve Tunus Halkı Amerika’nın İkinci Komplosunu da Boşa Çıkardı
“Amerikalılar ve batılılar habis olmakla beraber aynı derece de yüzeysel aldatma taktikleriyle –halklar uyanık olmaları durumunda bu planları bozabilirler- Hüsnü Mübarek ve Bin Ali’yi kaybettiklerinden, en azından nizamın temel yapısını korumaya ve bu amaçla da başbakanları yerlerinde bırakmaya çalıştılar. Fakat halklar kıyamlarını sürdürerek bu hilelere de baskın geldiler ve bu hükümetleri de düşürdüler.”
Amerika’nın Yenilgi Silsilesi Devam Ediyor
“İlahi tevfikin inayeti ve Allah’ın kudreti ile Amerika’nın bölgedeki yenilgi silsilesi devam edecektir. Amerika ve batı bahsedilen ülkelerdeki unsurlarının eliyle iki hileye daha girişti. Bunlardan biri ‘fırsatçılık’, diğeri de ‘benzerini yontma’ idi. Fırsatçılıkları devrimlere el koyma çabalarında gözüktü ama bunda yenilgiye uğradılar. İkinci çabaları ise bu ülkelerde gerçekleşenlerin aynısını İslami İran’da da, halk yönetiminin ve milletin İran’ında da uygulamak idi.”
“Onların bu hilelerindeki aletleri ülke içindeki zayıf ve alçak tabiatlı, gerçekten de nefsanî hevalarının esiri olan insanlardı. Bu işi gerçekleştirmeye çalıştılar ama sonuçta hareketlerinin yenilgiye uğradığı ve komik bir karikatür halini alan sonuçsuz bir iş olduğu belli oldu. İran milleti ağızlarına iyi bir yumruk atmıştı.”
BAHREYN’DEKİ HADİSELERİ Şİİ VE SÜNNİ MESELESİ DİYE ORTAYA KOYMAK AMERİKAN KOMPLOSUDUR
Amerika ve Batının Libya’ya Müdahalesini Kınıyoruz
“Libya meselesine gelince, bizler Libya devletinin halkı karşısında başvurduğu katliamı ve baskıyı, şehirlerin ve sivillerin bombardımana uğratılmasını yüzde yüz kınıyoruz, ama aynı şekilde Amerikalıların ve batılıların bu işe girişmelerini de yüzde yüz mahkûm ediyoruz.”
Amerika ve Batı Libya Halkını Savunmanın Değil Petrolün Peşindeler
“Amerikalılar ve batılılar halkı korumak için Libya’ya girmek ve askeri operasyon gerçekleştirmek istediklerini iddia ediyorlar. Onların bu iddialarını kabul etmeye asla imkân yoktur. Bunlar eğer gerçekten Libya halkının haklarının savunucusu olsalar ve canları Libya halkı için yanmış olsaydı, bu halk bir aydır bombardıman altında yaşarken kendilerine değişik imkânlar ve uçaksavar silahları sağlarlardı. Fakat bunun yerine batılıların bir ay boyunca oturup halkın katledilişini izlediklerini gördük. Şimdi ise müdahalede bulunmak istiyorlar. Demek ki Libya halkını korumanın peşinde değiller, Libya’nın petrolünü istiyorlar.”
Batı ve ABD’ye seslenen Ayetullah Hamanei şunları söyledi:
“Sizlerin amacı Libya’da bir tutamak noktası elde etmektir. Libya’da elde edeceğiniz bu yerle, bu ülkenin iki tarafında yer alan Mısır ve Tunus’un gelecekteki devrimci rejimlerini kontrol altında tutmak istiyorsunuz. Niyetiniz bozuk.”
“Bizler, batılıların Amerika’nın öncülüğündeki bu hareketlerini kabul etmiyoruz. Halkların hizmetinde olması gereken Birleşmiş Milletler Teşkilatı da ne yazık ki bu ülkelerin aleti halini almış. Bu batılı devletler ne isteseler BM hemen yerine getiriyor. Bu BM için ayıplanacak bir şeydir.”
“Yabancı ve batılı güçlerin Libya’da kalmaları asla kabul edilemez. Eğer bu ülkeler Libya halkına yardım etmek istiyorlarsa halkı teçhiz edebilirler, böylece halk Kaddafi ile arasındaki meseleyi halleder.”
Bahreyn Meselesi
“Bahreyn meselesi mahiyet itibariyle bölgedeki diğer ülkelerin sorunlarıyla aynıdır. Bahreyn sorununun Mısır, Tunus ve Libya’dakinden hiç farkı yoktur. Bahreyn’de de hakları rejimleri tarafından görmezden gelinen bir millet var. Bahreyn halkı bu kıyamla çok temel bir istekte bulunmuştur, ülkede bir seçim olsun ve herkesin tek bir oy hakkı bulunsun. Acaba Bahreyn halkı çok şey mi istiyor? Bahreyn’de zahiren bir seçim yapılıyor ama her bir kişinin bir adet oy hakkı olması gibi temel bir haktan bile yoksun olan halka zulmedilmektedir.
Batılılar Bahreyn’de yeni bir Şii-Sünni meselesi yaratarak bölgeye dâhil olmak istiyorlar. Bahreyn halkı Şii olduğu için kimse onlara yardım etmemeli diyorlar. Bölge hadiseleriyle ilgili en ayrıntılı noktaları yayınlayan televizyonlar Bahreyn’deki hadiseler ve halkın katliama uğratılması hakkında yayın yapmıyorlar.
Körfez ülkelerinden bazı siyasetçiler ve gazeteciler de boş boş konuşarak Bahreyn meselesinin Şii-Sünni savaşı olduğunu söylüyorlar. Oysa asla böyle bir şey yok. Bu ülkenin meselesi bir milletin kendisine yapılan zulme itiraz etmesidir. Bahreyn meselesinin Tunus, Mısır, Libya ve Yemen sorunlarıyla hiçbir farkı bulunmamaktadır
Amerikalılar bölgedeki propaganda borazanları ile Bahreyn meselesini Şii ve Sünni ihtilafı olarak lanse etmekten dolayı çok mutlular. Onlar bu yolla hem bu mazlum halka yapılacak olan yardımların önünü almak, hem de olayın mahiyetini değiştirmek istemektedirler.
Batılılar ‘İran Bahreyn halkına niçin yardım ediyor?’ diye soruyorlar. Bizler tüm mazlum milletlere destek sunduk. 32 yıldır Filistin halkını destekliyoruz. Hangi devlet ve millet böyle bir yardımda bulunmuştur? Yoksa Filistin halkı Şii mi? Gazze için halkımız ne büyük çabalar sarf etti. Gençlerimiz İsrail ile savaşmak için havaalanlarını doldurdular. Oysa yol kapalı idi, bizler yolda kalıp perişan olmamaları için onlara izin vermedik. Halkımız Gazze, Filistin, Tunus ve Mısır konusunda, bu ülkeler Şii olmamalarına rağmen hassasiyet gösterdiler. Aslında Şii ve Sünni meselesi söz konusu bile değildir burada.
Ne yazık ki insanın kötü niyetli olmadığını düşündüğü bazı adamlar da bu tuzağa düştüler. Eğer iyi niyetliler ise onlara buradan ilan ediyorum, sorunu Şii-Sünni meselesi yapmayın. Zira bu Amerika’ya ve İslam ümmetinin düşmanlarına yapılacak olan en büyük yardım olur. Bir milletin tamamının iştirak ettiği istibdat karşıtı bir hareketi Şii ve Sünni kavgası olarak sunmak -ki Şii ve Sünni kavgası yok ortada- düşmana hizmet etmektir.
Bizler Gazze, Filistin, Tunus, Libya, Mısır, Bahreyn ve Yemen arasında bir fark görmüyoruz ve nerede olursa olsun milletler karşısındaki zulmü mahkûm ediyor, İslam şiarı ve özgürlük yolundaki hareketleri destekliyoruz.
Amerikalılar, Suudilerin Bahreyn’deki tanklarını bu ülkenin içişlerine karışmak olarak görmeyip, bizim iyi niyetli ulemamız ve taklit mercilerimiz ‘halkı öldürmeyin’ dediklerinde bize ‘siz karışmayın’ demekle iğrençliğin zirvesine çıkmış oldular. Bizim zalim bir rejime ‘halkını öldürme’ deyişimiz içişlerine karışmaktır, öyle mi? Yabancı tankların şehirlere girmesi iç işlerine karışmak değil ama bizim yaptığımız dışarıdan müdahaledir!
Suud Rejimi Bahreyn’e Askeri Müdahale ile Halkların Nefretini Celp Ediyor
Suudiler Bahreyn’e asker göndermekle büyük yanlışa imza attılar. Bu işle bölge halkı arasında kendilerini menfur kılıyorlar. Amerika’nın bölge halkı tarafından nefret duyulmaktan yana fazla bir endişesi yok, buradan binlerce kilometre ötede yer alıyor. Ama eğer bu bölgenin halkları Suudilerden nefret ederse bu onlar için ağır bir kayıptır. Bu nedenle Suudiler yanlış yaptılar, her kim aynısını yaparsa o da büyük yanlış yapmış olur.
Allah’ın yardımı ile bölgedeki halkların ve İslam Ümmetinin bu hareketi, İslam şiarı ile ve İslami hedeflere doğru yol almaya başlamıştır. Bu, halkların genel uyanışının bir işaretidir ve ilahi vaad gereğince de bu hareketler kesinlikle zafere ulaşacaklar.
İslam, 23 Mart 2011 13:52
Yorumlar (0)