Türkiye?mizin Mayası Ehlibeyt?le Yoğrulmuştur
Ehl-i Beyt, 26 Ocak 2011 09:31İstanbul Bağcılar Olimpik Spor Salonu'nda tarihi bir buluşmada katılımcılara seslenen Cem Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Ali Yüce Dede, ülkemizin Ehlibeyt sevgisiyle yoğrulduğunu ifade etti.
23 Ocak Pazar günü CAFERİDER, CEM Vakfı ve TİYEMDER tarafından ortaklaşa düzenlenen programda katılımcılara seslenen Yüce dede şunları söyledi:
Sevgili belediye başkanlarım, sevgili Türkiye Caferileri Lideri Sayın Selahattin Özgündüz, Tiyemder başkanı Selahattin Yazıcı, Cem Vakfı genel müdürü Sayın Hıdır Akbayır, siz değerli canlar. Hepinize Cem Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı’nın selamını bildirmekle birlikte Prof. Dr. İzzettin Doğan dedemizin’de sizlere selamlarını sevgilerini ileterek sözlerime başlamak istiyorum.
Ozan Kemali şöyle sesleniyor; -bu söz beni hayatımda çok etkiledi-
Ok atmak kurret'ül ayne değil mi aslını imha
Sebebsiz mi bugün hâlâ hakikî müslüman ağlar.
Ciğergâh-ı Habîb-i Kibriyâya ok atan mel'un
Cehennemde bugün şeytanla kurmuş âşiyân ağlar.
Cihanın sahibinden bir içim su kıskanılmış, âh
Fırat ağlar, Murad ağlar, zemîn ü âsüman ağlar.
İmâm'ül müttakînin Şîmr-i mel'un kesti çün başın
Cehennem kaynayıp Arş sayha etti Tevleşân ağlar
Ayak bastı o mel'un kalb-gâh-ı sırr-ı Kur'ân'a
Aliyy il Fâtıma Peygamber-i âhir zaman ağlar.
Harem-gâh-ı Habîb-i Kibriyâye doldu nâ mahrem
Bizi hep öldürün derler, sabilerle zenân ağlar.
Belâ-i Ehl-i Beyti yazmağa imkân mı var asla
Söz ağlar, söyleyen ağlar, kalem ağlar, yazan ağlar.
Evet hazmetmemişti Âl-i Süfyan Dîn-i İslâm'ı
Resulün âline yaptıklarına kâfirân ağlar.
Alî nurunu itfadan garazdı dîni mahvetmek,
İmâm-ül-Müctebâya verdiler zehri yılan ağlar.
Şimdi bu ilk sözde Ok atmak kurret-ül ayn’e değil mi aslını imha diyor ya. Hz.Hüseyin (as)’ın yolculuğu insanın zahiren o kadar derin bir muammayı ve manayı içinde barındırır ki, aynı zamanda insanın iç alemin de yaptığı yolculuğun dışında yani zahirindeki seyrüseferdir. Hz. Hüseyin (a.s) insanlığa öyle bir mesaj verdi ki birinci seferinde babası Aliyel Mürteza’ya melun Muaviye tarafından yapılan saldırı sonucu biliyorsunuz yenilmek üzereydi Kuran sayfalarını mızraklarının ucuna takarak hile yaptılar ve Hz.Ali (as)’ın yanındakiler dahil, bu hileye aldanarak daha sonra harici oldular. Evvela Kuran-ı mızraklarının ucuna takacaklardı, zaman gelecekti bu sefer evladı Ehlibeyt’in başlarını mızrakların ucuna takarak Yezid’in sarayına götüreceklerdi. Hz.Hüseyin (a.s)’ın, Hz.Ali (a.s)’ın verdiği mesajın çok küçük bir nüshasını şöyle ifade etmek istiyorum; o gün Kuran-ı mızrakların ucuna takanlar bugün neyi ifade edecek olursa şunu ifade ediyor bugün dahi Kuran dillerin ucuna geçmiş ama gönüllerine ayetler inmemiş ayetler aidiyeti olmamış, ama dilinin ucunda Kuran-ı istediği yere eğip bükerek bugün hala Kuran’ı kullanarak milleti aldatmaya devam ediyorlar.
Hz.Hüseyin (a.s) öyle bir mesaj verdi ki bize. Aslında mızrakların ucundaki baş kimin başlarıydı biliyor musunuz? Yezid’in, Yezid ordusunun ve Yezid tebaasının Emevi saltanatının başlarıydı. Neden mi? Hz.Hüseyin (a.s) ın orada verdiği mesaj Yezid’in başları Yezid’in ordusunun başları neyin ucuna geçmişti ben size söyleyeyim; makam, mevki, dinar, şehvet, heva, heves, kin ve nefret… Onların başı yani Yezidilerin başı kinin kibrin hasetin fesatın dinarın, biliyorsunuz bir parça dinar alabilmek için İbni Ziyad’dan Müslim Akil’in oğlu yedi ve sekiz yaşındaki Muhammed ve İbrahim’in başlarını keserek gövdelerini nehre atıp saçlarını birbirine bağlayarak İbn-i Ziyad’ın karşısına çıkarmışlardı.
Allah’ın yarattığı şu model evvelden ahire kadar değişmez yasanın üzerinde bizlere izah edilmiştir. Kimler tarafından Peygamber (saa)’den ve onun velisi olan Şah-ı Merdan Aliyel Mürteza ve velayet silsilesiyle insan yedi organ beş duyu esasından oniki esaslı izah edilmiş. Peki Hz.Hüseyin (a.s)’ın direnişi nedendi? Bakınız, insan dediğimiz varlık alem dediğimiz varlık Ehlibeyt’in hakikati ile onlar her türlü riskten riyadan kirden temizlenmişlerdir. Onlar taşirlerdi ancak onlar insanın ve alemin hakikatini hiçbirşeyi onun içine karıştırmaksızın izah edebilirlerdi. Dolayısı ile Hz.Hüseyin (a.s)’ın direnişini öyle bir hale getirdiler ki Hz.Hüseyin (a.s)’ın babasının dediği gibi İslamı ters düz edip bir gömlek gibi bir ceket gibi hırka gibi ters düz edip giyindiler diyor. Hz.Hüseyin (a.s)’ın yapmış olduğu mücadele insan Ehlibeyt’le o kadar temiz o kadar berrak o kadar saf bir şekilde izah edilmiştir ki onun içine ne Hıristiyan’ın ne Yahudi’nin ne efendim kendine Müslüman diyenin nede şu diyenin hiçbir izahın insanın saf olan izahını içine karıştırmamıştır. Kuran’ın içine de kişisel görüşlerini kendi anlayışlarını mezhebi görüşlerini Kuran’ın içine sokmadan Kuran’ı en saf bir şekilde izah etmiştir. Zira bu Kuran’a temizlenmemişler, arınmamışlar dokunamaz misali onu ancak temizlenmişler ve arınmışlar.
Taşir pak olmuş Beytin Ehli olan, hangi Beytin hem Kabe’nin hem insanın gönlünün sahibi sırrı olan Ehlibeyt sırrı insanlığa bugün öyle bir değer aşılamıştır ki o Ehlibeytin mesajını iyi anlamak lazım ki o zaman Kuran’ın sırrına insan nüfuz edecek, Kuran ve Ehlibeyt birbirinden ayrılmaz ta ki Kevser havuzunun başında benimle buluşuncaya dek sırrını anlayacaktır. Dolayısıyla Hz.Hüseyin (a.s)’ın bize vermiş olduğu mesaj o kadar derin ki size kendi şahsım adına söylemek istiyorum , benim nazarımda Hz.Hüseyin (a.s)’ın mücadelesi tarihi hadiselerde olduğu gibi anlatmışlardır, doğrudur. Fakat İmam Zeynel Abidin (a.s)’ın sırrından Hz.Hüseyin (a.s)’ın sırrından geçmeyen bir kimse hiç kimse Hz.Hüseyin (a.s)’ın bize verdiği mesajı layıkıyla anlamaya kudreti yoktur, hiçbir kitabın da bunu anlatmaya kudreti yoktur. Fakat bir insan kendi aslına zıt olduysa heva ve hevesi, tutkuları cazibeleri hırsı kendi hakikatine insanın fıtrat üzeri yaratılışında ki o değerli hakikate bir insanın kendisinden zıt olmuşsa onun adı Yezid’dir. Dolayısı ile Yezid sadece bir şeyin adı değildir, kendi aslına zıt olandır, kendi hakikatine, kendi yaradılışının hakikatine, fıtratına zıt olan kimse Yezid’dir, hiç kimseyi ayırt etmeden söylüyorum. Dolayısı ile Hz.Hüseyin (a.s)’ın mesajı insanlığı öyle bir kuşatmıştır ki hem nefsi hem enfüsi hem de afaki olarak insanı bir bütün olarak kuşatmıştır. İnşallah bizler birbirimize zıtlıktan kurtulacağız, çünkü her birimizin başı bir anlayışın ucuna geçmiş, insan denilen varlığı çeşitli görüşlerin ve ideolojilerin anlayışların doğrultusunda anlarsak o zaman birbirimize yine zıt olup çatışmalar yaşarız, din ve mezhep kavgaları ederiz. Dolayısı ile Hz.Hüseyin (a.s)’ın mesajını anlayan insanlık birbiriyle kucaklaşır birbirini o zaman daha çok sever, rahmet ehli, hidayet ehli olur birbirlerine.
Her gün Aşûra, her yer Kêrbela, her ay Muharrem değerli canlar. O sizin enfüsünüzde, o sizin afakınızda halen devam etmekte, bunu sadece tarihi bir hadise olarak nakletmekten haya ederim. Ben de hepinize Cem Vakfı Alevi Din Hizmetleri Başkanlığı adına hepinize canı gönülden ayrı,ayrı teker, teker sevgilerimi saygılarımı iletmekle birlikte inşallah güzel Türkiye’mizin mayası Ehlibeytle yoğrulmuştur, Ehlibeytin hakikatiyle yoğrulmuştur. Bu topraklar Ehlibeytin sırrıyla, Ehlibeytin bize vermiş olduğu o insan değeriyle inşallah yeniden dirilecek, bu topraklar üzerinde bir daha kardeş kavgası yaşanmayacak inşallah değerler layıkı ile anlaşılacaktır. Hepinize saygılarımı sunuyorum.
Ehl-i Beyt, 26 Ocak 2011 09:31
Yorumlar (0)