Ali Ekber Velayeti'nin Aşura Konuşması
Ehl-i Beyt, 22 Aralık 2010 22:13İran İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei?nin Dış Politika Yüksek Danışmanı ve eski Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti, Halkalı Aşura Meydanı'ndaki Evrensel Aşura Matem Merasimi'nde Ehlibeyt dostlarına seslendi:
Dr. Ali Ekber Velayeti'nin konuşmasının tam metni:
Bismillahirrahmanirrahim
Alicenap Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı;
Sayın Selahattin Özgündüz, Hz. Hüseyin (A.S)in matemini tutan kardeşlerim, Değerli Misafirler
Selamünaleyküm!
Tarih “Aşura” hakkında çok sözler yazmıştır. Hiç şüphesiz bu gün Cenabı-ı Allah’ın günlerinden biridir. Bu gün çok önemli olaylar vuku bulmuştur. Peygamber efendimiz (SAV) in peygamberliğe seçilmesinden sonra, tarihin en önemli hadiselerinden biri, onun değerli torunu, İslam dinine inandıklarını iddia edenler tarafından, şahadete ermesi hadisesidir. O Hak yolu ve Peygamber efendimiz (SAV)in ümmetini doğru yola sevk etmeden başka bir amaç taşımıyordu. Hakkı savunuyor, zulme ve dinden sapmalar karşısında direniyordu. O ve az sayıda sahabeleri, hatta bir yudum su içmeden şehit oldular. Kocaman Fırat nehrinin suyu o Hazret ve beraberindekiler ve hatta süt emen çocuk ve yaşlı kadınların yüzüne kapatıldı. Daha sonra orantısız bir savaşta o Hazret ve sahabeleri şehit oldular. Hz. Resul Ekrem (SAV)in Ehli Beyti ve kızları esir alındılar. Hâlbuki o Hazretin katilleri İslam adına şaşalı saraylarda keyif sürüyorlardı. Aşura sadece bir trajedi değildir.
Aşura zulmün karşısında durma, İslami değer ve temellerin saptırılmasına karşı, bir isyandır. Bisat’ten çok geçmeden, İslami şeriatı esaslarına göre kurulu olan hükümet, çeşitli hile ve entrikalarla değiştirildi. Hilafet yerine saltanat kuruldu. Yani babadan oğla geçen saltanat düzeni Kurulmuş olup, Arap cehalet ve sosyete devrindeki değerler, İslam namına ihya ederek canlandırtmıştır.
İslam’ın ilk dönemlerindeki değer ve özelliklerinden olan:
- Adalet
- Maneviyat
- İnsan özgürlüğü
- Eşitlik
- Takva ile mücadele yapılmakta idi. Bunların yerine Arap’ların cahiliyet dönemindeki değerleri:
— Irkçılık
- Müslümanlar arası eşitsizlik
- İki yüzlülük ve fitnenin üstün tutulması
- Silah zoruyla hüküm sürmek, oy almak
- Takvasızlığın üstün duruma gelmesini sağlamak
- Cenabı-ı Allah’ın haram kıldıklarını helal sayarak üstün duruma geçmekteydiler.
Bu durumda Allah Resulü torunlarının başka seçenekleri var mıydı? Onlar Resul Ekrem (SAV)in dinini savunmayı kendilerine görev saymaktaydılar. Hz. Hüseyin (AS) bu gibi dinden sapmaları kabul edemeyeceğini açıkladı. O yüce Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV)’in ümmetinin işlerinin ıslahı için ayağa kaktı. Böylece tarih sayfalarında Hakkı isteyen ve zulüm’e karşı çıkanlar için bir simge haline geldi. O kıyam felsefesinde şöyle haykırıyor: Acaba Hakkın çiğnendiğini, Batılın üstünlüğünü görmüyorsunuz?
Orantısız savaş sürecinde Hz. Hüseyin (A.S)’in davranışlarının hepsi, gelecek nesillere, doğru yol ve dürüstlük abidesi olarak, bir meşale gibiydi. Sevdiği en önemli şey namaz kılmak ve İslami şiar ve değerlerin önemini vurgulamaktı. O Hz. çok az sayıda sahabesi ile Yezid ordusunun oklarına maruz kaldığı halde öğlen olunca namaza durdu.
Böylece Hz. Hüseyin (A.S) ve Aşura kıyamı, hak peşinde koşan, Allah yolunda fedakârlık eden, zulme, adaletsizliğe, dinden sapmaya karşı bir nevi direniş haline geldi. Bu değerler bugün Müslümanlar arasında Vahdet’in en önemli çarkını oluşturmaktadır.-
İslam dinindeki çeşitli mezheplere mensup olanlar dahi kendilerini Hz. Hüseyin (A.S)’a adamışlardır. O hazretten öğrendiklerini haykırıyorlar. İslam dünyasının çeşitli yerlerinde Müslümanların hepsi Hz. Hüseyin (A.S)’in adını duyunca zulme karşı koymayı hatırlıyorlar. Onların hepsi o Hazretin savaştığı değerleri canlı tutmak için çabalıyorlar. Birisi o Hazrete ağıt yakıyor, diğeri matemini tutuyor.
Şöyle denilmektedir: Her zaman Aşura, her yer Kerbela’dır. Bunun anlamı şudur: Tarih boyunca, İslami değerleri savunma ve düşmanlarla mücadele tüm Müslümanların görevidir. Günümüz İslam dünyası zor şartlarla karşı karşıyadır. Bunlara karşı koyma zor bir görevdir. Müslümanlar Hz. Hüseyin (A.S)’in kıyamından öğrendikleriyle bu sorumluluklarını yerine getirebilirler.
Günümüz dünyasında, İslam’la savaşanlar değişik boyutlardaki propagandalarıyla her şeyden daha çok “Kuran-ı Kerimi” ve yüce Peygamberimizin üstün kişiliğini hedef alıyorlar. Kültürel gece baskınlarıyla İslami toplulukları hedef alıyorlar. Günümüz Hak ile Batılın savaş konusu, İslami ülkelerin mevcudiyeti ve istiklali ağır siyasi baskılar altındadır. Belki burada Filistin halkının mazlumiyeti’ne değinmemiz yerinde olur. Bu millet Batı ve Siyonist’in ağır tuzağına kurban olmuştur. Bu millet yıllardan beri tüm İslami ümmetti savunmasını üstlenmiştir. Onlar İslam ve Müslümanları savunma mızraklarının ucuna dönüşmüşlerdir. Bu millet Siyonist rejim karşısında orantısız bir savaş sorumluluğunu üstlenmiştir.
Bu arada “Gazze” halkının, Siyonistlerin haçlı ittifakı tarafından kalleşçe kuşatılması, onların Müslümanlar aleyhine, zulmünün bariz bir örneğidir. Hz. İmam Humeyni (ra) aslında Hz. Hüseyin (A.S)’in taşıdığı kıyam bayrağını dünya istikbarına karşı bir kere daha dalgalandırmıştır.
Yüce önderlik makamı Ayetullah Hameneyi, Hz. İmam Humeyni (ra)’in yolunu devam ederek, Hz. Hüseyin (A.S)’in kıyamını kendine örnek almıştır. İslami değerleri ve İslam’ın ihyası için çalışmıştır. Bu yolda İslami ümmetin Vahdeti için çaba göstermiştir. Son fetvası bunun bir örneğidir.
Burada ülkenizin, İslami değerleri savunma ve İslam karşıtı komplolarla karşı çıkmasına değinmek isterim. Bu tarihi sorumluluğu, Türkiye’deki İslami vahdeti takdir etmekteyim. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu Hüseyni Aşura töreni ve mateme, katılmalarını İslami Vahdetin bir göstergesi sayıyorum.
Sözlerimin, Hz.Hüseyin (A.S) ve Aşura faciası hakkında Mevlana Hazretlerinin bir şiiriyle sona erdiriyorum.
Mesnevi manevi’nin altıncı bölümünde şöyle anlatmaktadır: Bir kişi Aşura günü “Halep” şehrine varır. Şiilerin eza ve matemlerini gördüğünde şöyle sorar?
Bu haykırış ve sızlama nedendir? Cevap verirler:
Bu matem bir çağdan değerli olan Can’a tutulan matemdir.
Mümin nezdinde bu öykü küçük değildir. Zira kulaktaki küpenin değeri o kulağın değeri ile ölçülür.
Hz. Hüseyin (A.S) öyle bir zattır ki Aşura’ya böyle bir değer katmıştır.
Mümin nezdinde Hz. Hüseyin (A.S) matemi yüz Nuh gemisi fırtınası olayından daha meşhurdur.
Ehl-i Beyt, 22 Aralık 2010 22:13
Yorumlar (0)