Lübnan Notları
Analiz, 26 Kasım 2010 05:45Mete Çubukçu Başbakan Erdoğan'ın Lübnan'da gördüğü yoğun ilgiyi ve çeşitli durumlarda Türkiye'nin konumunu yorumladı.
Lübnan yüzölçümünün tersine Ortadoğu’da büyük bir etkiye sahiptir. Ortadoğu’nun minyatürüdür; bölgedeki kartlar bu küçük ülke üzerinden oynanır. Soğuk savaş dönemindeki bu durum hala devam etmektedir. Lübnan demek, Filistin, İsrail, Suriye, İran, Türkiye, Suudi Arabistan demektir. Tüm ülkeler burada kesişir.
Başbakan Erdoğan’ın sanki Türkiye’de miting yapıyormuşçasına karşılanması birçoklarını şaşırtsa bile bu aslında Türkiye’nin özellikle Irak’ın işgali öncesi tezkereyi reddetmesiyle başlayan sürecin bir ürünü sayılabilir.
Türkiye o tarihten itibaren bölgedeki ülkelerle farklı bir ilişkiye girmiş Önce Suriye ardından İran ile arasını düzetmişti. Bunun anlamı ise şu: Bugünlerde Lübnan’daki tartışma Hariri cinayeti ile ilgili soruşturma sonuçlarının açıklanması. Önce Suriye’nin parmağı olduğu söylenen sonra yalanlanan cinayetle ilgili şimdi de Hizbullah’ın ismini geçirilmeye başladılar. Hava gergin. Ta ki bir araya gelmeleri pek mümkün olmayan Suudi Arabistan ile Suriye liderlerinin Beyrut’ta buluşup el sıkışmalarına kadar. Çünkü Suriye’nin Hizbullah, Suudi Arabistan’ın Sunni Hariri ailesi üzerindeki etkisi biliniyor. Bu “barışma”nın mimarları arasında Türkiye’de var. Bir dönem başka “güçlerin” yaptığı arabuluculuk işlevini artık Türkiye görüyor.
xxxx
Ama asıl nokta bölge halklarının gönlünü okşayan İsrail’e karşı çıkışlar. Gazze olayındaki sert tavır, Mavi Marmara saldırısı sonrası İsrail’e yönelik eleştiriler. Tüm bunları Arap sokakları üzerinde büyük etki yapıyor. Özellikle rejimlerin tarafından baskı altına alınan insanlar Erdoğan’ın çıkışlarını “bölgede aradıkları lider” olarak algılıyorlar: İsrail’e kafa tutuyor, Arap ülkeleriyle ilişkileri iyi, kendilerinden biri gibi, Ortadoğu’ya uzak durmuyor. Hepsinden önemlisi Türkiye’nin son dönem politikası Araplardaki Türkiye algısını olumlu anlamda değiştiriyor.
xxx
Lübnan özelinde ise İsrail’e kafa tutan, karşı duran “güçlü” bir ülkenin olması çok önemli. Lübnan ve İsrail birbirine düşman iki ülke. Hatırlatalım: Lübnan ile İsrail hala savaş halinde. Şebaa çiftlikleri hala İsrail işgali altında. Çok değil 4 yıl önce İsrail ülkeyi yerle bir etti. Durum böyle olunca Erdoğan’a gösterilen ilgi ve kalabalıklara hitap etmesi gayet normal. Hatta İsrail’i kastederek “biz katile katil deriz” sözünü tam da söyleneceği yer Lübnan. Çünkü Lübnanlılar da “katil”i yıllardır tanıyor. İsrail ile de köprüler tamamen atıldı.
xxxx
Ortadoğu halkları Erdoğan’ı candan destekliyor, doldurulmuş kıtalar değil. Çünkü kendi liderlerinden memnun değiller. Bu yüzden Lübnan’daki ilgiliyi ve mitingdeki kalabalığa şaşıranlar olmakla birlikte bundan sonra normal karşılamaları gerekiyor.
xxx
NATO Kalkanı sonrası imzasından sonra böyle bir balans ayarı gerekiyordu. Türkiye dış politikada şaşırtmaya devam ediyor. Gerçek mecrasına da böyle oturacak gibi görünüyor.
Analiz, 26 Kasım 2010 05:45
Yorumlar (0)