Türkiye Füze Kalkanına Direniyor
Siyaset, 18 Kasım 2010 14:23ABD?nin ünlü medya kuruluşlarından National Public Radio, Türkiye?nin NATO kalkanı projesine yönelik muhtemel tutumu konusunda özel bir haber yayımladı.
National Public Radio (NPR) Türkiye Muhabiri Peter Kenyon’un geçtiğimiz hafta YDH Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu ile yaptığı röportajın ardından konuyla ilgili olarak hazırladığı haberin çevirisini sunuyoruz.
Türkiye NATO füze savunma sistemine direniyor
NATO üyelerinin bu hafta Portekiz’de bir zirveye hazırlanmasıyla birlikte, Türkiye, ABD destekli, İran gibi devletlerden gelecek saldırılara karşı üye ülkeleri korumak için bir füze savunma sistemi planlarına nasıl yanıt vereceği sorusuyla boğuşuyor.
Türkiye NATO’ya bağlı kalıyor ancak Washington’un İran’ı başlıca bir tehdit olarak isimlendirme arzusuna karşı çıkıyor.
NPR merkezinden Renee Montagne: ABD politikacıları Pakistan ve Afganistan’a baktıklarında, bölgedeki diğer ülkeleri de görüyorlar, İran da dâhil. İran, ABD’nin NATO müttefiklerini saldırıdan korumak için bir füze savunma sistemi geliştirme planlarının peşinden koşmasının sebeplerinden biri.
Bu füze savunma sisteminin NATO liderleri Portekiz’deki zirve için buluştuklarında bu hafta ele alınması bekleniyor. Ama bu mesele NATO üyesi Türkiye için bir ikilem oluşturuyor.
PETER KENYON: Kâğıt üstünde, balistik füzelere karşı bir kalkan dışarıdan gelecek potansiyel tehditlere rahatlatıcı ve istenilen bir çözüm olarak görünüyor. Fakat iş böyle elverişli bir sistem için askeri donanımı yerleştirmeye geldiğinde cevap düpedüz buz gibi olabiliyor.
KENYON: Türk eylemciler geçenlerde İstanbul’da, teklif edilen füze kalkanını kınamak için toplandılar. Tecrübeli aktivist Ahmet Faruk Ünsal Türkiye’nin doğru bulmadığı politikaları desteklemek için Batı tarafından kullanılmaktan bıktığını söylüyor.
Sn. AHMET FARUK ÜNSAL (Aktivist): Çünkü gerçekten, füze kalkanı nükleer korunmayla ilgili değil. İsrail’i, bölgedeki tek nükleer gücü korumak amacıyla ayarlanmış bir şey. Ayrıca, burada bir füze kalkanının Türkiye ile bölgedeki diğer ülkeler arasında bir soğukluk yaratacağına inanıyorum.
KENYON: Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin İran da dâhil olmak üzere, komşularından bir çatışma tehdidi algılamadığını ve Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi NATO’nun cephe devleti rolünü tekrar oynamayacağını söyleyerek, bu ayın başlarında bu son hassasiyeti tekrarlamıştı.
Fakat aynı zamanda, Türkiye’nin sadık bir NATO üyesi olmayı sürdürdüğünde ve birliğin güvenlik kararlarını desteklediğinde ısrar etmişti.
Füze savunması, Bush yönetimi başlangıçta bu ülkelere avcı uçağı füzeleri ve radar istasyonları koymak istediğinde Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde de hiç mi hiç tutulmamıştı. Rusya, sistemlerin sınırlarına bu kadar yakın olmasına öfkeyle itiraz etmişti. Ve Başkan Obama iş başına geçtikten sonra, füze savunması yapmayı, İran’dan gelecek kısa ve orta menzilli potansiyel füze tehditlerini engellemeye daha fazla vurgu yaparak NATO projesi olarak taşıdı.
İran ve Ortadoğu analisti Alptekin Dursunoğlu çoğu Türkün bu değişimleri makyaj olarak gördüğünü ve gerçek bir değişim vaat etmiş olan bu yönetimden (ABD yönetimi) hayal kırıklığı duyduğunu söylüyor.
Sn. ALPTEKIN DURSUNOGLU (İran ve Ortadoğu analisti): Türkiye’de genellikle, bu, eski tek taraflı ABD füze savunma teklifinin, kabul etmesi için Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak amacıyla NATO aracılığıyla sunulan, yeniden paketlenmiş bir versiyonu olarak görülüyor.
KENYON: Fakat Dursunoğlu ve diğerleri, Ankara’nın, eğer İran, Suriye ya da Rusya’nın adını özellikle tehdit olarak anmamayı ve bu sistemle ilgili herhangi bir bilgiyi NATO üyesi olmayan ülkelerle –yani İsrail’le- paylaşmamayı içeren birkaç koşul karşılanırsa teklifi onaylayacağına inanıyor.
İstanbul’da yaşayan Uluslararası Kriz Grubu analisti Hugh Pope, bu haftaki NATO zirvesinin Türkiye için hassas bir zamana geldiğini söylüyor. Türkiye ve İran’ın temelde rakip olduklarını, müttefik olmadıklarını hatırlamanın Batı için önemli olduğunu söylüyor.
Fakat füze savunmasına direnişinin, İran’a yaptırımlara oy vermemesi ve İsrail’le soğuk ilişkileriyle birlikte, bazı NATO başkentlerinde Ankara’nın artık daima olageldiği gibi katı bir NATO müttefiki olmayabileceği işaretleri olarak alındığını göz önünde bulundurmanın da Türkiye için önemli olduğunu söylüyor.
Sn. HUGH POPE (Uluslar Arası Kriz Grubu Yöneticisi): Daha gerçekleşmemiş bir şeye kafa yormanın anlamı yok. Ama Türkiye algılar konusunda çok dikkatli olmak zorunda; çünkü bu algılar dev bir tanker gibi: Yavaş dönüyorlar, ama eskiden bulundukları yere geri getirilmeleri çok zor. Ve Türkiye NATO’yu ve AB’yi güvenilirliğiyle gerçekten etkilemeli.
KENYON: Analistler Türkiye’nin füze kalkanını desteklemek için öne sürdüğü şartların hiçbirinin üstesinden gelinmez olmadığını belirtiyorlar. Fakat gözlemciler uzun süreli müttefikliğin bir çatlama gösterip göstermediğini görmek için NATO toplantısını yakından izleyecekler.
Siyaset, 18 Kasım 2010 14:23
Yorumlar (0)