Özgündüz: ?Statükoyu Yıkarak Sorunu Çözün? (Foto)
Zeynebiye, 30 Ekim 2010 08:265. Uluslararası Alevi İnanç Önderleri Toplantısı'nda konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, açılımlardan sorumlu devlet bakanı Faruk Çelik?e hitaben ?Sizler statükoyu yıkıyorsunuz, Alevilerin talepleri konusunda da statükoyu yıkın, sizin gayretiniz yeter? diye seslendi.
Bu toplantının yararlı bir şekilde sonuçlanacağını umuyor, Allah’tan o yönde istikamet bulmasını diliyorum.
Ben, gücümün yettiği ölçüde, Kur’anı ve sünneti inceleyen âcizane bir din adamı olarak, şöyle bir fotoğrafımıza bakarken, inanç boyutunda, aşk, sevgi ve insani değerler boyutunda Ehlibeytten esinlenip Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli, Mevlana gibi pirlerin terbiyesinden, tedrisatından geçmiş Türk dünyası ve büyük çoğunluğu alevi tarikata bağlı olan bu camianın, kardeşkanına pençesini bulamamış, eli kardeşkanına bulanmamış tertemiz camia olduğunu görüyorum. Öldürülse de öldürmemiş bir camia, incise de incitmemiş bir camia.
Ama dini ibadetler noktasında, dünyaya sevgi kardeşlik sunan Ehlibeyt mektebinin ahlaki boyutlarını almış, sevgisin almış, saygısını almış, Ehlibeyt zikrini Allah’la beraber, Muhammed Mustafa’yla beraber, onun hanedanının zikrini ibadet saymıştır. Benim namazım budur demiştir.
Bu anlayış bu gün başlamadı, yarın da bitmeyecek. Bu yurdu Türk yurdu, Müslüman yurdu, İslam yurdu yapan bu anlayış olmuştur. Onların canlarını feda ederek kanlarıyla yoğurduğu bu yurdun üstünde oturanlar şimdi onları beğenmiyor. Ne diyor sizin namazınız niyazınız yoktur, siz hiçbir şey değilsiniz diyor. Dağdan gelen bağdakini kovuyor.
Ben bu konuda fazla sözü uzatmıyorum ancak, sayın bakanın özellikle dikkatinize arz ediyorum. Hadisler de, “sorunlarınızı güzel insanlarla çözün, onların iç güzellikleri yüzlerine yansımıştır.” Buyuruyor. Yağcılık olsun diye demiyorum, bizim komisyondaki arkadaşların görüşü de bu samimi ve sözüne güvenilir insansınız. Sizin burada teşrifinizi bir fırsat sayıyorum, bu toplum da size saygı sevgi gösteriyor, hak ediyorsunuz.
Ben İzzettin hocamın dediklerinin hepsinin altına imzamı atarım, bir din adamı perspektifinden de atarım. Siz parti olarak statükoyu yıkmakla meşgulsünüz iyi de yapıyorsunuz.
Cem evi ibadeşanemidir değil midir sorusunu Statüko gereği, siz diyanet işlerine sormak durumundasınız. Diyanet işleri devletin bir kurumu neticede Diyanet işleri de size yine statükonun gereği “kardeşim İslam’da böyle mabet yoktur” demek durumundadır.
Ama sevgili bakanım, madem statükoyu yıkıyorsunuz burada da yıkın. Buna sizin gayretiniz yeter diye inanıyoruz. Madem bu camiayla ilgili görevi üstlenmişsiniz bunu Allah size nasip etmiş siz de çözün. Bu camianın saygı duyarak değer verdiği İzzettin Doğan gibi birini karşınızda bulamayabilirsiniz. Ne dediğinizi anlayan, ne demek istediğini anlayıp ifade eden bir muhatap her zaman bulamaya bilirsiniz.
Kendi fikriyatını ve ülkenin toprak bütünlüğünü, milli birliğini, devletin bekasını her şeyin üstünde tutan ve bu mecrada hizmet veren inanç önderleri, kanaat önderleri, ülkenin vazgeçilmezleri, ülkemiz, devletimiz ve milletimiz için bir nimetlerdir. İzzettin hocam bu camiadan birisi, oluşturduğu CemVakfı ve Cem Vakfı bünyesindeki diğer kuruluşlar, barışçıl yoldan bu taleplerini dile getirerek hakkı olandan da azını istiyorsa vermemek ayıptır. Bu sizin şahsınızı zatıalinizi hâşâ ayıplamak anlamında demiyorum haddim de değil.
Her şeyin sizin elinizde olmadığını da biliyorum. Gayretinize teşekkür ediyorum. Siz alevi kardeşler, canlar, size diyorlar ki Müslüman’san camiye, Hıristiyan’san kiliseye, Yahudi’ysen sinagoga. Biz de bu söze itimat ettik gittik cami yaptık. Eşimizin kulağındaki küpeyi, parmağındaki alyansı çıkarıp sattık, cami yaptık. Ne yaptılar bili yomusunuz, Diyanet İşleri Başkanlığı irticayla mücadele eylem planında yer alan maddelerden sekizini, meclis tatile çıkıyorken bir gece vakti meclisten nasıl geçirdiyse geçiriverdi. 28 Şubat kanunlarındandır o kanunlar. Bu dönemde hükümetimizin ve değerli bakanımın bunlara fırsat vermeyeceğini umuyorum.
Onunla yetinmediler ne dediler, sadece yönetimini istemiyorum diyerek çok açık ve net bir şeklide camileri müştemilatıyla birlikte tapusunu da istiyorum, mülkünü de istiyorum dedi sevgili Diyanet İşleri Başkanımız. Şimdi onu da elimden alıyor ne yapayım ben şimdi!?
Soruyorum bu hangi dine, mezhebe, hangi kanuna uyuyor bu? Yapıyorum elimden alıyor. Adını değiştireyim dedim, bize dediler ki adını değiştirirseniz derneğiniz amacından sapmış olur, o zaman da diyanete kalmadan hazine elinizden alır. Dertler çok, hepiniz dertlisiniz fakat bugün hem dünya konjonktürü hem de ülke konjonktürü de bunu gerektiriyor.
İnşallah artık hukuk zeminine dönüp, kanunları da hukuk çerçevesinde oluşturarak barışçıl çözümler üretmemiz gerekiyor. Bizi başkalarının kapısına yönlendirmeyin. Biz bu vatanın evladıyız, başkada bir şey demiyorum."
Zeynebiye, 30 Ekim 2010 08:26
Yorumlar (0)