İran'la Müzakereler Başlasın
Gündem, 16 Ekim 2010 15:44Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran'la BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya arasındaki nükleer müzakerelerin biran önce başlamasını ve tansiyonun düşmesini istediklerini söyledi.
Brüksel temaslarının ardından Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, İran'la nükleer müzakereler yeniden başlarsa Türkiye'nin bu süreçte herhangi bir rol üstlenip üstlenmeyeceğinin sorulması üzerine, Türkiye'nin illa arabulucu veya gözlemci olmak gibi bir çaba içerisinde olmadığını belirtti.
"Bu müzakerelerin başlaması dahi uluslararası topluma ve bölgeye bir rahatlama (getirecek), en azından diyalog sürecinin başlaması dolayısıyla tansiyonu kontrol altında tutacak bir etki yapacaktır" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin tutumuyla ilgili şunları kaydetti:
"Türkiye'nin temel hedefi, birisi komşumuz, diğer ülkelerin ittifak ilişkisi içinde bulunduğumuz dost ülkeler olması nedeniyle, biz bölgemizde yeni bir gerilimin çıkmaması için çaba sarfettik, buna devam edeceğiz. Ama bu çabalarda illa ve mutlaka özel bir konumda olmak da gerekmiyor. Ümit ederiz ki önümüzdeki günlerde, haftalarda bu toplantı gerçekleşir ve müzakere süreci sağlam bir zeminde tekrar başlar. Ama bizim bir katkımız gerekirse bunu yapmaktan çekinmeyiz. Ama özel olarak illa ve mutlaka herhangi bir sürecin herhangi bir yerinde bulunmamız gerekmez."
Füze kalkanı tartışması
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin füze kalkanına evsahipliği yapmaya ne kadar istekli olduğunun sorulması üzerine, şu cevabı verdi:
"Bakın bu tabirler de doğru değil. Bir füze kalkanı var, sanki böyle evsahipliği yapılacak. Bunlar bir algı da oluşturuyor. Ben bugün basını takip ettiğimde bizim dün yaptığımız tartışmalarla bugün basına yansıma şekli arasında bir uçurum gördüm. Yani teknik olarak bu konuyu bilenler ve takip edenler de bunun farkında olması lazım. Sanki füze savaşları başlıyor, Türkiye'de bir füze kalkanına evsahipliği yapacak. Böyle bir durum sözkonusu değil. Varolan şey bir füze savunma sisteminin çok uzun dönemli ve aşamalı olarak planlanmasıdır.
Bunun herhangi bir ülkeye karşı olması gibi bir durum sözkonusu değil ve sadece Türkiye'de olması gibi birşey de sözkonusu değil. Hatta Türkiye'de olması (da sözkonusu değil) Yine gazetede gördüm. Bölgelerimizin adları da veriliyor. Şuraya yerleştirilecek, buraya yerleştirilecek diye. Yani biz sürecin içindeyiz, bizim bilmediğimiz bilgilere bazı arkadaşlar sahipse onu bilemem tabii ki. Ama bizim bilgimiz dahilinde ne böyle bir uygulama planı var, ne de bu konuda herhangi bir aşamaya gelinmiş.
Yani bir kere işin esası yanlış olunca nereyi düzeltelim demek icap eder. Esası yanlış çünkü tartışılan daha ilkesel düzeyde bir konsept geliştirme çabası. Ondan sonra bunun güvenliğin bölünmezliği ilkesi etrafında NATO içerisinde nasıl bir yapılanmaya kavuşturulacağı müzakerelerle varılacak bir sonuç. Onun için bu konuda basınımızın çok daha dikkatli ve özenli yayın politikası takip etmesine doğrusu önem veriyoruz."
Gündem, 16 Ekim 2010 15:44
Yorumlar (0)