Pakistan?ı Yalnız Bırakamayız
Siyaset, 14 Ekim 2010 01:39Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Pakistan bizi, kurtuluş mücadelemizde yalnız bırakmadı. 1999 depreminde yalnız bırakmadı. Bu kadar birbirini seven iki ülke halklarının bu tür günlerde birbirinin imdadına yetişmesinden daha tabii ne olabilir'' dedi.
Erdoğan, Pakistan'da meydana gelen sel felaketinden etkilenen Multan'da Türk Kızılay'ı tarafından yaptırılan bin 600 adet Mevlana Evi'nin dağıtım törenine katıldı.
Bu tarif edilemez sel afeti sebebiyle tüm Pakistanlılara şahsı ve Türk milleti adına üzüntülerini bildiren Erdoğan, ''Ebediyete intikal eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyor, yakınlarına, tüm Pakistan halkına baş sağlığı temennilerimizi iletmek istiyorum'' dedi.
Erdoğan, Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani, Pencap Eyaleti Başbakanı Şahbaz Şerif, tüm bakan ve milletvekillerine, kendisiyle bu ziyareti gerçekleştiren bakan ve milletvekili arkadaşlarının kalbi şükranlarını ifade etmek istediğini söyledi.
Türkiye'de halkın duyarlılığına tercüman olan Türk halkını bu noktada adeta seferber eden Diyanet işleri Başkanı'nın da kalbi muhabbetlerini bildirmek istediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Aynı şekilde işçi kardeşlerimizin örgüt reisi, memur kardeşlerimizin örgüt reisi, iş adamlarımızı temsilen yine İstanbul Ticaret Odası Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu üyesi kardeşlerim bizlerle beraber. Onların da sevgilerini ifade etmek istiyorum. Heyetimde bulunan tüm kardeşlerimin siz kardeşlerime selam ve saygıları var. Bizi tarih birleştiriyor. Bizim ortak kültürümüz var, bizim ortak değerlerimiz var. Bu kültür, bu değerler uğruna asırlar boyu birlikte yürümüşüz. Şimdi de bu sorumluluğun bize yüklediği bir görevin ifası için buradayız.''
Sel felaketi olduğu andan itibaren Kızılay'ın hemen burada olduğunu dile getiren Erdoğan, 2005 Muzafferabad Depremi'nden sonra Kızılay'ın buradan ayrılmadığını belirtti.
Muzafferabad'da Kızılay olarak TOKİ olarak bulunduklarını ve Türkiye olarak tüm hayırsever kurumlarla orada bir çok yatırımları gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, hala TİKA olarak, devlet olarak oradaki çalışmalarımızı sürdürdüklerini ifade etti.
''İstiyoruz ki kalıcı eserler bırakalım'' diyen Erdoğan, Anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sebebiyle gecikmiş olarak yaptıkları bu ziyaretin öncesinde eylül ayı bayında eşi, kızı ve hanımlardan oluşan bir heyetin bölgeyi ziyaret ettiğini hatırlattı.
Şimdi de bakan arkadaşlarıyla teknik bir kadroyla burada olduklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''İstiyoruz ki tespitleri yapalım ve bölgede kalıcı eserler bırakalım, altyapı çalışmaları yapalım, üstyapıya yönelik çalışmalar yapalım. Okul, hastane gibi alanlarda adımlar atalım. Şu anda halkımızın duyarlılığı aynen devam ediyor ve süratle burada yardımlara başlayacağız. Kızılay'ın Mevlana Evleri, çadırlar ve konteyner kentler geçici, biz istiyoruz ki kalıcı olanları yapalım. Ve değerli dostum Gilani'ye de söyledim, Sayın Şerif'e de sabah söyledim; ortak olarak neler yapabileceksek bunların adımlarını atalım. Tabii ki uygun yerleri tespit etmemiz
lazım ve ona göre de yatırımlarımızı hemen orada başlatalım. Muzafferabad'a yaptıklarımızı bittikten sonra gezdim gördüm. Depremde de gezip görmüştüm. Tabii işlerimizi hemen hemen büyük ölçüde bitirdikten sonra gezip gördüğümde gerçekten o zaman 'hamd olsun' dedim. Zira, istedik ki Pakistan'a yakışanı yapalım. Türkiye'ye yakışanı yapalım. Ve bunun için de çalışmalarımızı hemen başlatalım.
Biz sizleri seviyoruz. İnanıyorum ki sizler de bizleri seviyorsunuz. Pakistan bizi, kurtuluş mücadelemizde yalnız bırakmadı. 1999 depreminde yalnız bırakmadı. Bu kadar birbirini seven iki ülke halklarının bu tür günlerde birbirinin imdadına yetişmesinden daha tabii ne olabilir.
Beraber yapacağımız işlerden az önce Dostum Gilani bahsetti. Gerek askeri, gerek siyasi gerek ekonomik, gerek ticari bir çok alanda yapacağımız işler var. Ulaşımda yapacağımız yatırımlar var. Enerji'de müşterek yapacağımız yatırımlar var. Özellikle tarımsal alanda atmamız gereken müşterek adımlar var. İnşaat sektöründe, Çin'den sonra dünyada ikinci ülkedeyiz. Dolayısıyla bu tür yatırımlarda Türk müteahhitlerinin yükleneceği işler olabilir. Burada elimizden gelen gayreti göstereceğiz.''
Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak terörle bir mücadele sürdürdüklerini ifade etti. Pakistan'da da ülkenin birliğine, bütünlüğüne kast edenlerin olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
''İnanıyorum ki Pakistan halkı olarak bu birliğinizi, bu beraberliğinizi, bu bütünlüğünüzü asla bozmayın. Bunu bozmak isteyenlere fırsat vermeyin. Onun için de dayanışma içinde daha güçlü bir Pakistan'ı kurmanın gayreti içinde olun. Şunu açık söylüyorum. Pakistan'ın zayıf düşmesi Pakistan dışında birilerini sevindirir. Herhalde o birilerinin kimler olduğunu anlıyorsunuz. Onlar bizim için de aynıdır sizin için de aynıdır. Onun için güçlenmeye mecburuz. Güç toplamaya mecburuz. El ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz. Daha güçlü bir Pakistan, daha güçlü bir Türkiye diyeceğiz.''
İSRAİL
Aynı durumun İslam dünyası için de geçerli olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ''İslam dünyasını bölmek, parçalamak isteyen güçleri biliyorsunuz. Bunların kimler olduğunu biliyorsunuz'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Eğer uluslararası sularda bir yardım konvoyuna denizden havadan birileri saldırabiliyorsa, bunlar gücü nereden alıyor? Bunu sormamız lazım. 9 tane kardeşimizi şehit edenler belli. Cenevre'deki İnsan Hakları Komisyonu'nun verdiği karar da rapor da ortada. Bunun bir gaddarlık olduğunu da bu raporda ifade ettiler. Vahşice olduğu ortaya çıktı. 19 yaşında bir genç, aslen Türk ama ABD vatandaşı. Bu gencin 2 kaşının arasında 2 cm ile 40 cm arası bir mesafeden onu infaz ederek şehit ettiler. Ve sırtından iki mermi, vücudunun değişik yerlerinden 2 mermi, 5 kurşun ile şehit ettiler. Artık bunlar resimlerle adli tıp raporlarıyla tespit edildi. 9 şehidin vücudundan 30 mermi çıkarıldı. AB üyesi ülkeler çekimser kaldılar. ABD, İsrail'in yanında yer aldı. 30 ülke rapora 'evet' dedi. Şu anda BM Güvenlik Konseyi'nin panel çalışmaları devam ediyor. Temenni ediyoruz ki hak yerini bulur. İsrail, özür dilemek durumundadır, tazminat ödemek durumundadır. Bunları yerine getirmedikçe Orta Doğu'da yalnız kalmaya mahkumdur.''
Bu sel felaketi nedeniyle bir araya geldiklerini kaydeden Erdoğan, sel nedeniyle ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, evsiz kalanlara da sabır diledi.
Yaraların sarılması için ellerinden geleni yapacaklarını anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini, ''Sayın Gilani yapılacak olanları açıkladı, şu anda attıkları adımları açıkladı. Ben de yapacaklarımızı söyledim. Bugünden daha tezi yok, hemen çalışmaya başlıyoruz. Yer tespitleriyle beraber adımlarımızı atıyoruz. 'Yaşasın Pakistan-Türkiye kardeşliği' diyorum'' diye tamamladı.
Siyaset, 14 Ekim 2010 01:39
Yorumlar (0)