Emevileşmeden...
Analiz, 07 Eylul 2010 05:54Haber7 yazarlarından Yaşar İliksiz, Emevileşmeden başlıklı yazısında çarpıcı sorular ve tespitlerle okuyucuyu yüzleştiriyor:
Emevileşerek sınav kazanmaya yeltenmek asıl sınavda ayakların tökezlemeye başladığının alametidir…
Ömrünüzde gördüğünüz, görebileceğiniz en mükemmel insan ölmüş olsa ne hissederdiniz?
Üstelik o, size yeryüzünde ulaşılabileceğiniz en şerefli makamları göstermiş, en kutlu müjdeleri getirmiş insan olsaydı… Ölümünden sadece dakikalar sonra, onu unutup, ‘hayat devam ediyor’ diye menfaat hesaplarına dalabilir miydiniz?
Yazıyı okumadan önce, temsil ettiğiniz siyasi görüş ve sosyal statüleri aklınıza getirmeksizin, yukarıdaki soru üzerinde üç - beş dakika düşünmenizi öneriyorum...
8 Haziran 632 tarihine giderek düşünmeyi sürdürelim:
Düşünün; dünyaya gelmiş, gelebilecek en mühim, en mükemmel, size dünya ve ahret mutluluğunun reçetesini getirmiş, gösterdiği mucizelerle Peygamberliğini defalarca ispatlamış insanın naşı yanı başınızda yatıyor.... Ne yapardınız?
Eğer gözyaşlarına boğulacak kadar yoğunlaşmadıysanız zor da olsa verecek cevabınız vardır değil mi?
Ama vereceğiniz cevaplardan hiç birinde "Onun yerine ‘benim ailemden olmayan birinin geçmemesi için' gerekirse elimi kardeş kanına bulamayı göze alırdım" cümlesi yoktur eminim....
Böyle düşünmenin aklınızın ucundan dahi geçebileceğine ihtimal vermezsiniz değil mi?
Halbuki, yaşanan siyasi çekişmelerdeki tavırlara baktığımızda yüzde 90'ınınızın doğru cevabı, 'Onun yerine 'bizden birinin' geçmesi için gerekirse elimi kardeş kanına bulamayı göze alırdım' olmalıydı diye düşünüyorum...
Hali yaşamak ile halde nasıl davranacağınızı hayal etmek arasındaki fark, işte bu denli büyük. Ki siz, peygamberi görmeden sevenlerdensiniz...
Bir de onu görenlerin haline bakarak iktidar savaşlarının insanların gözünü nasıl karartabileceğini idrak edin... "Gökte yıldızlar gibidir" diye övdüğü insanlar, Hz. Muhammed'in ölümünden sadece dakikalar sonra "onun yerine, kimin" yönetici olacağı konusunda tartışmaya başlamışlardı. Kılıçların çekilmesine ramak kalan tartışmalardan söz ediyoruz...
“İktidar meselesi o mübarek insanları bile öyle etkileyebildiğine göre bizi niye kınıyorsun?” demeli hiç kimse.
Hali yaşamak ile halde nasıl davranacağınızı hayal etmek arasındaki farkı idrak edememişsiniz demektir, o sözü ederseniz... O hal, onların sınavıydı, sizin sınavınız sizin haliniz!
Mamafih o gün yaşanan tartışmaların “Emevileşmeyi” doğurduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Emevilik kavramının kökleri daha derinlerde olmakla birlikte, “Emevileşme”nin o tartışmalardan beslenerek büyüdüğünü söyleyebiliriz…
Emevileşmek dünya siyaset tarihinin gördüğü, görebileceği en büyük beladır.
Siyasi hasımlarını aşağılayan, kendi otoritesini sağlamak için her türlü yalana başvuran gerekirse Hadis uyduran, insanları kılıç zoruyla kendilerine biat etmeye zorlayan, hatta çaresiz kalınca Peygamberlerinin torunlarını katletmekten çekinmeyen zihniyetten bahsediyoruz...
İnsanoğlu tarihin her evresinde Emevileşmeye meyilli... Öyle ki insanoğlu zaman zaman bir kaç Emevileşmişten birini seçmeye dahi zorlanmıştır.
Hür ve adil düşünebilen insanlara, "Hangi Emevileşmişi seçecersin?" sorusundan daha ağır zulüm olabilir mi?
‘Her türlü zulme hayır’ diye haykıracak kadar hür ve adil düşünebilen insanlar, zaman zaman Emevileşen zihniyetlerin yerine aklı ve hoşgörüyü iktidar kılmayı denemişlerdir.
Ancak neredeyse hemen her denemede; Emevileşmişlerin, rakiplerinin iktidara ulaşmaması için kurduğu tuzak ve hileleri bertaraf etmeye çalışırken, hür ve adil düşünen insanlar Emevileştiklerini fark edememişlerdir...
Hür ve adil insanların mutlu yaşadığı dünyayı oluşturmanın tek yolu vardır: Emevileşmeden, Emevilerin iktidarını yıkabilmek!
Bu, sanılandan çok daha büyük sınavdır…
Emevileşerek sınav kazanmaya yeltenmek asıl sınavda ayakların tökezlemeye başladığının alametidir… Alametleri erken fark etmeyenler ya da o alametlere vesile olanlar bir gün karşılarında ‘Her türlü zulme hayır’ diye haykıracak kadar hür ve adil düşünebilen insanlar bulacaklardır…
Dünya oyunu, böyle…
Emevileşenleri tahtından etmeye soyunanlara benim eyvallahım Emevileşmeye başladıklarını fark edebildikleri sürecedir...
Yaşar İliksiz - Haber 7
[email protected]
Analiz, 07 Eylul 2010 05:54
Yorumlar (0)