İsrail ve Avrupa Hizbullah'ın Askeri Gücünü Merak Ediyor
Analiz, 29 Nisan 2010 06:34Avrupalı diplomasi uzmanları, Hizbullah?a Scud füzeleri sağladığı yönünde İsrail?in Suriye?ye yönelttiği suçlamaların reel verilerden ziyade istihbarat tahminlerine dayandığını düşünüyor. Bu da Amerika yayılan habere tepkisini dile getirirken Avrupalıların neden sessiz kaldığını açıklıyor.
El-Kuds Gazetesi'ne konuşan güvenilir kaynaklar, İsrail’in hükmen yenildiği 2006 savaşından beri Hizbullah’ın gücünden endişe duyduğunu söyledi. Genel Sekreter Hasan Nasrullah Lübnan’a saldırılması durumunda çok sert karşılık vereceklerini açıkladığından beri İsrail ve Avrupa Hizbullah’ın askeri gücünü merak ediyor.
Nasrallah 16 Şubatta yaptığı konuşmasında İsraillilere seslenmiş, Dahiye Teorisi olarak bilinen uyarıyı yaparak ‘siz Güney Lübnan’da bir ev yıkarsanız biz de Tel Aviv’de binalar yıkarız’ demiş, Lübnan’ın altyapısına zarar gelmesi halinde İsrail’in altyapısını yıkmakla tehdit etmişti: “Dahiye’ye saldırısanız Tel Aviv’i vurmakla yetinmeyeceğiz. Beyrut havaalanını vurursanız Tel Aviv havaalanını vururuz. Limanlarımızı vurursanız limanlarınız yerle bir olur. Petrol arıtma tesislerimizi, fabrikalarımızı, elektrik üretim santrallerimizi bombalarsanız, petrol arıtma tesisleriniz, fabrikalarınız, petrol rezervlerinizi bombalayacağız. Hodri meydan!”
Hasan Nasrallah’ın söylediklerinde ciddi olduğu ve mübalağa yapmadığı İsrail ve Avrupa tarafından çok iyi anlaşıldı. Bu yüzden başta Mossad olmak üzere uluslar arası istihbarat servisleri ve stratejik araştırma merkezleri, Nasrallah’ın konuşmasını değerlendirme çalışmalarına girdi. Sonuç: Hizbullah ya yeni silahlar geliştirmişti, ya da İsrail’in iddia ettiği gibi Suriye Hizbullah’a Scud füzeleri vermişti.
Avrupalı kaynaklar Rus yapımı Scud füzeleri meselesinin abartıldığını düşünüyor. Çünkü Hizbullah’a bu füzeleri verdiği takdirde Şam, Moskova’yı kızdıracak, Amerika’nın müşterilerine uyguladığı politikanın bir benzeriyle, gelecek silah anlaşmalarında Rusya tarafından çıkarılacak birçok engelle karşılaşacaktır. Amerika müşterilerine, savunma dışında kullanmamak ve başka bir tarafa transfer etmemek şartıyla silah satıyor. Ayrıca İsrail’in elinde Suriye’nin Hizbullah’a Scud füzesi sağladığı hususunda somut deliller olsaydı, meseleyi BM Güvenlik Konseyi’ne taşımakta gecikmezdi.
Durum gösteriyor ki, İsrail’in iddiaları istihbarat tahminlerinden ibarettir. Veya Hizbullah’ın sürprizlerinden korkuyor, taş devrine döndürmekle tehdit ettiği Suriye’nin İsrail’e karşı yeni bir savaşa girmemesi için Hizbullah üzerinde baskı kurmasını sağlamaya çalışıyor.
Füze üretiminde uzman kaynakların belirttiğine göre, savaş çıkması durumunda, İsrail’in iç bölgelerini vurması için Hizbullah’ın Batının bildiği balistik Scud füzelerine sahip olması gerekmiyor; bunun için kısa ve orta menzilli füzeler yeterli. Çünkü güney Lübnan ile Tel Aviv arasındaki mesafe 114 km. Liman, fabrika, elektrik santralleri gibi stratejik mevkiler 250 kilometrenin içinde bulunuyor. Füze sanayisindeki korkunç gelişme göz önünde bulundurulduğunda bu mesafeler kesinlikle uzak değil.
Buna göre şu anda hakim olan düşünce, Hizbullah’ın elinde klasik Scud çeşidinden değil, küçük ama yeni ve güçlü füzelerin olduğu. Çünkü klasik Scud füzelerini İsrail ordusu Patriot füzesavarlarıyla engelleyebilir; ama küçük füzeler in engellenmesi kolay değildir, aynen tank toplarına karşı koymanın imkansızlığı gibi. Ayrıca küçük füzelerin gelişmiş dijital sistemi yoktur. Sadece en basit düzeyde elektronik donanım ve teknik mekanizmaya sahip olan bu füzelerin karşısında radarlar felç olur.
Güney Lübnan ile İsrail arasındaki mesafenin askeri perspektifteki kısalığı İsrail’i endişelendiriyor. Radarlar füzeleri yakalayabilir; ama ordu, mesafenin kısalığı ve füzenin hızı sebebiyle atılan füzeleri savuşturma başarısı gösteremeyecektir. Küçük ve orta hacimli füzeler kompleks teknolojiye sahip olmayan fırlatıcılardan atılabilir, İsrail radarlarına yakalanmamak için bu tercih edilecektir. 1ila 3 metre arasında değişen küçük hacimlerine rağmen içindeki güçlü patlayıcılar sebebiyle küçük füze düştüğü yerde misket bombası etkisi yaparak, bazen büyük bir alanı tahrip edebiliyor.
Sonuç olarak iki ihtimalden bahsedilebilir: Birincisi, İran füze sanayinin geliştiğini hatırlarsak, Hizbullah’ın elinde İran yapımı İsrail’in habersiz olduğu füzeler var. İkincisi, Hizbullah kendi uzmanları ve dışarıdan aldığı dostane yardımlar sayesinde Lübnan’da gizli fabrikalarda füze üretmeyi başardı ve İsrail istihbaratını şaşkına çevirdi.
Bu nedenledir ki, Avrupa devletlerinin çoğu İsrail’in Suriye aleyhindeki Scud iddialarına kulak asmadı, Ortadoğuya hakim olan gerginliğin ve psikolojik savaşın bir parçası saydığı bu söylentilere ilgi göstermedi.
Analiz, 29 Nisan 2010 06:34
Yorumlar (0)