Amerikan Televizyonundan "Soykırım" Propagandası
Gündem, 02 Mart 2010 07:46Amerikan CBS televizyonu, Kongre'de oylanacak sözde soykırım tasarısı öncesi Ermeni iddialarına destek veren bir program yayınlandı.
Daha önce Fener Rum Patriği'nin iddiaları doğrultusunda Türkiye'de Hıristiyanların baskı gördüğünü öne süren CBS televizyonu bu kez de Ermeni propagandası yaptı.
Yine Bob Simon'ın hazırladığı programda Ermeni soykırımı iddialarına destek verildi. 60 dakika adlı programdaki 3 bölüm arasında yer alan tartışmalı yapım, "Tarih yüzünden savaş" başlığı ile sunuldu. Programda Türkler ve Ermeniler arasında 'bir milyondan fazla Hıristiyan Ermeni'nin büyük sürgün ve katliamının' nasıl isimlendirileceği konusunda bir savaş yaşandığı belirtilerek, "Ermeniler ve tarihçilerin ezici çoğunluğu, Türk yöneticilerinin soykırım yaptığını ve bunun Hitler'in Yahudilere yaptığı şeye örnek olduğunu söylüyor. Öte yandan Türkler, atalarının böyle bir suç işlemediğini ve Türklerin de savaşın kurbanlarından olduğunu söylüyor." deniliyor.
TAM 450 BİN KİŞİLİK TOPLU MEZAR!
Bu savaşın sadece iki ulus arasında kalmadığı, Beyaz Saray ve Kongre'nin de dahil olduğu, hatta 'soykırımı' resmen tanıyan tasarının şu anda Amerikan Temsilciler Meclisi ve Senato'ya sunulduğunu vurgulanan programda, Suriye topraklarındaki Deyrizor çölünde '450 bin' Ermeni'nin toplu olarak gömüldüğü iddia ediliyor. Bölgedeki bir tepeciği elleriyle kazak kemik parçaları bulan Ermeni kökenli yazar Peter Balakyan'ın "Burası Ermeni soykırımının en büyük mezarlığıdır." iddiasını dile getiriyor.
Deyrizor'un Ermeniler için Yahudilerin toplama kampı Auschwitz'e eş değerde olduğu savunularak, "Bu yer hakkındaki en korkunç şey, 95 yıl sonra bile katliamın kanıtlarının yer yerde olması. Fırat Nehri yakınlarında bir tepelik var. Burası aynı zamanda bir toplu mezarlık. Hiçbir zaman kazılmadı. Burada ne olduğunu gösteren kanıtları toplamak için yapmamız gereken tek şey yüzeyi biraz eşelemekti. Binlerce insanın gömüldüğü bu tepelikte durmak oldukça sıra dışı. Kim olduklarına ve nereli olduklarına dair bir kayıt yok." ifadesine yer veriliyor.
1915 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın şiddetini artırdığı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmakta olduğu kaydedilerek, "Beşinci kol olarak görülen yani düşmanla işbirliği yapmakla suçlanan Ermeniler, Müslüman idareciler tarafından hain olarak değerlendiriliyordu." deniliyor.
OSMANLI, HİTLER'E "GAZ ODASI" İÇİN İLHAM VERMİŞ!
1915'te başlayan Ermeni tehcirinden bahsedilen program yayına hazırlandığında Türkiye'nin Washington Büyükelçisi olarak görev yapan Nabi Şensoy'la bir röportaja da yer veriliyor. Şensoy, Bob Simon'un Suriye'de bulduğu kemiklerle ilgili sorusuna "Türkiye'de de her yerde kemik bulabilirsiniz. Bu topraklarda birçok trajedi yaşandı." cevap veriyor.
Şensoy, Deyrizor'un Auschwitz'le karşılaştırılmasına ve Ermenilere yönelik katliam iddialarını reddedederek, "Ölüm yürüyüşü diye bir şey yoktur. Sürgün vardı ve bazı trajik olaylar yaşandı. Birinci Dünya Savaşı'ndaki yokluk sırasında birçok olay oldu... En önemli şey, niyet. Bu ölümler başka bir şey. Her iki tarafta da oldu." diyor. Şensoy, Osmanlı Devleti'nin tehcir kararıyla Ermeni nüfusu yok etmek gibi bir niyetinin olmadığını vurguluyor.
Programda bir mağara gösterilerek buraya sayısız kadın ve çocuğun atıldığı, mağaranın ağzında ateş yakılarak içerdekilerin nefes almasının engellediği iddiasına da yer veriliyor. Ayrıca Hitler'in Polonya'yı işgalinden önce "Bugünlerde kim, Ermenilerin yok edilmesinden bahsediyor?" dediği iddiaları da yinelenerek, Nazi liderinin sözde Ermeni soykırımından ilham aldığı öne sürülüyor.
"KAYITLAR YOK EDİLDİ!"
Türklerin, Hitler'in bu sözleri söylediği iddiasına karşı çıktığı ifade edilerek, "Osmanlı yıkıldığı zaman modern Türk devleti kuruldu. Ermenilere ne olduğu ile ilgili anılar silindi, kayıtlar yok edildi. Yeni alfabe kabul edildi. Ama katliam hiç okullarda öğretilmedi." ifadelerine yer veriliyor. Soykırım sözcüğünü kullanmanın Türklüğe hakaret olarak değerlendirildiği ve hapisle cezalandırıldığı anlatılarak, Ermeni yazar Hrant Dink'in de bu suçtan üç kez yargılandığı ifade ediliyor. Dink'in binlerce ölüm tehdidi aldığı ama buna rağmen yazmaya devam ettiği vurgulanarak, ancak Dink'in bir cinayete kurban gittiği kaydediliyor. Dink'in artık bir şehit olarak kabul edildiği, her yıl Nisan ayında Ermenistan'da yapılan anma törenlerinde de Dink'in de anıldığının altı çiziliyor.
"SAVAŞ BİTMEKTEN ÇOK UZAK"
İki yıl önce Temsilciler Meclisi'nde soykırımı tanıyan bir tasarının oylandığı ve Türkiye'nin de tepki olarak büyükelçisini geri çağırdığı hatırlatılarak, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı'nın uyarılarda bulunduğu bunun üzerine de Bush yönetiminin ve sekiz eski dışişleri bakanının tasarının yasalaşmasını engellediği belirtiliyor.
Programda Türkiye'nin Amerika için öneminden bahsedilerek, hiçbir Amerikan Başkanı'nın soykırımı tanıyamadığı ifade ediliyor. Obama'nın adaylığı sırasında soykırımın varlığını kabul ettiği; ancak Türkiye'yi ziyaretinde bu kelimeye hiç değinmediği kaydediliyor.
Programın sonunda iki ülke arasındaki savaşın bitmekten çok uzak olduğu iddiasına yer veriliyor.
Gündem, 02 Mart 2010 07:46
Yorumlar (0)