Kıyamete Kadar Huseyn'e Yas Tutacağız
Zeynebiye, 06 Şubat 2010 12:19Türkiye Caferileri Lideri Özgündüz, Aşura Meydanı'nda gerçekleştirilen Erbain Matem Merasimi'nde Yezit avukatlığına soyunanlara sert tepki gösterdi.
04 Şubat Perşembe günü Aşura Meydanı'ndaki Erbain programında İmam Hüseyin dostlarına seslenen Özgündüz şunları söyledi:
"Bugün, dünyanın dört bir yanında yüz milyonlar İmam Hüseyin için yas tutuyor. Milyonlarca insan Kerbela'ya yürüyor. Biz de burada, Bedir'den Kerbela'ya, Kerbela'dan Çanakkale'ye, Çanakkale'den günümüze kadar bütün şehitlerimizi selamlamak için toplandık.
Birileri nedense Yezit avukatlığını vazife edinmiş. Huseyn'e yas tutmayla mücadele etmeyi vazife edinmiş. Biz, kıyamete kadar İmam Huseyn'e yas tutacağız; hala Yezit soyunda birileri varsa, incindikleri kadar incinsinler! Ama ben biliyorum ki, Yezit soyu, Peygamber'i incitenlerin soyu tükendi. Devam eden şerefli soy, Hasan ve Hüseyin'le süren Peygamber soyudur. Allah o soyun nüfusuna bereket versin.
Niye yas tutuyorsunuz? İslam'da yas var mı? İslam'ı kimden öğrendiniz bilmiyorum. Hazreti Peygamber İmam Hüseyin için ağladı, yas tuttu. Ehlibeyt, İmam Hüseyin için yas tuttu. Peygamber ashabı, İmam Hüseyin için yas tuttu. İmam Hüseyin'den yüzlerce yıl sonra da Ehlibeyt imamları ve naipleri İmam Hüseyin için ağladı, yas tuttu.
Şam'da Yezit sıkıntıya düşerek esirleri serbest bırakmak zorunda kaldığında, İmam Zeynel Abidin, bir hafta orada kalarak, Hz. Zeyneb, Şam'daki Haşimilerle, esirlerle Peygamber çiçeği Huseyn'e yas tuttu.
Peygamberimiz Uhut Savaşı'ndan dönerken Ensarın şehitlerine ağlayıp yas tuttuğunu görünce, Hazreti Hamza'nın yas tutanı ağlayanı yok diye sitemlerini belirtmişti. O günden sonra ashap cenazesi ya da şehidi olduğunda önce Hamza'ya, sonra kendi şehitlerine, cenazelerine ağladı.
Kerbela esirleri Medine'ye döndüğünde Medine'nin tüm ashabı ve halkı matem merasimleri düzenleyip yas tuttu Huseyn'e. İmam Zeynel Abidin ölene kadar yas tuttu.
Peygamberimiz, ashabıyla birlikteyken yanlarından bir cenazenin geçtiğini ve cenazenin yanında da ağlayan kadınları gördüler. Ömer, onlara engel olmak isterken Peygamber (sav) müdahale ederek: 'Bırak Ömer, kalbi olan üzülmeyi bilir.'
Siz, üzülmüyorsanız, sevmeyi, sevilmeyi, nefret etmeyi unutmuşsanız, insan olmayı unutmuşsunuz demektir. Kalbin üzüntüsünün doğal sonucu gözün ağlamasıdır. Ağlamasını bilmeyen gözün merhameti kesilmiş demektir.
Biz, Muhammed'in ümmetiyiz, Muhammed ile sevinip, Muhammed ile ağlıyoruz."
Zeynebiye, 06 Şubat 2010 12:19
Yorumlar (0)