Yüz Binler Aşura Meydanı'nda Buluştu
Ehl-i Beyt, 26 Aralık 2009 03:0510 Muharrem'de Evrensel Aşura Matem Merasimi'nde Halkalı'daki Aşura Meydanı'nda buluşan İmam Huseyn aşıkları caddelere taştı.
Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin ve 72 kişinin Kerbela'da şehit edilmesinin 1370. yıldönümü nedeniyle yüz binlerce Ehlibeyt dostu Halkalı'da bir araya geldi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da hazır bulunduğu törene, Türkiye Caferileri lideri Selahaddin Özgündüz'ün açılımlar ağırlıklı konuşması damga vurdu. Başlatılan tüm açılımlara tek tek değinen Özgündüz, "Caferi Azeri camiasına karşı bir açılım var mıdır, Yoksa hak etmiyorlar mıdır?" diye sordu. Ayrıca, fırsatta eşitlik, fikir ve inanç özgürlüğü sağlandıktan sonra hiçbir açılıma gerek olmadığını savunan Özgündüz, Kerbela olayını anlatırken gözyaşı döktü.
İmam Hüseyin aşıkları, sabahın erken saatlerinden itibaren Halkalı'daki Aşura Meydanı'nda toplandı. Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM Başkan vekili Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Küçükçekmece Kaymakamı Orhan Öztürk, AK Parti, CHP ve MHP milletvekilleri, Ahmet Yesevi Vakfı Başkanı ve Kültür Eski Bakanı Namık Kemal Zeybek, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, Kızılay Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Lütfü Akar, İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, Tarihçi Profesör İlber Ortaylı, TDH Başkanı Mustafa Sarıgül, İran, Irak ve Azerbaycan konsoloslarının da katıldığı "Evrensel Aşura Matem Merasimi"nde, yurt içi ve yurt dışından gelen çok sayıda Caferi de hazır bulundu.
Ellerinde zincirler bulunan genç kızlar, konuşmaları dikkatle dinlerken, katılımcılar zaman zaman başlarına vurarak yas tuttu. Törene katılan bir grup çocuk da, üzerlerinde tek tip kıyafetle temsili tabutlar taşıdı.
Türkiye Caferileri lideri Selahaddin Özgündüz'ün bu yılki konuşmasına, açılımlar damgasını vurdu. Öncelikle, her sene düzenlenen matem törenini eleştirenlere yanıt veren Özgündüz, "'Yaraları karımaya, kanatmaya gerek yok' gibi kendi kendilerine felsefe yapanlar var. O gün bugündür ehlibeyt ve onlara bağlı olanlar, hep bu günü andılar, hep Hüseyin'e ağladılar. Bunu yaparken peygambere bağlılığı öğrendiler. Bugüne kadar bu camia hiçbir zaman kardeşlerin karşısına öfkeyle, kinle, düşmanlıkla çıkmamıştır.
Hüseyin dostları, Muhammed ümmetine sevgiyle, kardeşlikle yaklaşmıştır. Şu ana kadar kan akıtan taraf, Hüseyin aşıkları olmamıştır. Kan dökenler, can yakanlar başkalarıydı. Sahte felsefe yapanlara cevap mahiyetinde bunları söylüyorum. Bazı basın organlarında bu türden felsefe yapanlar olmuştur. Kim ne derse desin Hüseyin bizim ruhumuz, bizim aşkımız. Bütün dünya duysun ki, bizim canımız Muhammed'in canına kurban olsun, evladımız da onun evladına kurban olsun" dedi.
Selahaddin Özgündüz, konuşmasının devamında, açılımlara değindi. Anma töreninde, açılımla ilgili görüşlerini açıklamayı uygun gördüğünü belirten Özgündüz, "Başlatılan açılımlardan birincisi Ermeni açılımıydı. Biz ülkemizin de, vatandaşımızın da herkesle barış içerisinde olmasını isteriz. Fakat barış, dostluk bütün tarafların samimi iradesiyle tesis edilir ve korunur. Dünyada dost yaşamayı, düşman olmamayı amaç ve ilke edinmişizdir. Türkiye devleti ve milleti samimidir. Fakat Ermenistan işgalci bir devlet. Kardeşlerinin desteği ile işgalciliğini kabul etmelerine rağmen desteğe devam etmesiyle işgalini devam ettirmektedir. Azerbaycan toprağının büyük bölümünü kaybetmiş. Nüfusunun da yüzde 20'si zor şartlarda hayatını sürdürmeye mahkum edilmiştir. Can kardeşlerimiz en çok Türkiye'ye güvenmektedir. Biz Azerbaycan'a rağmen, Ermeni ile barışamayız. Ermeni kardeşleri, Ermenistan'ın haksız olmasına rağmen gönlünü incitmemeye özen gösteriyor. Azerbaycan bizden yana yalnız bırakılırsa bunun açtığı gönül yarası hiçbir merhemle şifa bulmaz. Karabağ hallolmadan bu kapılar açılmaz, bu ilişkiler normalleşmez. Biz, devlet ve millet olarak kardeşine ihanetle tarihe geçmek istemeyiz. Azerbaycan'ı kurda, kuşa yem etmeyiz. Sayın Başbakan bunu her platformda söylemiştir, sözünden dönmeyeceğinden eminiz" diye konuştu.
Özgündüz, Kürt açılımına da değinerek, "Bu bizim aile meselemiz. Irak'taki Kürtler bizim yanı başımızda yaşayan kardeşlerimizdir. Onların sorunlarını binlerce kilometre okyanus ötesinden gelenler çözeceğine, onların sorunlarıyla ilgilenmek bizim görevimizdir. Çünkü onlar bizim kardeşlerimiz. Biz bunu yaparken, bütün Irak'ı temsil eden Bağdat'taki merkezi yönetimin bilgisi ve fikri alınarak bu konuda onlara rağmen değil, onlarla beraber Irak'taki kardeşlerimizin sorununa eğileceğiz. Emperyalistler, el alem çözecek değil ya. Onlar bölgeye geldiğinden beri bölge kan gölüne döndü. Son birkaç yıl içerisinde milyonlarca Müslüman'ın kanı aktı. Emperyalist ve Siyonistlerin bütün derdi Müslümanlar arasında kardeş kavgası çıkarmak, bizi bölüp parçalayarak yönetmek, servetlerimizi yağmalamaktır. Müslümanlar kendi sorunlarını kendi aralarında çözmeli. Safkan Türk kalmadı, Kürt de kalmadı. Biz akraba olduk. Biz, bir canız. Her Türk vatandaşı gibi Kürt kardeşlerimiz de birinci sınıf vatandaştır. Sorunları elbette vardır. Ülkemin bir sürü sorunu vardır. Demokrasi sorunu var. Bunlar zaman içerisinde konuşarak halledilmeli. Kardeş kanı akmadan halledilmeli. Kardeş kanı akıtmanın vebali ağırdır" ifadelerini kullandı.
Alevi açılımına da değinen Özgündüz, Alevilerin, Türk toprakları üzerinde en çok emeği geçen kesim olmasına rağmen, haklarından en çok mahrum kalan kesim olduğunu öne sürdü. Selahaddin Özgı, Muhammed ümmetine sevgiyle, kardeşlikle yaklaündüz, "Onlarına sevgiye dayalı, kardeşliğe dayalı, incinsen de incitme anlayışına dayalı, bağnazlıktan uzak görüşleri, ülkemize güzel bir şeyler katıyor" şeklinde konuştu.
Roman açılımı konusunda da, "Bu vatandaşlarımız da ülkenin neşe kaynağı olmuştur. Bütün şenliklerde katkıları vardır. Bize düşen, ülkemizdeki kültür cümbüşünün hiçbirisini bozmadan sahip çıkmak, korumaktır. Daha uygar ortamda hayatlarını sürdürmelerine katkı yapmaktır" ifadelerini kullanan Özgündüz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Caferi Azeri camiasına karşı bir açılım var mıdır, yoksa hak etmiyorlar mıdır? Hiçbir zaman devletine ihanet içinde olmamış, bu ülkenin kültürüne büyük katkılar yapmış en güzel renkten bahsediyoruz. Temsilde adaleti sağlayın, paylaşımda adaleti sağlayın, bu devletimizin daha da güçlenmesine büyük katkı olacaktır. Fırsatta eşitlik, fikir, inanç ve bunları yaşamada özgürlük verilirse, bunlar sağlandıktan sonra aslında hiçbir açılıma gerek yok. Biz bir bedeniz, açılım falan da istemiyoruz, daha doğrusu gerek yok. Bu ülkede birilerinin hakları yeniyor, haksızlığa uğruyor. Bunları düzeltmeye didiniyorlar. Biz bir ruhuz. İçinde oturduğum evimi de elimden alsalar ben kardeşime kurşun sıkmam".
Ehl-i Beyt, 26 Aralık 2009 03:05
Yorumlar (0)