Nasrallah'tan Türkiye'ye Tam Destek
Gündem, 12 Kasım 2009 03:42Hizbullah lideri Seyid Hasan Nasrallah, Şehitler Günü dolayısıyla düzenlenen festivalde, önemli mesajlar verdiği konuşmasında, Türkiye'nin Ortadoğu'da oynadığı yeni rolü desteklediklerini söyledi.
Nasrullah, "Tüm, ordunuzu gönderin.. Hepsini, bozguna uğratacağız" diyerek İsrail'e meydan okudu.
Lübnan İslami Direnişi Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, "Şehidler Günü" münasebetiyle Lübnan'ın Dahiya bölgesinde düzenlenen kutlamalarda yaptığı konuşmasına, şehidleri ve ailelerini selamlayarak başladı.
Nasrullah, bölgede meydana gelen gelişmelere, mezhepçi bakış açısıyla bakmadıklarına delil olarak, Türkiye'nin Mescid-i Aksa ve Filistin'i savunmak için girişimde bulunması halinde, Şii İran'dan önce Sünni olan Türkiye'nin yanında durmayı tercih edeceklerini söyledi.
Nasrullah, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"11.11 tarihin, Şehidler günü olarak tercih ettik. Çünkü bugün, ilk şehid Ahmed Kassir'in şehadet günüdür.
Böyle bir günde toplanarak, şehidlerle ve cihadlarıyla duyduğumuz onuru, gururu; gittikleri yola ve kazanımlarına olan bağlılığımızıilan ediyoruz.
Ümmetin Şehidleri, Şehidlerimizdir
Lübnan ve ümmet için şehid olan herkesi, şehidlerimiz olarak kabul etmekteyiz. Ümmetin bir parçası olarak biz, sadece Hizbullah'ın şehidlerini değil tüm ümmetin şehidlerini anmaktayız. Şehidleri gözlerimizin önünde canlandırarak, çocuklarımızın ve torunlarımızın gözlerinde canlandırıyoruz, isimlerini anıyoruz, fotoğraflarını taşıyoruz. Bunu, onların bize ihtiyacı olduğu için değil, bizim onlara ihtiyacımız olduğu için yapıyoruz.
Lübnan'ı İşgalden Şehidlerin Kanları Kurtardı
Bugün burada, 1982 yılında işgalcilerin kirlettiği, şehidlerin kanlarıyka kurtarılan Dahiya'da buluştuk. Yine şehidlerin kanlarıyla Beyrut ve güney de kurtarıldı. Ve kurtarılmayı bekleyen değerli topraklarımızdan bir kısmı, Şeba çiftlikleri kaldı.
2006 Temmuz savaşında, Yeni Ortadoğu Projesi'ni yerle bir edenler de şehidlerdi.
...
Obama Yönetimi ve İsrail'e Desteği
Aylar öncesinde Amerika Başkanı Obama geldiği zaman, bazıları dedi ki Obama'nın gelişi, İslam ve Arap halklarının, üçüncü dünya halklarının menfaatine olacak. Amerika yönetimindeki yeni liderlik, eski yönetimlerin insanlığa karşı olan vahşi duruşunu değiştirecek." Çok fazla zaman geçmedi ve gördükleri serabın hakikatı ortaya çıktı. Tüm kuruntuları ve tahlilleri bugün çöktü.
Amerika yönetiminin, İsrail'e ve İsrail'in güvenliğine olan bağlılığı açığa çıktı. Obama, ne Arapların onuruna ihtiram gösterdi ne de Arap halklarının duygularını dikkate aldı.
Rabin'in suikaste uğradığı yerde, Obama'nın yaptığı konuşmayı hatırlayacak olursak, Obama'nın İsrail'e, güvenliğine kesin ve net bir şekilde bağlı olduğunu göreceğiz.
İsrail ile Amerika'nın yaptığı son tatbikata bakın. İsrail, bu tatbikatın hedefinin, İran, Suriye, Lübnan ve Gazze'den gelecek tehdide karşı yapıldığını ilan etti... Amerika hükümeti de İsrail'in yapacağı saldırılarda İsrail'in yanında olmak için var. 2006 Temmuz savaşından bugüne kadar Amerika, İsrail'e yardım etmekten, destek vermekten geri durmadı.
Direniş, Kazandırdı... Müzakereler, Başarısızlıkla Sonuçlandı
Amerika Başkanı Barack Obama, yönetime geldiği ilk günlerde, yerleşim merkezlerinin durdurulmasını istedi. Ben, bunun bir oyun olduğunu söyledim. İşte bugün Amerika yönetimi, Filistinli müzakerecilerde, yerleşim merkezlerini durdurma şartını sunmadan müzakere masasına oturmasını istemektedir. Filistinli müzakerecilerden birisinin, "18 yıldır devam eden müzakereler, başarısızlıkla sonuçlandı" dediğini duydum. Bakın burada da direniş var. 18 yıl devam eden mücadele sonrasında, dünyada hiçkimseden medet ummadan, izzetiyle Beyrut'u, Dahiya'yı ve güneyi Siyonisy işgalden kurtardı.
Siyonst düşmanla ilişkileri normalleştirme siyasetine umut bağlayan Arap rejimlerinden, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığı dışında başka bir şey duymuyoruz. İşte Amerika yönetimi bugün de Lübnan'dan Güvenlik Meclisi kararlarına bağlı kalmasını istiyor. Oysa aynı Amerika yönetimi, İsrail'in uluslararası kararları çiğnediğini görmezlikten geliyor ve Goldstone raporunun Güvenlik Meclisi'ne sevkedilmemesi için çalışıyor.
Amerikalıların, Obama'yı seçerek üçüncü dünyaya sundukları Obama'yla ilgili herşey açığa çıktı. Seçimler, oyundan başka bir şey değildi. Bu oyun, beklediğimizden ya da beklediklerinden daha kısa bir sürede sona erdi.
...
İran'dan Önce Türkiye'nin Yanında Oluruz
Bizim bugün, bölgenin sorunlarını çözmemiz için daha fazla işbirliği yapmamız gerekiyor. Amerika'dan sorunlarımızı çözmesini bekleyemeyiz. Çünkü Amerika, sorunları çözmez sorun yaratır. Bu ümmetin önderleri, sorunların çözülmesi için çaba sarfetmelidir. Bölgemizdeki işbirliğinin daha da artırılmasını, gemişletilmesini istiyoruz.
Türkiye'nin bölgedeki yeni rolüne, son derece olumlu bakmaktayız. Bazıları, Türkiye'nin rolüne, mezhepçi bakış açısıylabakıyor. Sünni Türkiye'nin, Şii İran'ın bölgedeki yerini alacağını düşünüyor.
Biz, şayet sünni olan Türkiye, Filistin'i ve Mescid-i Aksa'yı savunursa, İran'dan önce Türkiye ile beraber oluruz. Hatta bundan da ötesi.. Biz, Filistin ve Lübnan'ın yanında duran Komunist Venezuela ile beraberiz.
Biz, Türkiye'nin bölgeye olan dikkatine, Suriye, İran ve Irak ile stratejik ve çok iyi ilişkiler kurmasına, diğer Arap ve İslam ülkelerine açılmasına olumlu bakıyoruz.
Suud-Suriye İlişkilerine Olumlu Bakıyoruz
Biz, Suudi Arabistan ile Suriye arasında, Şam'da gerçekleştirilen zirveye de olumlu bakıyoruz. Bazıları, bu zirveden ötürü muhalefetin hüzünlü olduğunu söyledi. Fakat biz o günlerde sevinçliydik ve zirveyi ilk kutlayanlardan olduk. Tabi, bizim dışımızdakilerin duygularının ne olduğunu bilmiyorum.
Bölgedeki her türlü yakınlaşma ve işbirliği, mesela son günlerde geliştirilen İran-Katar ilişkileri... Bütün bunlar, hepimizi sevindirmektedir. Arap ve İslam ülkelerini, birbirlerine yakınlaştığını, aralarındaki sorunları çözdükleri, ilişkilerini geliştirdikleri zaman bir güç oluşacak. Bu güç, bölgedeki ülkeleri koruyacaktır.
Suud-İran Yakınlaşmasını İstiyoruz
Biz aynı zamanda Suudi Arabistan ile İran arasında yakınlaşmanın da olmasını istiyoruz. Suudi Arabistan'ın İran'a ya da İran'ın Suudi Arabistan'a karşı bir girişiminin olmasını istiyoruz. Ya da diğer İslam ülkelerinin, bu iki büyük ülkenin yakınlaşması için girişimde bulunmalarını istiyoruz.
Yemen'deki Yangın Söndürülmeli!
İslam ülkelerinde devam eden yangınların söndürülmesi için işbirliğinin olmasını istiyoruz. Bugün, Yemen'in kuzeyinde yangın var. Bazıları buradaki çatışmaların mezhebi olduğunu söylüyor.. Fakat, bu böyle değil. Başkan Ali Abdullah Salih, Husiler'in mezhebinden değil mi? Yemen'deki üst düzey komutanların ve subaların bazıları, Husiler'in mezhebinden değil mi?
Yemen'deki mücadele siyasidir. Bazıları, savaşın seyrini değiştirmek için fetvalar yayınlıyor... Bizim, İslam dünyasındaki çıkan yangınları söndürecek dürüst kişilere ihtiyacımız var.
Herkes, Yemen'in kuzeyin'deki bu yangını söndürmek, savaşı durdurmak için çalışmalıdır. Çünkü bazıları bu savaşın, son derece tehlikeli mezhebi bir savaşa dönüşmesini beklemektedir.
Nebi (s.a.s) diyor ki "İki tarafın arasını bulmanız, namazdan da oruçtan da hayırlıdır." O halde bizim ülkelerimizde iç savaş, fitne ve savaş varken, kan dökülür ve siviller ölürken kıldığımız namazların ne anlamı var?
...
İsrail, Yolun Sonuna Geldi
İsrail, yolun sonuna geldi... İsrail'in Lübnan'a karşı başlatacağı savaş, Lübnan'ı bölmeyecek, Lübnan'da iç savaşın çıkmasına yol açmayacak. Tam aksine tüm Lübnan, düşmanın saldırılarına karşı birleşecek. Onurumuzu, şerefimizi, vatanımızı, topraklarımızı ve egemenliğimizi korumak için hepimiz aynı safta mücadele edeceğiz.
Tehditleri, Fırsata Dönüştüreceğiz
İsrail, Allah'ın onları zelil kılınması için varettiği dağlarımıza girdiği zaman, şimdiye kadar bize savurdukları tehditleri, fırsata dönüştüreceğiz. Dağlarımıza ve şehirlerimize girdikleri zaman tanklarını imha edeceğiz, askerlerini esir alacağız, öldüreceğiz.
Tüm Ordunuzu Bozguna Uğratacağız
Biz bugün, 2006 Temmuz savaşında, 40 bin askerini Lübnan'a soktukları yerde değiliz. Biz, 2006 Temmuz savaşındakinden daha da güçlendik. Savaşçılarımızın sayısı arttı. Eğitimlerini tamamladılar. 2006 Temmuz savaşından sonra zayıf noktalarımızı giderdik. Biz, bugün savaşa hazırız. Barak ve Aşkenazi'ye "Dilediğiniz tugayı gönderin. İster 5, isterseniz 7 tugayı gönderin. İsterseniz tüm ordunuzu gönderin. Biz, ordunuzu vadilerimizde, dağlarımızda bozguna uğratacağız."
...
Hükümetin Başarısı, Hepimizin Menfaatinedir
Elhamdulillah, sonunda hükümetimize kavuştuk. Ben, tekrardan hükümetin oluşturulması safhasına girmek istemiyorum. Önümüzde yepyeni bir dönem var.
Başbakanından bakanlarına kadar tüm hükümetin başarılı olması, başta Hizbullah olmak üzere herkesin menfaatinedir.
Lübnan İslami Direnişi Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, "Şehidler Günü" münasebetiyle Lübnan'ın Dahiya bölgesinde düzenlenen kutlamalarda yaptığı konuşmasına, şehidleri ve ailelerini selamlayarak başladı.
Nasrullah, bölgede meydana gelen gelişmelere, mezhepçi bakış açısıyla bakmadıklarına delil olarak, Türkiye'nin Mescid-i Aksa ve Filistin'i savunmak için girişimde bulunması halinde, Şii İran'dan önce Sünni olan Türkiye'nin yanında durmayı tercih edeceklerini söyledi.
Nasrullah, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"11.11 tarihin, Şehidler günü olarak tercih ettik. Çünkü bugün, ilk şehid Ahmed Kassir'in şehadet günüdür.
Böyle bir günde toplanarak, şehidlerle ve cihadlarıyla duyduğumuz onuru, gururu; gittikleri yola ve kazanımlarına olan bağlılığımızıilan ediyoruz.
Ümmetin Şehidleri, Şehidlerimizdir
Lübnan ve ümmet için şehid olan herkesi, şehidlerimiz olarak kabul etmekteyiz. Ümmetin bir parçası olarak biz, sadece Hizbullah'ın şehidlerini değil tüm ümmetin şehidlerini anmaktayız. Şehidleri gözlerimizin önünde canlandırarak, çocuklarımızın ve torunlarımızın gözlerinde canlandırıyoruz, isimlerini anıyoruz, fotoğraflarını taşıyoruz. Bunu, onların bize ihtiyacı olduğu için değil, bizim onlara ihtiyacımız olduğu için yapıyoruz.
Lübnan'ı İşgalden Şehidlerin Kanları Kurtardı
Bugün burada, 1982 yılında işgalcilerin kirlettiği, şehidlerin kanlarıyka kurtarılan Dahiya'da buluştuk. Yine şehidlerin kanlarıyla Beyrut ve güney de kurtarıldı. Ve kurtarılmayı bekleyen değerli topraklarımızdan bir kısmı, Şeba çiftlikleri kaldı.
2006 Temmuz savaşında, Yeni Ortadoğu Projesi'ni yerle bir edenler de şehidlerdi.
...
Obama Yönetimi ve İsrail'e Desteği
Aylar öncesinde Amerika Başkanı Obama geldiği zaman, bazıları dedi ki Obama'nın gelişi, İslam ve Arap halklarının, üçüncü dünya halklarının menfaatine olacak. Amerika yönetimindeki yeni liderlik, eski yönetimlerin insanlığa karşı olan vahşi duruşunu değiştirecek." Çok fazla zaman geçmedi ve gördükleri serabın hakikatı ortaya çıktı. Tüm kuruntuları ve tahlilleri bugün çöktü.
Amerika yönetiminin, İsrail'e ve İsrail'in güvenliğine olan bağlılığı açığa çıktı. Obama, ne Arapların onuruna ihtiram gösterdi ne de Arap halklarının duygularını dikkate aldı.
Rabin'in suikaste uğradığı yerde, Obama'nın yaptığı konuşmayı hatırlayacak olursak, Obama'nın İsrail'e, güvenliğine kesin ve net bir şekilde bağlı olduğunu göreceğiz.
İsrail ile Amerika'nın yaptığı son tatbikata bakın. İsrail, bu tatbikatın hedefinin, İran, Suriye, Lübnan ve Gazze'den gelecek tehdide karşı yapıldığını ilan etti... Amerika hükümeti de İsrail'in yapacağı saldırılarda İsrail'in yanında olmak için var. 2006 Temmuz savaşından bugüne kadar Amerika, İsrail'e yardım etmekten, destek vermekten geri durmadı.
Direniş, Kazandırdı... Müzakereler, Başarısızlıkla Sonuçlandı
Amerika Başkanı Barack Obama, yönetime geldiği ilk günlerde, yerleşim merkezlerinin durdurulmasını istedi. Ben, bunun bir oyun olduğunu söyledim. İşte bugün Amerika yönetimi, Filistinli müzakerecilerde, yerleşim merkezlerini durdurma şartını sunmadan müzakere masasına oturmasını istemektedir. Filistinli müzakerecilerden birisinin, "18 yıldır devam eden müzakereler, başarısızlıkla sonuçlandı" dediğini duydum. Bakın burada da direniş var. 18 yıl devam eden mücadele sonrasında, dünyada hiçkimseden medet ummadan, izzetiyle Beyrut'u, Dahiya'yı ve güneyi Siyonisy işgalden kurtardı.
Siyonst düşmanla ilişkileri normalleştirme siyasetine umut bağlayan Arap rejimlerinden, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığı dışında başka bir şey duymuyoruz. İşte Amerika yönetimi bugün de Lübnan'dan Güvenlik Meclisi kararlarına bağlı kalmasını istiyor. Oysa aynı Amerika yönetimi, İsrail'in uluslararası kararları çiğnediğini görmezlikten geliyor ve Goldstone raporunun Güvenlik Meclisi'ne sevkedilmemesi için çalışıyor.
Amerikalıların, Obama'yı seçerek üçüncü dünyaya sundukları Obama'yla ilgili herşey açığa çıktı. Seçimler, oyundan başka bir şey değildi. Bu oyun, beklediğimizden ya da beklediklerinden daha kısa bir sürede sona erdi.
...
İran'dan Önce Türkiye'nin Yanında Oluruz
Bizim bugün, bölgenin sorunlarını çözmemiz için daha fazla işbirliği yapmamız gerekiyor. Amerika'dan sorunlarımızı çözmesini bekleyemeyiz. Çünkü Amerika, sorunları çözmez sorun yaratır. Bu ümmetin önderleri, sorunların çözülmesi için çaba sarfetmelidir. Bölgemizdeki işbirliğinin daha da artırılmasını, gemişletilmesini istiyoruz.
Türkiye'nin bölgedeki yeni rolüne, son derece olumlu bakmaktayız. Bazıları, Türkiye'nin rolüne, mezhepçi bakış açısıylabakıyor. Sünni Türkiye'nin, Şii İran'ın bölgedeki yerini alacağını düşünüyor.
Biz, şayet sünni olan Türkiye, Filistin'i ve Mescid-i Aksa'yı savunursa, İran'dan önce Türkiye ile beraber oluruz. Hatta bundan da ötesi.. Biz, Filistin ve Lübnan'ın yanında duran Komunist Venezuela ile beraberiz.
Biz, Türkiye'nin bölgeye olan dikkatine, Suriye, İran ve Irak ile stratejik ve çok iyi ilişkiler kurmasına, diğer Arap ve İslam ülkelerine açılmasına olumlu bakıyoruz.
Suud-Suriye İlişkilerine Olumlu Bakıyoruz
Biz, Suudi Arabistan ile Suriye arasında, Şam'da gerçekleştirilen zirveye de olumlu bakıyoruz. Bazıları, bu zirveden ötürü muhalefetin hüzünlü olduğunu söyledi. Fakat biz o günlerde sevinçliydik ve zirveyi ilk kutlayanlardan olduk. Tabi, bizim dışımızdakilerin duygularının ne olduğunu bilmiyorum.
Bölgedeki her türlü yakınlaşma ve işbirliği, mesela son günlerde geliştirilen İran-Katar ilişkileri... Bütün bunlar, hepimizi sevindirmektedir. Arap ve İslam ülkelerini, birbirlerine yakınlaştığını, aralarındaki sorunları çözdükleri, ilişkilerini geliştirdikleri zaman bir güç oluşacak. Bu güç, bölgedeki ülkeleri koruyacaktır.
Suud-İran Yakınlaşmasını İstiyoruz
Biz aynı zamanda Suudi Arabistan ile İran arasında yakınlaşmanın da olmasını istiyoruz. Suudi Arabistan'ın İran'a ya da İran'ın Suudi Arabistan'a karşı bir girişiminin olmasını istiyoruz. Ya da diğer İslam ülkelerinin, bu iki büyük ülkenin yakınlaşması için girişimde bulunmalarını istiyoruz.
Yemen'deki Yangın Söndürülmeli!
İslam ülkelerinde devam eden yangınların söndürülmesi için işbirliğinin olmasını istiyoruz. Bugün, Yemen'in kuzeyinde yangın var. Bazıları buradaki çatışmaların mezhebi olduğunu söylüyor.. Fakat, bu böyle değil. Başkan Ali Abdullah Salih, Husiler'in mezhebinden değil mi? Yemen'deki üst düzey komutanların ve subaların bazıları, Husiler'in mezhebinden değil mi?
Yemen'deki mücadele siyasidir. Bazıları, savaşın seyrini değiştirmek için fetvalar yayınlıyor... Bizim, İslam dünyasındaki çıkan yangınları söndürecek dürüst kişilere ihtiyacımız var.
Herkes, Yemen'in kuzeyin'deki bu yangını söndürmek, savaşı durdurmak için çalışmalıdır. Çünkü bazıları bu savaşın, son derece tehlikeli mezhebi bir savaşa dönüşmesini beklemektedir.
Nebi (s.a.s) diyor ki "İki tarafın arasını bulmanız, namazdan da oruçtan da hayırlıdır." O halde bizim ülkelerimizde iç savaş, fitne ve savaş varken, kan dökülür ve siviller ölürken kıldığımız namazların ne anlamı var?
...
İsrail, Yolun Sonuna Geldi
İsrail, yolun sonuna geldi... İsrail'in Lübnan'a karşı başlatacağı savaş, Lübnan'ı bölmeyecek, Lübnan'da iç savaşın çıkmasına yol açmayacak. Tam aksine tüm Lübnan, düşmanın saldırılarına karşı birleşecek. Onurumuzu, şerefimizi, vatanımızı, topraklarımızı ve egemenliğimizi korumak için hepimiz aynı safta mücadele edeceğiz.
Tehditleri, Fırsata Dönüştüreceğiz
İsrail, Allah'ın onları zelil kılınması için varettiği dağlarımıza girdiği zaman, şimdiye kadar bize savurdukları tehditleri, fırsata dönüştüreceğiz. Dağlarımıza ve şehirlerimize girdikleri zaman tanklarını imha edeceğiz, askerlerini esir alacağız, öldüreceğiz.
Tüm Ordunuzu Bozguna Uğratacağız
Biz bugün, 2006 Temmuz savaşında, 40 bin askerini Lübnan'a soktukları yerde değiliz. Biz, 2006 Temmuz savaşındakinden daha da güçlendik. Savaşçılarımızın sayısı arttı. Eğitimlerini tamamladılar. 2006 Temmuz savaşından sonra zayıf noktalarımızı giderdik. Biz, bugün savaşa hazırız. Barak ve Aşkenazi'ye "Dilediğiniz tugayı gönderin. İster 5, isterseniz 7 tugayı gönderin. İsterseniz tüm ordunuzu gönderin. Biz, ordunuzu vadilerimizde, dağlarımızda bozguna uğratacağız."
...
Hükümetin Başarısı, Hepimizin Menfaatinedir
Elhamdulillah, sonunda hükümetimize kavuştuk. Ben, tekrardan hükümetin oluşturulması safhasına girmek istemiyorum. Önümüzde yepyeni bir dönem var.
Başbakanından bakanlarına kadar tüm hükümetin başarılı olması, başta Hizbullah olmak üzere herkesin menfaatinedir.
Gündem, 12 Kasım 2009 03:42
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!