Hahamlardan İsrailli Askerlere Vahşi Fetvalar
Gündem, 08 Ekim 2009 21:25Siyonist İsrail Ordusu'nda Gazze saldırısından sonra eylemlerin yönlendirilmesinde büyük rolü olan askeri hahamlar, acemi İsrail askerlerine bakın nasıl vahşi fetvalar veriyorlar...
Filistinli sivillerle karşılaştıklarında ne yapması gerektiğini bilmeyen ve bu nedenle kendilerine internet üzerinden sorular yönelten İsrailli askerlere aşırı sert olmaları, hiçbirine mermahet etmemeleri gerektiği cevabını veriyor. İsrail gazeteleri, hahamların bu vahşi fetvalarına ışık tutuyor.
İsrail'in Gazze'ye yönelik son saldırılarından sonra askeri hahamların ordunun operasyonlarında önemli rol sahibi olduğunun ortaya çıkması büyük tepkilere neden olmuştu. İsrail'in özellikle insan hakları örgütleri tarafından aşırı kınanan eylemlerinin başında ise Filistinli sivilleri, silahlı Filistinlileri yakalamak için kalkan olarak kullanması geliyor. İsrailli askerler ayrıca kadınları ve çocukları öldürmede yine bu hahamların fetvalarından destek alıyor. Askeri hahamlar, gerek Yahudi dini sitelerde gerek de yayınladıkları vaaz ve broşürler aracılığıyla Yahudi olmayanlara karşı her türlü vahşiliği caiz kılıyor. İsrailli askerlerin Filistinli sivillerle karşı karşıya kaldıklarında ne yapacaklarına dair sordukları sorulara verdikleri en meşhur cevap ise 'Seni öldürmeden önce sen onu öldür'.
'Seni öldürmeden önce Arap'ı öldür...Yahudi olmayana vahşice davran...Kadınları ve Çocukları öldür...Tüm Gazzelilere ve Filistinlilere Ölüm...'
Bu, işgal ordusu içindeki askeri hahamlar tarafından yayımlanan fetvalardan bir örnek. Öyle ki son zamanlarda işgal askerlerinin eylemlerinde dini gerekçe öne sürmelerinde bu fetvalar büyük rol oynar oldu. Son örneği de Gazze'ye karşı düzenlenen savaşta açıkça görüldü.
Bu eylemleri Güney Afrikalı yargıç Ritchard Goldstone başkanlığındaki BM komitesi eleştirerek İsrail'i Gazze'de savaş suçları işlemekle suçladı. BM'ye bağlı insan hakları konseyi geçen Cuma günü Filistin Sultası'nın talebi üzerine rapor üzerine oylamayı önümüzdeki Mart ayına erteledi. Bu ise Filistin'in içinde ve dışında henüz sona ermeyen bir eleştri fırtınasına yol açtı.
İsrail savunma bakanlığının tanımlamasına göre orduda dini faaliyetlerin uygulanıp gözetilmesinde sorumlu heyet askeri hahamlardan oluşmaktadır. Ancak bu heyet son zamanlarda Filistinlilere, genel olarak da Araplara karşı vahşi suçların işlenmesinde işgal askerlerine dini gerekçe sağlamak gibi tamamen farklı bir rol üstlenmeye başlamıştır.
İsrail'in en son 27 Aralık ve 18 Ocak tarihleri arasında Gazze'ye yönelik savaşı, çarpışma operasyonlarının yönlendirilmesinde askeri hahamların çekirdek rol üstlendiğini ortaya koymuştur. İsrail Haaretz gazetesi bu rolü savaş esnasında 'askeri hahamların ordudaki rolünün bulanıklığı hakkında yeni ve şaşırtıcı bir açıklama veriyor' şeklinde vasfetmiştir.
Ardarda 22 gün süren bu savaşta, yarısı kadın ve çocuk olmak üzere 1400 Filistinli şehit olmuş, 5400'den fazlası da yaralanmıştır.
Gazze'de sivillere karşı savaş operasyonlarında Hahamlar başkanı tuğgeneral Afyahay Rontesci'nin direk teşvikiyle vahşi tırmanış söz konusuydu. Zira Haaretz gazetesine göre Hamam Shlomo Avineri tarafından kendisiyle beraber yazılıp askerlere dağıtılan vaaz ve broşürler bunu kanıtlamaktadır.
Bu aynı zamanda Yediot Aharonot gazetesinin 04.10.2009 tarihinde İsrail'in eski büyük hahamı olan Tel Aviv hahamı Yusrail Meir Lio'nun Gazze savaşının bitiminin ardından savaşta dindar askerlerin rollerini överken kullandığı 'bu, askeri hahamların faziletiyle olmuştur' sözlerini de onaylamaktadır.
Askeri hahamların Gazze savaşı sırasında artan rolü, dini yönelimleriyle bilinen İsrail'in ünlü üniversitesi Bar-İlan'ın Sosyal Bilimler bölümünü, dindar askerlerin hahamların sözlerini ne kadar dinledikleri hususunda bir alan çalışması yapmaya itmiştir.
Bu araştırmaya göre kendisini dindar addedenlerin %90'ı eğer hahamların görüşü hükümetin attığı adımlara ters düşerse ilk planda hahamların görüşünü uygulamayı tercih ediyor.
Dindar askerlerin %95'i hahamların ve dini yöneticilerin yayınladıkları fetvalarla uyumlu olmayan askeri emirlere uymalarının mümkün olmadığını vurguladı.
Vahşi fetvalar
İsrail ordusu mensuplarına eşlik eden askeri hahamların sağladıkları ilk gerekçe 'kendin dışındakilere karşı vahşice davran'. Yani Yahudilerin dışındaki uyruklar, milletler ve gruplarla. İsrail medyası Gazze savaşı sona erer ermez tuğgeneral Rontesci'nin savaş sırasında dağıttığı irşadi broşürleri ortaya koydu. Rontesci bu broşürlerde askerleri sivillere merhamet etmemeye çağırıyor, Yahudi olmayanlara vahşice davranmayı, kadın ve çocukların öldürülmesini teşvik ediyor.
Askeri hahamlar ayrıca işgal altındaki Kudüs'deki radikal Attiyrat Kohnim okulu müdürünün fetvasını da dağıttı. Bu fetva da Yahudilerin kadın ve çocukların öldürülmesini kendilerine Tevrat'ın emrettiğini söyledikleri gibi İsraillilere Filistinli sivillere karşı aynı üslupla muamele etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Buna ek olarak İsrail Bshiba gazetesi Gazze savaşına katılan yedek taburlara dini irşaddan sorumlu hahamın askerlere tüm Filistinlilere karşı rahmetsizce davranmakta taviz vermemelerine ilişkin vaazlar verdiğini ortaya koydu.
Kalkan yöntemi
İsrail Ordusu'nun uygulamalarından en çok kınama ve eleştiri alanlardan biri de kalkan yöntemidir. Bu yöntemde İsrail askerleri Filistinli sivilleri, Filistinli silahlıları yakalamak için canlı kalkan olarak kullanmaktadır.
Yahudi dini sitesi www.daat.co.il 'de bir İsrail askeri, askeri hahamlardan birine Gazze savaşından sonra büyük ölçüde saldırıya uğrayan bu yöntemin dini ve yasal geçerliliğini sordu. Cevap şöyle idi; 'askerlerimizin kendilerinden olmayan bir şahsın (Yahudi olmayan) hayatını kurtarmak için hayatını tehlikeye atmasının dini ya da yasal hiçbir dayanağı yoktur. Bu şahıs ister operasyonda ortak olsun ister de rehin'.
Askeri hahamlar sivil olsa, barışçıl görünse bile her halukarda Arap'ı öldürmekte erken davranmak için de sahte bir gerekçe buldu. Yine www.daat.co.il sitesinde İsrailli bir asker, askeri bir hahama Telmud'da geçen; 'seni öldürmeye gelmişse sen önce davran ve onu öldür' ibaresi hakkında görüşünü sordu. Haham şöyle cevap verdi; 'tabi ki bu yasada geçen ibare gayet açık bir kanundur. Kim seni öldürmeye niyet ederse sen onu öldürmekte önce davran ve ondan kurtul. Bu sözün anlamı yani; eğer elinde silah ya da bıçak bulunan bir hırsız görmüşsen seni öldürmeden önce sen onu öldür. Aynı şekilde bir Arap görürsen ve onun silah ya da patlayıcı madde taşıdığından şüphe edersen kendi canını ve Yahudi kardeşlerinin canlarını tehlikeye atma. Eğer sen konuma hakimsen kendini de bizi de rahatlat. Ayrıca şunu da bil ki İsrail kanunu bu hususta Yahudi yasasıyla uyum göstermektedir.
Aynı konuda başka bir askerin; 'Yahudilerin masumları öldürmeleri mübah mıdır? Filistinlilerle buna benzer bir konumla karşı karşıya kalırsam ne yapmam gerekir?' sorusuna bir askeri haham şu şekilde cevap verdi; 'savaş zamanında oyunun kuralları değişir. Ya aşırı yavaşlığından ötürü öldürülürsün ya da öldürürsün. Telmud yasalarında 'kim seni öldürmeye gelirse önce davran ve öldür' ibaresi geçmektedir'.
Yine 1973 yılı savaşında İsrail Ordusu merkezi komutanluğundaki askeri hahamların yayınladığı haham A. Friedman tarafından hazırlanmış kitapçıkta Araplara karşı her ne koşulda olursa olsun; uygar izlenimi uyandırsalar bile güvenilmemesi gerektiği, savaşta düşmana saldırırken iyi sivillerin (yani iyi gözüken siviller) bile öldürülebileceği ifadeleri yer alıyor.
Laik hahamlar
Askeri hahamlığın şemsiyesi altında ordunun çeşitli birlik ve taburlarına eşlik eden yüzlerce askeri haham toplanmaktadır. Bunların başında da tayini İsrail'deki savunma bakanlığı, genelkurmay başkanlığı ve Yahudi dini mercilerin karar birliğiyle gerçekleşen en büyük askeri haham gelmektedir.
Şu anki hahamlık komitesi başkanı tuğgeneral Rontesci'nin askeri yolcuğulu ilk olarak deniz komando kuvvetlerinde tam bir laik olarak başladı. Hayfa'daki Hriali Askeri Okulu'ndan mezun oldu. Ancak komandoda görevini tamamlamadı ve Shaked Bölüğüne geçti. Bu bölükte rütbesi bölük komutanlığına yükseltildi. O dönemde bu bölüğün başında 73 Savaşı'na katıldı.
Rontesci daha sonra orduyu tamamen terkederek Kudüs'te radikal dinciliği ile bilinen Ateret Kohnim okuluna girdi. 1980 yılında işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşime yöneldi ve Alon Moreh yerleşimini kurdu. Itamar yerleşiminin inşasına da katıldı ve bu yerleşimde kendisinin başkanlık ettiği dini bir okul kurdu.
Tekrar orduya katılmadan önce, dindarların askeri hizmetlerini yerine getirdikleri esnada karşı karşıya kaldıkları sorunları ele alan bazı kitaplar yazdı.
Rontesci, Kudüs'teki Ateret Kohnim yerleşim biriminin lideri; devleti ve desteklenmesini onaylayan, aynı zamanda da Telmud'un emrettiklerini yerine getiren haham Shlomo Avineri'ye yakınlığı ile bilinen hahamlardandır.
Rontesci şu anki görevine, Gazze'den çekilme ve irtibatın kesilmesi planının uygulanmasından sonra eski genelkurmay başkanı Dan Haluts tarafından atanmıştı. Bu, ordunun o dönemdeki operasyonlarına şiddetle karşı gelen dindar siyonist ve yerleşimcilerle arasındaki sürtüşmeyi giderme girişimi olarak yorumlanmıştı.
Tımeturk
İsrail'in Gazze'ye yönelik son saldırılarından sonra askeri hahamların ordunun operasyonlarında önemli rol sahibi olduğunun ortaya çıkması büyük tepkilere neden olmuştu. İsrail'in özellikle insan hakları örgütleri tarafından aşırı kınanan eylemlerinin başında ise Filistinli sivilleri, silahlı Filistinlileri yakalamak için kalkan olarak kullanması geliyor. İsrailli askerler ayrıca kadınları ve çocukları öldürmede yine bu hahamların fetvalarından destek alıyor. Askeri hahamlar, gerek Yahudi dini sitelerde gerek de yayınladıkları vaaz ve broşürler aracılığıyla Yahudi olmayanlara karşı her türlü vahşiliği caiz kılıyor. İsrailli askerlerin Filistinli sivillerle karşı karşıya kaldıklarında ne yapacaklarına dair sordukları sorulara verdikleri en meşhur cevap ise 'Seni öldürmeden önce sen onu öldür'.
'Seni öldürmeden önce Arap'ı öldür...Yahudi olmayana vahşice davran...Kadınları ve Çocukları öldür...Tüm Gazzelilere ve Filistinlilere Ölüm...'
Bu, işgal ordusu içindeki askeri hahamlar tarafından yayımlanan fetvalardan bir örnek. Öyle ki son zamanlarda işgal askerlerinin eylemlerinde dini gerekçe öne sürmelerinde bu fetvalar büyük rol oynar oldu. Son örneği de Gazze'ye karşı düzenlenen savaşta açıkça görüldü.
Bu eylemleri Güney Afrikalı yargıç Ritchard Goldstone başkanlığındaki BM komitesi eleştirerek İsrail'i Gazze'de savaş suçları işlemekle suçladı. BM'ye bağlı insan hakları konseyi geçen Cuma günü Filistin Sultası'nın talebi üzerine rapor üzerine oylamayı önümüzdeki Mart ayına erteledi. Bu ise Filistin'in içinde ve dışında henüz sona ermeyen bir eleştri fırtınasına yol açtı.
İsrail savunma bakanlığının tanımlamasına göre orduda dini faaliyetlerin uygulanıp gözetilmesinde sorumlu heyet askeri hahamlardan oluşmaktadır. Ancak bu heyet son zamanlarda Filistinlilere, genel olarak da Araplara karşı vahşi suçların işlenmesinde işgal askerlerine dini gerekçe sağlamak gibi tamamen farklı bir rol üstlenmeye başlamıştır.
İsrail'in en son 27 Aralık ve 18 Ocak tarihleri arasında Gazze'ye yönelik savaşı, çarpışma operasyonlarının yönlendirilmesinde askeri hahamların çekirdek rol üstlendiğini ortaya koymuştur. İsrail Haaretz gazetesi bu rolü savaş esnasında 'askeri hahamların ordudaki rolünün bulanıklığı hakkında yeni ve şaşırtıcı bir açıklama veriyor' şeklinde vasfetmiştir.
Ardarda 22 gün süren bu savaşta, yarısı kadın ve çocuk olmak üzere 1400 Filistinli şehit olmuş, 5400'den fazlası da yaralanmıştır.
Gazze'de sivillere karşı savaş operasyonlarında Hahamlar başkanı tuğgeneral Afyahay Rontesci'nin direk teşvikiyle vahşi tırmanış söz konusuydu. Zira Haaretz gazetesine göre Hamam Shlomo Avineri tarafından kendisiyle beraber yazılıp askerlere dağıtılan vaaz ve broşürler bunu kanıtlamaktadır.
Bu aynı zamanda Yediot Aharonot gazetesinin 04.10.2009 tarihinde İsrail'in eski büyük hahamı olan Tel Aviv hahamı Yusrail Meir Lio'nun Gazze savaşının bitiminin ardından savaşta dindar askerlerin rollerini överken kullandığı 'bu, askeri hahamların faziletiyle olmuştur' sözlerini de onaylamaktadır.
Askeri hahamların Gazze savaşı sırasında artan rolü, dini yönelimleriyle bilinen İsrail'in ünlü üniversitesi Bar-İlan'ın Sosyal Bilimler bölümünü, dindar askerlerin hahamların sözlerini ne kadar dinledikleri hususunda bir alan çalışması yapmaya itmiştir.
Bu araştırmaya göre kendisini dindar addedenlerin %90'ı eğer hahamların görüşü hükümetin attığı adımlara ters düşerse ilk planda hahamların görüşünü uygulamayı tercih ediyor.
Dindar askerlerin %95'i hahamların ve dini yöneticilerin yayınladıkları fetvalarla uyumlu olmayan askeri emirlere uymalarının mümkün olmadığını vurguladı.
Vahşi fetvalar
İsrail ordusu mensuplarına eşlik eden askeri hahamların sağladıkları ilk gerekçe 'kendin dışındakilere karşı vahşice davran'. Yani Yahudilerin dışındaki uyruklar, milletler ve gruplarla. İsrail medyası Gazze savaşı sona erer ermez tuğgeneral Rontesci'nin savaş sırasında dağıttığı irşadi broşürleri ortaya koydu. Rontesci bu broşürlerde askerleri sivillere merhamet etmemeye çağırıyor, Yahudi olmayanlara vahşice davranmayı, kadın ve çocukların öldürülmesini teşvik ediyor.
Askeri hahamlar ayrıca işgal altındaki Kudüs'deki radikal Attiyrat Kohnim okulu müdürünün fetvasını da dağıttı. Bu fetva da Yahudilerin kadın ve çocukların öldürülmesini kendilerine Tevrat'ın emrettiğini söyledikleri gibi İsraillilere Filistinli sivillere karşı aynı üslupla muamele etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Buna ek olarak İsrail Bshiba gazetesi Gazze savaşına katılan yedek taburlara dini irşaddan sorumlu hahamın askerlere tüm Filistinlilere karşı rahmetsizce davranmakta taviz vermemelerine ilişkin vaazlar verdiğini ortaya koydu.
Kalkan yöntemi
İsrail Ordusu'nun uygulamalarından en çok kınama ve eleştiri alanlardan biri de kalkan yöntemidir. Bu yöntemde İsrail askerleri Filistinli sivilleri, Filistinli silahlıları yakalamak için canlı kalkan olarak kullanmaktadır.
Yahudi dini sitesi www.daat.co.il 'de bir İsrail askeri, askeri hahamlardan birine Gazze savaşından sonra büyük ölçüde saldırıya uğrayan bu yöntemin dini ve yasal geçerliliğini sordu. Cevap şöyle idi; 'askerlerimizin kendilerinden olmayan bir şahsın (Yahudi olmayan) hayatını kurtarmak için hayatını tehlikeye atmasının dini ya da yasal hiçbir dayanağı yoktur. Bu şahıs ister operasyonda ortak olsun ister de rehin'.
Askeri hahamlar sivil olsa, barışçıl görünse bile her halukarda Arap'ı öldürmekte erken davranmak için de sahte bir gerekçe buldu. Yine www.daat.co.il sitesinde İsrailli bir asker, askeri bir hahama Telmud'da geçen; 'seni öldürmeye gelmişse sen önce davran ve onu öldür' ibaresi hakkında görüşünü sordu. Haham şöyle cevap verdi; 'tabi ki bu yasada geçen ibare gayet açık bir kanundur. Kim seni öldürmeye niyet ederse sen onu öldürmekte önce davran ve ondan kurtul. Bu sözün anlamı yani; eğer elinde silah ya da bıçak bulunan bir hırsız görmüşsen seni öldürmeden önce sen onu öldür. Aynı şekilde bir Arap görürsen ve onun silah ya da patlayıcı madde taşıdığından şüphe edersen kendi canını ve Yahudi kardeşlerinin canlarını tehlikeye atma. Eğer sen konuma hakimsen kendini de bizi de rahatlat. Ayrıca şunu da bil ki İsrail kanunu bu hususta Yahudi yasasıyla uyum göstermektedir.
Aynı konuda başka bir askerin; 'Yahudilerin masumları öldürmeleri mübah mıdır? Filistinlilerle buna benzer bir konumla karşı karşıya kalırsam ne yapmam gerekir?' sorusuna bir askeri haham şu şekilde cevap verdi; 'savaş zamanında oyunun kuralları değişir. Ya aşırı yavaşlığından ötürü öldürülürsün ya da öldürürsün. Telmud yasalarında 'kim seni öldürmeye gelirse önce davran ve öldür' ibaresi geçmektedir'.
Yine 1973 yılı savaşında İsrail Ordusu merkezi komutanluğundaki askeri hahamların yayınladığı haham A. Friedman tarafından hazırlanmış kitapçıkta Araplara karşı her ne koşulda olursa olsun; uygar izlenimi uyandırsalar bile güvenilmemesi gerektiği, savaşta düşmana saldırırken iyi sivillerin (yani iyi gözüken siviller) bile öldürülebileceği ifadeleri yer alıyor.
Laik hahamlar
Askeri hahamlığın şemsiyesi altında ordunun çeşitli birlik ve taburlarına eşlik eden yüzlerce askeri haham toplanmaktadır. Bunların başında da tayini İsrail'deki savunma bakanlığı, genelkurmay başkanlığı ve Yahudi dini mercilerin karar birliğiyle gerçekleşen en büyük askeri haham gelmektedir.
Şu anki hahamlık komitesi başkanı tuğgeneral Rontesci'nin askeri yolcuğulu ilk olarak deniz komando kuvvetlerinde tam bir laik olarak başladı. Hayfa'daki Hriali Askeri Okulu'ndan mezun oldu. Ancak komandoda görevini tamamlamadı ve Shaked Bölüğüne geçti. Bu bölükte rütbesi bölük komutanlığına yükseltildi. O dönemde bu bölüğün başında 73 Savaşı'na katıldı.
Rontesci daha sonra orduyu tamamen terkederek Kudüs'te radikal dinciliği ile bilinen Ateret Kohnim okuluna girdi. 1980 yılında işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşime yöneldi ve Alon Moreh yerleşimini kurdu. Itamar yerleşiminin inşasına da katıldı ve bu yerleşimde kendisinin başkanlık ettiği dini bir okul kurdu.
Tekrar orduya katılmadan önce, dindarların askeri hizmetlerini yerine getirdikleri esnada karşı karşıya kaldıkları sorunları ele alan bazı kitaplar yazdı.
Rontesci, Kudüs'teki Ateret Kohnim yerleşim biriminin lideri; devleti ve desteklenmesini onaylayan, aynı zamanda da Telmud'un emrettiklerini yerine getiren haham Shlomo Avineri'ye yakınlığı ile bilinen hahamlardandır.
Rontesci şu anki görevine, Gazze'den çekilme ve irtibatın kesilmesi planının uygulanmasından sonra eski genelkurmay başkanı Dan Haluts tarafından atanmıştı. Bu, ordunun o dönemdeki operasyonlarına şiddetle karşı gelen dindar siyonist ve yerleşimcilerle arasındaki sürtüşmeyi giderme girişimi olarak yorumlanmıştı.
Tımeturk
Gündem, 08 Ekim 2009 21:25
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!