'Helal Gıda' Sertifikalı Ürünlere Talep Artıyor
İslam, 14 Eylul 2009 13:38Müslümaların ABD ve Avrupa'da ilgi gösterdiği helal gıda etiketli ürünlere Türkiye'de de yoğun talep gösteriliyor.
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Hüseyin Büyüközer, dünyada 2 trilyon dolarlık helal gıda pazarı olduğunu belirterek, pazardan yararlanmak isteyen 40 yerli firmanın uluslararası akreditasyona dahil edildikleri nisan ayından itibaren sertifika almak için derneğe başvurduğunu söyledi.
Büyüközer, gıda ürünlerindeki üretim ve teknolojik hakimiyetin batılıların eline geçmesinin ardından Müslümanlar arasında helal gıda konusunda çeşitli endişeler ortaya çıktığını belirtti.
30 yıl önce Amerika'da helal gıda üretimini denetlemeyi amaçlayan bir derneğin teşekkül ettiğini ifade eden Büyüközer, kısa süre içinde Malezya ve Endonezya gibi Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerin de helal gıda sistemine entegre olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Günümüzde hemen hemen bütün ülkelerde Müslümanlar bu tür kurumlar oluşturdu. Güney Afrika'da, Avustralya'da, Yeni Zellanda'da bu tür kurumlarla karşılaşacaksınız. Türkiye'nin de bu faaliyetlerden uzak kalması mümkün değildi. 2005 yılında arkadaşlarımızla beraber GİMDES'i kurduk. Derneğimizin hedefi ülkemizde helal sertifikalı ürünü gerçekleştirecek altyapıyı sağlamaktır. Bu arada dünyadaki benzer derneklerle de ilişkilerimiz gelişti.
Geçen yıl 60 ülkeye yakın üyesi bulunan World Halal Council'de (WHC) Türkiye'nin de entegrasyon içine girmesi uygun görüldü. Bu ülkelerle dirsek temasımız devam ediyor. Biz de diğer ülkelerdeki çalışmaları değerlendirerek, ülkemize uyacak şekilde helal gıda standardını oluşturmaya çalıştık. Neticede bu kurumlara müracaatımızı yapınca bize akreditasyon verdiler. İsviçre de onayladı. Şu anda uluslararası boyutta Türkiye'deki ihracatçılarımızı rahatlatmak için hizmet ediyoruz."
Derneğin 2005 yılında faaliyete geçmesinin ardından sürdürdükleri altyapı çalışmalarıyla nisan ayında uluslararası akreditasyona geçtiklerine dikkat çeken Büyüközer, sertifikalandırma çalışmalarıyla Müslüman ülkelere ihracat yapmak isteyen firmaları rahatlatacaklarını söyledi.
Helal gıda sertifikalı ürün ihraç etmek isteyen firmaların derneklerine müracaat ettiklerini belirten Büyüközer, "Firmalar internetteki müracaat formumuzu dolduruyorlar. Görevli arkadaşlarımız da işi takip ediyor. Denetlenebilecek durumdaysa denetçilerimiz denetlemeye gidiyor. Denetleme çalışması tamamladıktan sonra yeniden denetleniyor. Sertifikalarını hazırlayıp teslim ediyoruz" diye konuştu.
Uluslararası akreditasyona ulaştıkları nisan ayından itibaren hiçbir girişimleri olmamasına rağmen yerli firmalardan yoğun bir taleple karşılaştıklarını anlatan Büyüközer, dünyada büyük bir pazar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Dünya piyasasındaki global helal sertifikalı ürün talebinin toplam rakamı 2 trilyon dolar civarındadır. Şu anda bütün dünya çapında bütün ülkelerin gerçekleştirebildiği helal gıda üretimi yaklaşık 200 milyar dolar dolar civarında. Korkunç bir pazar var. Daha yeni yeni sertifikaya geçiliyor.
Helal gıda pazarından yararlanmak isteyen yaklaşık 40 yerli firma uluslararası akreditasyona dahil edildiğimiz nisan ayından itibaren sertifika almak için derneğimize başvurdu. 10 firmaya gerekli incelemelerin ardından helal gıda sertifikası verdik. Başvurmak zorundalar çünkü yanlış usuldeki belgeleri artık yutmuyorlar. Pek çok uluslararası konferansta "Türkiye'den aman sakın mal almayın" diye propaganda yapılır duruma gelindi."
Türk halkının da helal gıda etiketli ürünlere yoğun talep gösterdiğine işaret eden Büyüközer, "Yurt içinden helal gıda sertifikası konusunda çok talep var ama veremiyoruz. Neden? Çünkü Etiket Yönetmeliği'ne göre Türkiye'de ürü nlerin üzerine helal logosunu koyma izni yok. Oysa ki tüm dünyada bu konuda uygulamalar var. Etiket yönetmeliği değiştirilmek zorunda, bu kadar çağ dışı olmak zorunda değiliz" dedi.
Dünyabülteni
Büyüközer, gıda ürünlerindeki üretim ve teknolojik hakimiyetin batılıların eline geçmesinin ardından Müslümanlar arasında helal gıda konusunda çeşitli endişeler ortaya çıktığını belirtti.
30 yıl önce Amerika'da helal gıda üretimini denetlemeyi amaçlayan bir derneğin teşekkül ettiğini ifade eden Büyüközer, kısa süre içinde Malezya ve Endonezya gibi Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerin de helal gıda sistemine entegre olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Günümüzde hemen hemen bütün ülkelerde Müslümanlar bu tür kurumlar oluşturdu. Güney Afrika'da, Avustralya'da, Yeni Zellanda'da bu tür kurumlarla karşılaşacaksınız. Türkiye'nin de bu faaliyetlerden uzak kalması mümkün değildi. 2005 yılında arkadaşlarımızla beraber GİMDES'i kurduk. Derneğimizin hedefi ülkemizde helal sertifikalı ürünü gerçekleştirecek altyapıyı sağlamaktır. Bu arada dünyadaki benzer derneklerle de ilişkilerimiz gelişti.
Geçen yıl 60 ülkeye yakın üyesi bulunan World Halal Council'de (WHC) Türkiye'nin de entegrasyon içine girmesi uygun görüldü. Bu ülkelerle dirsek temasımız devam ediyor. Biz de diğer ülkelerdeki çalışmaları değerlendirerek, ülkemize uyacak şekilde helal gıda standardını oluşturmaya çalıştık. Neticede bu kurumlara müracaatımızı yapınca bize akreditasyon verdiler. İsviçre de onayladı. Şu anda uluslararası boyutta Türkiye'deki ihracatçılarımızı rahatlatmak için hizmet ediyoruz."
Derneğin 2005 yılında faaliyete geçmesinin ardından sürdürdükleri altyapı çalışmalarıyla nisan ayında uluslararası akreditasyona geçtiklerine dikkat çeken Büyüközer, sertifikalandırma çalışmalarıyla Müslüman ülkelere ihracat yapmak isteyen firmaları rahatlatacaklarını söyledi.
Helal gıda sertifikalı ürün ihraç etmek isteyen firmaların derneklerine müracaat ettiklerini belirten Büyüközer, "Firmalar internetteki müracaat formumuzu dolduruyorlar. Görevli arkadaşlarımız da işi takip ediyor. Denetlenebilecek durumdaysa denetçilerimiz denetlemeye gidiyor. Denetleme çalışması tamamladıktan sonra yeniden denetleniyor. Sertifikalarını hazırlayıp teslim ediyoruz" diye konuştu.
Uluslararası akreditasyona ulaştıkları nisan ayından itibaren hiçbir girişimleri olmamasına rağmen yerli firmalardan yoğun bir taleple karşılaştıklarını anlatan Büyüközer, dünyada büyük bir pazar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Dünya piyasasındaki global helal sertifikalı ürün talebinin toplam rakamı 2 trilyon dolar civarındadır. Şu anda bütün dünya çapında bütün ülkelerin gerçekleştirebildiği helal gıda üretimi yaklaşık 200 milyar dolar dolar civarında. Korkunç bir pazar var. Daha yeni yeni sertifikaya geçiliyor.
Helal gıda pazarından yararlanmak isteyen yaklaşık 40 yerli firma uluslararası akreditasyona dahil edildiğimiz nisan ayından itibaren sertifika almak için derneğimize başvurdu. 10 firmaya gerekli incelemelerin ardından helal gıda sertifikası verdik. Başvurmak zorundalar çünkü yanlış usuldeki belgeleri artık yutmuyorlar. Pek çok uluslararası konferansta "Türkiye'den aman sakın mal almayın" diye propaganda yapılır duruma gelindi."
Türk halkının da helal gıda etiketli ürünlere yoğun talep gösterdiğine işaret eden Büyüközer, "Yurt içinden helal gıda sertifikası konusunda çok talep var ama veremiyoruz. Neden? Çünkü Etiket Yönetmeliği'ne göre Türkiye'de ürü nlerin üzerine helal logosunu koyma izni yok. Oysa ki tüm dünyada bu konuda uygulamalar var. Etiket yönetmeliği değiştirilmek zorunda, bu kadar çağ dışı olmak zorunda değiliz" dedi.
Dünyabülteni
İslam, 14 Eylul 2009 13:38
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!