Nasrullah, Arap Dünyasına Sert Çıktı: ?Şerefiniz Nerede??
Siyaset, 18 Temmuz 2009 19:59Lübnan İslami Direnişi Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Arap dünyasına sert çıkarak, ?Şerefiniz nerede??dedi.
Rızvan adlı operasyonun yıldönümü dolayısıyla konuşma yapan Hizbulah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, "14 Ağustos, Allah''ın mücahidlere ve sabredenlere vaadettiği ilahi gerçek ve net bir zaferdi" diyerek, İsrail hapishanelerine 11 binden fazla Filistinli esirin bulunmasının, Arap ve Müslümanlar açısından zillet olarak kabul etti.
Konuşmasının bu bölümünde ses tonunu yükselten Nasrullah "Lübnan direnişi, iki İsrail askerini esir aldığı zaman İsrail, Lübnan''ı yerle bir etti, binlerce sivili katletti. Dünya, İsrail''in vahşetini anlayışla karşıladı. Filistin direnişi, Shalit''i esir aldı. İsrail, Gazze''ye Hamas''a ambargo uyguladı. Dünya yine İsrail''i anlayışla karşıladı. İsrail hapishanelerinde 11 binden fazla esir var. Daha da önemlisi kadınlar var. Arap kadınlar var. Buna rağmen esirlerimizi kurtarmak için hiçbir şey yapmıyoruz. Bundan ötürü dünya İsrail''e saygı gösterirken Araplar'a göstermiyor.
İsrail, iki askeri için Lübnan'ı yerle bir eder Gazze'ye ambargo uygularken Araplar'ın şerefi nerede? Araplar'ın onuru nerede?
İsrail hapishanelerinde Arap esirlerinin bulunmasına rağmen Arap dünyasının sessizliğini şaşkınlıkla karşılıyorum. İsrail hapishanelerinde esirlerin bulunması, ümmete ihanettir. Esirlerin bulunması, ümmetin alnında kara bir lekedir" şeklinde konuştu.
Nasrullah "İsrail hapishanelerindeki onbinlerce Filistinli esiri, onlarca Suriyeli ve Ürdünlü esiri, direnişlerini ve sabırlarını buradan selamlıyorum. Bu kadar esirin İsrail hapishanelerinde kalması, Kudüs''ün işgal altında olmasından farkı yoktur" dedi.
Esir takasının gerçekleştirildiği Rıdvan Operasyonu''nun yıl dönümünde konuşan Nasrullah "Bugünler, mücadelede yeni bir dönemin başlangıcıdır" dedi.
Nasrullah, dünyada farklı suçlardan ötürü hapse düşenlerin olduğunu, adi suçtan ötür hapse girenlerle ulusal savunmadan ötürü hapse girenler arasında hem kendi ülkesi hem de düşmanı açısından farklılık arzettiğini kaydetti. Vatanı savunmadan ötürü hapse girenlere esir denildiğini, düşmanı tarafından diğer suçlulara göre daha farklı muameleye tabi tutulduğunu ifade etti.
Nasrullah, esirlerin sorunlarının sadece esir ailelerini ilgilendirmediği, esirlerin sorununun tüm halkı, tüm vicdan sahiplerini ilgilendirğini belirtti. Nasrullah "Bizlerin şerefli ve özgür olabilmemiz için esirlerin özgür ve şerefli bir hayat sürmelerine karşı sorumluluklarımız var" dedi.
Nasrullah "Biz direniş ehli olarak, düşmanın elindeki esir ve kayıplara karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz. Sorumlu hissetmeye de devam edeceğiz.
Rıdvan operasyonu sonrasında İsrail''in elinde Lübnan açısından sadece Yahya Sekaf''ın kaldığını kaydeden Nasrullah "İsrail''in bu konuda bize sundukları yetersizdir. Sekaf''ın ailesi, Yahya''nın canlı olduğunu düşünmektedir... İsrail''in elinde kayıpların dışında şehid naaşları da var. Bunları da yakından takip edeceğiz. Aynı şekilde İsrail''in elinde olan 4 İranlı diplomatı da yakından takip ediyoruz. İranlı oldukları için değil, Lübnan Yönetimi''nin güvencesindeyken Lübnan topraklarından kaçırıldıkları için bu sorunu yakından takip edeceğiz" dedi.
Nasrullah, Lübnan hükümetinin de esirlerin kurtarılması için sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı. Nasrullah "Kurulacak yeni hükümetten esirlere karşı sorumluluklarını yerine getirmesini istiyoruz. Şayet esirlere karşı sorumluluklarını üstlenirseler tüm gücümüzle hükümete bu konuda yardımcı olacağız, hükümetin hizmetinde olacağız" dedi.
Nasrullah, İsrail hapishanelerinde direnişçi yada diğer esirlerin kurtarılmaları ve şehid naaşlerin geri iadesi için çalışacaklarını belirtti.
Nasrullah "Biz, açık bir savaşla yüz yüzeyiz. Önümüzde, binlerce Filistinli, onlarca Suriyeli ve Ürdünlü esir var. Hizbullah olarak direnişe inanıyoruz. İster Hizbullah''a bağlı olsun isterse başka bir harekete bağlı olsun tüm direnişçilere karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bizden başkası bu sorumluluğu üstlenmiş olsaydı bizim üstlenmemize gerek kalmazdı. Biz hiçkimseyle yarışa girmiyoruz. Kimseyi de düşman olarak görmüyoruz. Başkaları bu sorumluluğu yerine getirmiş olsaydı bizden düşerdi" dedi.
Hükümeti kurmakla yetkilendirilen Saad Hariri''yi desteklediklerini ifade eden Nasrullah, "daha önceki hükümetlerde olduğu gibi bu hükümette de Hizbullah''ın silahı için güvence istemedik. Hizbullah''ın silahının tartışma dışında olduğunu Cumhurbaşkanına ilettik" dedi.
Rızvan adlı operasyonda Siyonist rejiminin tutsağında olan Direnişin şahsiyetleri ve insanları serbest bırakılmışlardı.
Lübnan ANB TV
Konuşmasının bu bölümünde ses tonunu yükselten Nasrullah "Lübnan direnişi, iki İsrail askerini esir aldığı zaman İsrail, Lübnan''ı yerle bir etti, binlerce sivili katletti. Dünya, İsrail''in vahşetini anlayışla karşıladı. Filistin direnişi, Shalit''i esir aldı. İsrail, Gazze''ye Hamas''a ambargo uyguladı. Dünya yine İsrail''i anlayışla karşıladı. İsrail hapishanelerinde 11 binden fazla esir var. Daha da önemlisi kadınlar var. Arap kadınlar var. Buna rağmen esirlerimizi kurtarmak için hiçbir şey yapmıyoruz. Bundan ötürü dünya İsrail''e saygı gösterirken Araplar'a göstermiyor.
İsrail, iki askeri için Lübnan'ı yerle bir eder Gazze'ye ambargo uygularken Araplar'ın şerefi nerede? Araplar'ın onuru nerede?
İsrail hapishanelerinde Arap esirlerinin bulunmasına rağmen Arap dünyasının sessizliğini şaşkınlıkla karşılıyorum. İsrail hapishanelerinde esirlerin bulunması, ümmete ihanettir. Esirlerin bulunması, ümmetin alnında kara bir lekedir" şeklinde konuştu.
Nasrullah "İsrail hapishanelerindeki onbinlerce Filistinli esiri, onlarca Suriyeli ve Ürdünlü esiri, direnişlerini ve sabırlarını buradan selamlıyorum. Bu kadar esirin İsrail hapishanelerinde kalması, Kudüs''ün işgal altında olmasından farkı yoktur" dedi.
Esir takasının gerçekleştirildiği Rıdvan Operasyonu''nun yıl dönümünde konuşan Nasrullah "Bugünler, mücadelede yeni bir dönemin başlangıcıdır" dedi.
Nasrullah, dünyada farklı suçlardan ötürü hapse düşenlerin olduğunu, adi suçtan ötür hapse girenlerle ulusal savunmadan ötürü hapse girenler arasında hem kendi ülkesi hem de düşmanı açısından farklılık arzettiğini kaydetti. Vatanı savunmadan ötürü hapse girenlere esir denildiğini, düşmanı tarafından diğer suçlulara göre daha farklı muameleye tabi tutulduğunu ifade etti.
Nasrullah, esirlerin sorunlarının sadece esir ailelerini ilgilendirmediği, esirlerin sorununun tüm halkı, tüm vicdan sahiplerini ilgilendirğini belirtti. Nasrullah "Bizlerin şerefli ve özgür olabilmemiz için esirlerin özgür ve şerefli bir hayat sürmelerine karşı sorumluluklarımız var" dedi.
Nasrullah "Biz direniş ehli olarak, düşmanın elindeki esir ve kayıplara karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz. Sorumlu hissetmeye de devam edeceğiz.
Rıdvan operasyonu sonrasında İsrail''in elinde Lübnan açısından sadece Yahya Sekaf''ın kaldığını kaydeden Nasrullah "İsrail''in bu konuda bize sundukları yetersizdir. Sekaf''ın ailesi, Yahya''nın canlı olduğunu düşünmektedir... İsrail''in elinde kayıpların dışında şehid naaşları da var. Bunları da yakından takip edeceğiz. Aynı şekilde İsrail''in elinde olan 4 İranlı diplomatı da yakından takip ediyoruz. İranlı oldukları için değil, Lübnan Yönetimi''nin güvencesindeyken Lübnan topraklarından kaçırıldıkları için bu sorunu yakından takip edeceğiz" dedi.
Nasrullah, Lübnan hükümetinin de esirlerin kurtarılması için sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı. Nasrullah "Kurulacak yeni hükümetten esirlere karşı sorumluluklarını yerine getirmesini istiyoruz. Şayet esirlere karşı sorumluluklarını üstlenirseler tüm gücümüzle hükümete bu konuda yardımcı olacağız, hükümetin hizmetinde olacağız" dedi.
Nasrullah, İsrail hapishanelerinde direnişçi yada diğer esirlerin kurtarılmaları ve şehid naaşlerin geri iadesi için çalışacaklarını belirtti.
Nasrullah "Biz, açık bir savaşla yüz yüzeyiz. Önümüzde, binlerce Filistinli, onlarca Suriyeli ve Ürdünlü esir var. Hizbullah olarak direnişe inanıyoruz. İster Hizbullah''a bağlı olsun isterse başka bir harekete bağlı olsun tüm direnişçilere karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bizden başkası bu sorumluluğu üstlenmiş olsaydı bizim üstlenmemize gerek kalmazdı. Biz hiçkimseyle yarışa girmiyoruz. Kimseyi de düşman olarak görmüyoruz. Başkaları bu sorumluluğu yerine getirmiş olsaydı bizden düşerdi" dedi.
Hükümeti kurmakla yetkilendirilen Saad Hariri''yi desteklediklerini ifade eden Nasrullah, "daha önceki hükümetlerde olduğu gibi bu hükümette de Hizbullah''ın silahı için güvence istemedik. Hizbullah''ın silahının tartışma dışında olduğunu Cumhurbaşkanına ilettik" dedi.
Rızvan adlı operasyonda Siyonist rejiminin tutsağında olan Direnişin şahsiyetleri ve insanları serbest bırakılmışlardı.
Lübnan ANB TV
Siyaset, 18 Temmuz 2009 19:59
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!