Çin Uygurları Yalnızlaştırmak İstiyor
Analiz, 12 Temmuz 2009 23:17Çin Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri'ni yalnızlaştıma politikaları güdüyor.
Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'deki olaylarla ilgili yapılan yorumlarda hadiselerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ziyaretinin ardından başlamasına dikkat çekilirken, Uygurların 'sürgündeki Meclis Başkanı' Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı, Çin'in son olaylardaki tavrının Gül'e karşı olduğunu savundu.
2002'de dönemin Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin Çin'in Kaşgar ticaret bölgesini ziyaretinin hemen sonrasında da Uygurcanın yasaklandığına dikkat çeken Kaşgarlı, "Çin, Türkiye'nin Uygur Türklerini etkilemesini istemiyor. Uygur halkına 'sizi kimse kurtaramaz' mesajı veriyor." diye konuştu.
Uygurların yaşadığı Türkistan'daki 26 yıllık akademik çalışmalarından sonra 1982'de Türkiye'ye gelen Kaşgarlı, İstanbul Üniversitesi ve Edirne Trakya Üniversitesi'nde eski Türk dili üzerine dersler verdikten sonra emekli olmuş. "Urumçi'de ortaya çıkan olaylar aniden, tesadüfen ortaya çıkmış değil." diyen Kaşgarlı, olayları ateşlediği söylenen fabrikadaki kavganın Cumhurbaşkanı Gül'ün Guangdong eyaletine bağlı serbest ticaret bölgesi ziyaretinin akşamında yaşandığını ifade etti. Emekli akademisyen, Pekin yönetiminin tek amacının Doğu Türkistan'ı Çinlileştirmek olduğunun altını çizdi. Türkistanlı gençlerin ülkenin uzak bölgelerine zorunlu olarak çalışmaya gönderildiğini anlattı. Halen bölgede 30 milyonun üzerinde Müslüman Uygur'un yaşadığını aktaran Prof. Kaşgarlı, ikiden fazla çocuğa izin verilmediğini, kürtaja zorlanan kadınlar arasında sağlıksız şartlardan dolayı hayatını kaybedenler olduğunu dile getirdi.
Uygur Özerk Bölgesi'ne Çince 'yeni toprak' anlamına gelen Sincan adı verildiğini belirten Mahmut Kaşgarlı, Doğu Türkistan isminin yasaklandığını ve bu ifadeyi kullananların işkencelerden geçirildiğini anlattı.
İKT'DEN DESTEK BEKLİYORUZ
Sürgündeki meclis başkanı, Türkiye'nin, bölgedeki Uygurların tek umut kaynağı olduğunu belirterek, "Biz Çin ile Türkiye'nin ticaretine karışmayız." vurgusunu da yaptı. İslam Konferansı Teşkilatı'ndan (İKT) destek beklediklerini söyleyen Doğu Türkistan'ın sürgündeki meclis başkanı Kaşgarlı, İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'na çağrıda bulunarak, "60 örgüt üyesi var. Bu kadar devlet Çin'e karşı gür bir ses çıkarsa Çin kan akıtmaktan vazgeçer." dedi. Kaşgarlı, isteklerinin özerk bir bölge tanımlamasının gerekçelerinin yerine getirildiği bir ülkede yaşamak olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Uygur Türkleri, Çin'in Doğu Türkistan bölgesindeki olayları üzüntüyle takip ediyor. Telefonların çalışmadığı ve internet bağlantısının kesik olduğu bölgedeki akrabalarına ulaşamayan Uygur Türkleri, yakınlarından haber alamıyor. 65 yaşındaki Dursun Ay Sudinlu, "Ablam, ağabeyim ve bütün yeğenlerim orada yaşıyor. O yüzden yüreğim, yerde kanlar içinde yatan insanların görüntülerine bakmaya dayanamıyor. Onlardan birini o şekilde göreceğim korkusuyla yaşıyorum." diye konuşuyor. Günlerdir boğazlarından yemek geçmeyen Uygur Türkleri, Doğu Türkistan'daki akrabaları için Kur'an okuyarak gözyaşları içinde dua ediyor.
15 yıl önce baskılara dayanamayarak eşi ve çocuklarıyla Türkiye'ye gelen Şerife Şanıl da annesi ve kardeşlerinin olayların çıktığı bölgede yaşadığını ifade ederek, "Ailemden günlerdir haber alamıyorum. Akrabalarım zaten yıllardır çok büyük eziyetlere maruz kalıyordu. Çinliler bize resmen yaşama hakkı tanımıyor. Doktor olan kardeşim, korumak zorunda olacağı insan sayısı artacak diye evlenmekten bile korkuyor." ifadelerini kullanıyor.
Olaylara tepki gösterenlerin terörist ilan edilerek akrabalarının işkenceden geçirildiğini söyleyen Nurala Göktürk ise birçok yakınını yapılan zulümler sonucunda kaybettiğini vurguluyor. Çinli yetkililerin camileri yakarak sokakta gezen insanlara saldırdığını dile getiren Göktürk, "Köyümüzdeki genç kızları iş bulma bahanesiyle kandırarak kötü yola sürüklüyorlar. Delikanlıları da uyuşturucuya alıştırarak büyük kötülüklere zemin hazırlıyorlar. Bu olaylar bardağı taşıran son damla oldu." diye konuşuyor. Yıllar önce ablasının, bir yaşındaki çocuğuyla birlikte açlıktan öldüğünü belirten Göktürk, benzer şeylerin bugün de yaşanmasından korkuyor.
Ajanslar
2002'de dönemin Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin Çin'in Kaşgar ticaret bölgesini ziyaretinin hemen sonrasında da Uygurcanın yasaklandığına dikkat çeken Kaşgarlı, "Çin, Türkiye'nin Uygur Türklerini etkilemesini istemiyor. Uygur halkına 'sizi kimse kurtaramaz' mesajı veriyor." diye konuştu.
Uygurların yaşadığı Türkistan'daki 26 yıllık akademik çalışmalarından sonra 1982'de Türkiye'ye gelen Kaşgarlı, İstanbul Üniversitesi ve Edirne Trakya Üniversitesi'nde eski Türk dili üzerine dersler verdikten sonra emekli olmuş. "Urumçi'de ortaya çıkan olaylar aniden, tesadüfen ortaya çıkmış değil." diyen Kaşgarlı, olayları ateşlediği söylenen fabrikadaki kavganın Cumhurbaşkanı Gül'ün Guangdong eyaletine bağlı serbest ticaret bölgesi ziyaretinin akşamında yaşandığını ifade etti. Emekli akademisyen, Pekin yönetiminin tek amacının Doğu Türkistan'ı Çinlileştirmek olduğunun altını çizdi. Türkistanlı gençlerin ülkenin uzak bölgelerine zorunlu olarak çalışmaya gönderildiğini anlattı. Halen bölgede 30 milyonun üzerinde Müslüman Uygur'un yaşadığını aktaran Prof. Kaşgarlı, ikiden fazla çocuğa izin verilmediğini, kürtaja zorlanan kadınlar arasında sağlıksız şartlardan dolayı hayatını kaybedenler olduğunu dile getirdi.
Uygur Özerk Bölgesi'ne Çince 'yeni toprak' anlamına gelen Sincan adı verildiğini belirten Mahmut Kaşgarlı, Doğu Türkistan isminin yasaklandığını ve bu ifadeyi kullananların işkencelerden geçirildiğini anlattı.
İKT'DEN DESTEK BEKLİYORUZ
Sürgündeki meclis başkanı, Türkiye'nin, bölgedeki Uygurların tek umut kaynağı olduğunu belirterek, "Biz Çin ile Türkiye'nin ticaretine karışmayız." vurgusunu da yaptı. İslam Konferansı Teşkilatı'ndan (İKT) destek beklediklerini söyleyen Doğu Türkistan'ın sürgündeki meclis başkanı Kaşgarlı, İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'na çağrıda bulunarak, "60 örgüt üyesi var. Bu kadar devlet Çin'e karşı gür bir ses çıkarsa Çin kan akıtmaktan vazgeçer." dedi. Kaşgarlı, isteklerinin özerk bir bölge tanımlamasının gerekçelerinin yerine getirildiği bir ülkede yaşamak olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Uygur Türkleri, Çin'in Doğu Türkistan bölgesindeki olayları üzüntüyle takip ediyor. Telefonların çalışmadığı ve internet bağlantısının kesik olduğu bölgedeki akrabalarına ulaşamayan Uygur Türkleri, yakınlarından haber alamıyor. 65 yaşındaki Dursun Ay Sudinlu, "Ablam, ağabeyim ve bütün yeğenlerim orada yaşıyor. O yüzden yüreğim, yerde kanlar içinde yatan insanların görüntülerine bakmaya dayanamıyor. Onlardan birini o şekilde göreceğim korkusuyla yaşıyorum." diye konuşuyor. Günlerdir boğazlarından yemek geçmeyen Uygur Türkleri, Doğu Türkistan'daki akrabaları için Kur'an okuyarak gözyaşları içinde dua ediyor.
15 yıl önce baskılara dayanamayarak eşi ve çocuklarıyla Türkiye'ye gelen Şerife Şanıl da annesi ve kardeşlerinin olayların çıktığı bölgede yaşadığını ifade ederek, "Ailemden günlerdir haber alamıyorum. Akrabalarım zaten yıllardır çok büyük eziyetlere maruz kalıyordu. Çinliler bize resmen yaşama hakkı tanımıyor. Doktor olan kardeşim, korumak zorunda olacağı insan sayısı artacak diye evlenmekten bile korkuyor." ifadelerini kullanıyor.
Olaylara tepki gösterenlerin terörist ilan edilerek akrabalarının işkenceden geçirildiğini söyleyen Nurala Göktürk ise birçok yakınını yapılan zulümler sonucunda kaybettiğini vurguluyor. Çinli yetkililerin camileri yakarak sokakta gezen insanlara saldırdığını dile getiren Göktürk, "Köyümüzdeki genç kızları iş bulma bahanesiyle kandırarak kötü yola sürüklüyorlar. Delikanlıları da uyuşturucuya alıştırarak büyük kötülüklere zemin hazırlıyorlar. Bu olaylar bardağı taşıran son damla oldu." diye konuşuyor. Yıllar önce ablasının, bir yaşındaki çocuğuyla birlikte açlıktan öldüğünü belirten Göktürk, benzer şeylerin bugün de yaşanmasından korkuyor.
Ajanslar
Analiz, 12 Temmuz 2009 23:17
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!