ABD Darfur' da Petrol İçin Kriz Çıkarıyor
Gündem, 14 Mart 2009 01:11ABD, petrol zengini Sudan'ı ve civarındaki 15 Afrika ülkesini kontrol etmek için Darfur'u kullanıyor.
Akşam gazetesi yazarı Hüsnü Mahli Darfur'u anlatan yazı dizisini sürdürüyor.
İşte Hüsnü Mahli'nin yazısı:
Dün Sudan'ın yeraltı ve yerüstü zenginlikleri olan bir ülke olduğunu özetlemiştim. Ayrıca Sudan'ın emperyalist ülkelere karşı mücadele eden Afrika halklarına ne denli destek verdiğini ve bununla da tüm emperyalist ülke ve güçleri kızdırdığını hatırlatmıştım.
Böyle bir Sudan, Çin ile stratejik ilişkiler geliştirince doğal olarak emperyalist ülkelerin tepesini attıracaktı. Çünkü son 5 yılda Sudan'da 6 milyar dolarlık yatırım yapan, petrol alanında bu ülkede söz sahibi olmaya başlayan ve bu ülke toplam dış satımının %65'ini satın alan Çin'e karşı Batılı ülkeler cephe almak durumundaydı. Sudan ise bu cepheleşemenin yaşandığı sahne olacaktı.
SİYAH OBAMA BİR OYUN
Çünkü Sudan'ı kontrol edenler, en az 15 Afrika ülkesini kontrol edecek ya da bu ülkelerdeki gelişmelerde söz sahibi olacak ve başta Mısır olmak üzere Nil Nehri'nden yararlanan ülkeleri de sürekli korkutarak siyasi iradelerini ipotek altına alacak.
Belki de bu endişeyle Mısır ABD, İsrail ve Batılı ülkeler ile iyi geçinmeye çalışıyor , sınırları içindeki yaklaşık 10 milyon Batı destekli Hıristiyan Kıbti'nin geleceğe dönük ayrılıkçı heveslerini kontrol altında tutmayı amaçlıyor. Tüm bu projelerin de başını ABD çekmektedir. Çünkü ABD siyahi bir kişiyi başkan seçerek Afrika petrollerine ilgisini gösterdi. ABD yavaş yavaş Ortadoğu petrollerine olan bağımlılıktan kurtulmayı amaçlamaktadır.
Petrolün büyük bölümü Sudan'da, Darfur'da ve Darfur'a sınır ülkelerde. ABD 2012'den Afrika'dan işal edeceği petrol miktarının şu anda Ortadoğu bölgesinden işal ettiği petrole eşit olmasını amaçlıyor. Belki de bu nedenle ABD'deki Amerikan Yahudi Kongresi geçen hafta Obama'ya bir çağırıda bulunarak Darfur'un işgal edilmesini istedi. Darfur konusunda alınan son kararda ABD ve Avrupa'daki Yahudi lobiler ve onlara bağlı medya ve sözde sivil toplum örgütleri büyük rol oynadı. Yüzyıllar boyunca 'Kara Afrika'yı işgal eden emperyalistler (Fransa, İngiltere, İtalya, Belçika, Hollanda, İspanya, Almanya, Portekiz) ve askeri üs ve ajanları ile son dönem onlara katılan ABD ile İsrail asla bildik huylarından vazgeçmeyeceklerdir.
Afrika'nın tüm ülkelerini işgal eden ve ayrıldıktan sonra bu ülkelerde iç savaş çıkartarak halkları birbirine kırdıran, sonra da bununla yetinmeyerek bu ülkelerde askeri üsler kuran ve faşist iktidarları işbaşına getirerek koruyan emperyalistler şimdi de uluslararası bir mahkemeyi kendi amaçlarına hizmet edecek şekilde kullanıyor. Darfur'da komplonun başını çeken ABD kendi askerlerinin yargılaması söz konusu olduğunda mahkemeyi tanımayacağını ilan etmiş, Irak'ta ölümüne yol açtığı 1 milyon kişiyi unutmuştur.
Tıpkı Hiroşima ve Nagazaki'de cayır cayır yaktığı 600 bin Japon'u unuttuğu gibi. Tıpkı Vietnam halkına karşı kullandığı her türlü yasak bombaları attığını unuttuğu gibi. Tıpkı Fransa'nın Cezayir halkına, İsrail'in Filistin halkına, Rusya'nın Çeçen halkına, İngiltere'nin İrlanda halkına, Rumların Kıbrıslı Türklere, Ermenilerin Azerilere ve diğerlerinin soykırım ve cinayetlerini unuttukları gibi.
IRKÇILIK KONFERANSINA GİDİN
Emperyalistler, milyonlarca insanın ölümü için harcadıkları paraları barış, kalkınma ve refah için harcamış olsaydı bugün Afrika'da başta kuraklık, açlık, bulaşıcı hastalıklar olmak üzere hiçbir sorun olmayacaktı.
Amerikan uydularının tespit ettiğine göre Darfur'da çok zengin yeraltı su kaynakları var. Aynı Darfur'da petrol, uranyum, bakır, benzeri zenginlikler bulunmaktadır.
İstikrarlı, zengin ve barış içinde bir Sudan, Afrika'nın barış, güvenlik, istikrar ve refahına katkıda bulunur. Ama bu olası değil.
Elbette Sudan yönetiminin Darfur'da uyguladığı güvenlik, siyasal baskı ve uygulamalar kabul edilemez. Ama unutmamak gerekir ki; dünyadaki tüm ülkeler kendi ulusal bütünlüklerini koruma konusunda aynı refleksleri gösterir. Yoksa nisanda toplanacak ve İsrail'i ırkçılıkla suçlaması beklenen uluslararası konferansa Darfur konusunda duyarlı olduğunu söyleyen ABD, AB ve Batılı ülkelerin büyük bölümü neden katılmıyor?
Yoksa El-Beşir; Avrupa'dan gelerek Filistin topraklarını ele geçiren ve 70-80 yıldır Filistinlileri öldüren Ben Gurion, Begin, Perez, Şaron, Olmert, Livni, Netanyahu, Barak ve tüm bunlara destek veren ve yalnız Irak'ta 1 milyon insanın ölümüne neden olan ve dünyanın dört bir yanında yaşanan katliamlarda dolaylı-dolaysız payı olan ABD ve Avrupa liderlerinden daha mı tehlikeli!!!
Kaynak: Akşam
Gündem, 14 Mart 2009 01:11
Yorumlar (0)