Diyanet'in Caferilik Açılımını Şiddetle Kınandı
İslam, 19 Aralık 2008 21:08Avrupa Türk Şia Alimler Birliği :Alimler peygamberlerin varisidir, zillete boyun eğmezler!
Yeni dünya düzenine ayak uydurmak için açılımlar peşinde olan siyasi otorite bu açılımlarına bir yenisini daha ekleme peşindedir. Alevilik açılımıyla, alevileri öz inanç ve mezhepleri olan Caferilik ve Şialık’tan ayırma planları yapanlar, şimdi de Şii’leri devletin bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlamakla yeni bir açılım yapmak istemektedir.
Diyenet işleri başkanlığının hedefi Caferilerin nabzını yoklamak ise şunu bilsin ki, nabzımız Abbasi halifesi Me’mun karşısında İmam Rıza’nın (a.s) göstermiş olduğu tavrıdır.
Sözkonusu Caferilik açılımı ise, Şia alimlerinin isteği ve teyidi olmadan bunu gerçekleştiremiyeceklerini bilmelidirler.
Caferi alimlerin devletin bir kurumu olan Diyanete bağlanmak istenmesi, dinin siyasetten ayrı olduğu düşüncesini savunan laiklik ilkesiyle çelişmiyor mu?. Böyle bir talepte bulunan siyasi otorite, dini siyasetin emrine alma ve din alimlerini de siyasilerin kontrolü altında tutmak hedefini mi gütmektedir?
Siyasi otoritenin bir kurumu olan “Diyanet İşleri Başkanlığı” kendisine verilen bu yeni görevi yerine getirmede başarılı olacağını sanıyorsa kesinlikle yanılıyor. Peygamber ve masum imamları kendilerine örnek almış Şia alimlerini parayla satın alıp kapı kulu alimi yapmak isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı’na, bu düşüncesinden vazgeçip kendisini daha fazla gülünç duruma düşürmemesini tavsiye ederiz.
Tarih boyunca hiç bir devletin, hiç bir siyasi otoritenin emrine girmemiş olan Şia alimleri, dini maarifi özgür ve hür iradeyle beyan edebilmenin yolunun, ancak ve ancak siyasi bir otoriteye bağlı olmadan mümkün olacağı ilkesine daima bağlı kalmışlar ve bu yolu bundan sonra da devam ettirmekte kesin olarak kararlıdırlar.
Her türlü ekonomik sorunlarını, Allah’a tevekkül ederek sadece inananların yardımlarıyla halleden Şia alimleri, kendilerini bağımlı hale getirmek isteyen bu zihniyete karşı tavizsiz tutumlarıyla izzetlerini koruyacak ve kendilerine sunulan maddi imkanlara rağmen bu ilahi ve kutsal görevi “ alimler peygamberlerin varisidir” hadisi gereği, layıkıyla yerine getireceklerdir.
Diyanet işleri başkanlığının anlaşılması pek zor olmayan bu tavırı karşısında, Ehli Beyt mektebine mensup Şia halkımıza bu oyuna gelmemelerini ve alimlerinin izzet ve ilahi görevlerinden taviz vermeden peygamber ve imamların yolunu gideceklerini bilmelerini hatırlatırız.
Daha önce de camilerimizi Diyanete bağlama girişiminin, basiretli ve uyanık alimlerimiz ve halkımız tarafından benimsenmeyip, istiklal ve özgürlükleri nasıl korunduysa şimdi de aynı sebat ve kararlılığın gösterileceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Caferilere hak verilecek, kendilerini tanıtma imkanı sunulacak, alimleri refaha kavuşturulacak,camilerinin ihitiyacı karşılanacak, kendilerine akademik alanlarda kürsü ve medyada yer verilecek gibi Muaviye siyasetini andıran vaadlere ancak basiretsiz ve masum imamların siretini tanımamış basit insanlar inanır.
Arefesinde bulunduğumuz, şehamet, yiğitlik, fedakarlık ve cesaret ayı Muharrem ayında vuku bulan İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamının hedefi “ zillete boyun eğmemek ve izzetli yaşamak” değil midir?
Avrupa Türk Şia Alimler Birliği
Yönetim Kurulu adına Sabahaddin Türkyılmaz
17-12-2008/ Berlin
İslam, 19 Aralık 2008 21:08
Yorumlar (0)