4 Kasım 1979'da İran Şahı Rıza Pehlevi'nin ülkesini terketmesi ve sürgünde olan İmam Humeyni'nin Fransa'dan İran'a dönmesi ile başlayan İran İslam Devrimi neticesinde Tahran'daki ABD Büyükelçiliği Devrim Muhafızlarınca basılmış ve 52 Amerikalı rehin alınmıştı.
İran'a karşı çeşitli yaptırımlar uygulayan Carter yönetimi rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayamayınca, Nisan 1980'de ABD hava komandolarınca gerçekleştirilen "Çöl 1" kurtarma operasyonuna karar verildi.
Kum Fırtınası
Operasyon rehineleri taşıyacak uçak ile helikopterlerden birinin İran'ın çöl bölgesinde çarpışması ve 8 kişinin ölmesi neticesinde başarısızlıkla sonuçlandı. Başarısız operasyon İran'da, "ABD hiçbir şey yapamaz" pankartlı gösterilerle kınandı. Dünyanın en büyük askeri gücü, rehinelerini kurtarmada çaresiz kalmıştı.
Amerikalı özel güçlerden oluşan 90 komando, Kartal Pençesi adlı operasyon çerçevesinde Tahran'da tutuklu bulunan Amerikalı casusları kurtarmalıydı. Söz konusu Amerikalı casuslar, İslam inkılabının zaferinden sonra Amerika'nın eski büyükelçilik binasında İslam inkılabı aleyhinde casusluk faaliyetleri yürütüyordu. Ancak bir grup öğrenci 4 Kasım 1979 tarihinde casusluk yuvasına dönüşen Amerika Tahran Büyükelçiliği'ni ele geçirerek Amerikalı casusları tutukladı. Bu mekanda ele geçirilen belgeler, elçiliğin casusluk üssü olarak kullanıldığını açık bir şekilde ortaya koyuyordu.
Amerikalı casusları kurtarmak için İran topraklarına saldıran Amerikalı güçler, aylarca özel eğitime tabi tutulmuştu. Amerikalı komandolar önce Amerika'nın Arizona çölünde ve daha sonra iklim bakımından İran'a benzerlik arz ettiği için Mısır'da defalarca kurtarma operasyonunun tatbikatını yaptı. Bu çalışmalar ve ellerindeki gelişmiş teçhizata güvenen Amerikalı komandolar, operasyon için düğmeye basmıştı. Bu arada İran içinde de inkılap karşıtı örgütler Kartal Pençesi operasyonunda işbirliği yapmak için hazırlanmıştı. Ancak, ta baştan Amerikalı askerleri İran'ın Tebes çölüne indirmesi gereken uçak ve helikopterlerin arasında iki helikopter teknik arıza yaptı. Buna karşın operasyon sürdürüldü ve geriye kalan uçak ve helikopterlerle komandolar Tebes çölüne indirildi ve Tahran'a doğru yola çıkmak için hazırlıklara başlandı.
Fakat ne var ki Tebes çölünde, 14 asır önce Mekke'de yaşanan olay tekrarlandı ve yüce Allah'ın iradesi saldırganların planlarını suya düşürdü.
Tebes çölünde de bir helikopter teknik arıza yaptı ve operasyonun devamına katılamadı. Planlanan operasyon için en az 6 helikopter gerektiğinden Amerika dönem başkanı operasyonunun durdurulmasını ve uçakların ve helikopterlerin geri dönmesini emretti. Carter bu saldırının yenilgi ile sonuçlandığını düşünürken İran'dan gelen bir başka haber onu tam bir şoka sürükledi. Dönüş sırasında Tebes çölünde başlayan kum fırtınası sonucunda bir uçakla bir helikopter bir birine çarpmış, çarpışma sonucu büyük bir patlama yaşanmış ve alevler Tebes çölünde geceyi adeta gündüze çevirmişti. Bu olayda 8 komando da helak oldu ve geriye kalanlar büyük bir panik içinde Tebes çölünden kaçmak zorunda kaldı.
O dönemde bu operasyonu destekleyen ve beyaz sarayda milli güvenlik danışmanlığını yürüten Berjinski, Carter'in bu habere tepkisi şöyle anlatıyor: "Carter bu haberi duyunca yaralanmış bir yılan gibi olmuştu."
Böylece yüce Allah'ın iradesi bir kez daha asi, kibirli ve sultacı güçlere haddini bildirmiş ve onları onca gelişmiş teçhizatları ile birlikte hezimete uğratmıştı.
İran İslam Cumhuriyeti kurucusu İmam Humeyni (ra) Amerika'nın İran'a saldırısını uluslararası yasaların ihlali olduğunu belirterek şöyle buyurdu:
"Onlar Tebes'e geldi ve zannettiler ki buraya güç indirebilirler ve sözde rehineleri kurtarmak bahanesi ile İran'ı yeniden ele geçirebilirler. Ancak yüce Allah kum fırtınası gönderdi ve onları hezimete uğrattı."
Gerçekte bu ilahi bir vaattir ve kim ve hangi millet Allah yolunda adım atarsa yüce Allah da ona veya o millete yardımcı olur.