Amerika’da Donald Trump başkanlığı döneminde Washington yönetiminin Ortadoğu bölgesinde Arap rejimlerin despot liderlerini destekleme politikasının şiddetlenmesi çerçevesinde Amerika Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak Washington yönetimi Bahreyn’de Halife rejiminin hava kuvvetlerine bağlı F-16 savaş uçaklarının operasyon kabiliyetlerini takviye etmek amacıyla 45 milyon dolar değerinde 3 bin bombayı bu rejime satmayı onayladığını açıkladı.
Aslında Amerika ile Bahreyn rejimi arasında askeri anlaşmaların peş peşe imzalanması, bir çok insan hakları örgütü bundan önce Amerika ve diğer bazı Batılı ülkelerin Bahreyn halkının temel haklarını geniş çapta ihlal eden Halife rejimine silah satışını sürdürmelerinden derin kaygı duyduklarını dile getirdikleri halde gündeme geliyor. İnsan hakları örgütlerinin kaygılarına rağmen kendilerini demokrasi havarisi ilan eden Batılı devletler, Fars körfezinde yer alan Arap emirlikleri üzerindeki sultalarını genişleterek çıkarlarını çerçevesinde hareket ediyor ve Halife rejimi gibi rejimlerin insan haklarını geniş çapta ihlal etmesini eleştirmek bir yana, bu tür rejimlere ve özellikle Bahreyn’de Halife rejimine her türlü askeri, siyasi ve diplomatik desteği sağlamaktan bile çekinmeden destek vermeye devam ediyor.
Bu bağlamda İngiltere’de yayımlanan ünlü Independent gazetesi bir süre önce bir makale yayımlayarak Amerika ve Britanya devletlerinin art arda daimi askeri üs açmalarını, bu ülkelerin Bahreyn’de Halife rejiminin cinayetleri ve geniş çaplı insan hakları ihlallerine karşı sessiz kalmalarının ödülü olarak değerlendirdi.
Gerçekte Amerika son yıllarda Bahreyn topraklarında askeri üslerin genişletmesi, Bahreyn ordusu Amerikalı askerlerden aldıkları eğitim sayesinde Bahreyn halkını bastırmaya devam ettikleri bir sırada gündeme geliyor. Bu arada başta Bahreyn olmak üzere bölgedeki bazı Arap emirlerinin ABD Başkanı Donald Trump’ın bölgeyi yağmalamak için başlattığı çağın anlaşması adlı tehlikeli bir planı çerçevesinde başta Amerika olmak üzere Batı’ya daha da yaklaşması, Amerika’nın Bahreyn üzerinde siyasi, askeri, iktisadi ve güvenlik bakımlarından sultasını daha da pekiştirdiği gözleniyor. Bu durum ise Bahreyn halkını Amerika’nın kuklası olan Halife rejiminden ve Amerika’nın Bahreyn halkının barışçıl protesto eylemlerini bastırmak üzere daha fazla müdahalede bulunmasından nefret etmelerine yol açtığı gözleniyor.
Bahreyn halkı son günlerde ülkenin çeşitli bölgelerinde Amerikan karşıtı protesto eylemi düzenleyerek Bahreyn’deki Amerika askeri üslerinin derhal boşaltılmasına vurgu yapıyor. Bahreyn halkı ta Şubat 2011 tarihinde başlattıkları halkçı kıyamlarında da sürekli ülkelerinde köklü siyasi reformların yapılmasını ve Amerika ve Britanya devletlerinin dayattıkları ve Bahreyn’in milli egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal eden tüm anlaşmaların feshedilmesini istiyor.
Amerika ve Bahreyn 1971 yılında ortak bir askeri anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaya göre Bahreyn topraklarından 40 kilometrekarelik bir alan Amerikalılara verildi ve daha sonra 1995 yılında Bahreyn resmen Amerika’nın 5. Filosuna ev sahipliği yapma görevini üstlendi.
Öte yandan Britanya devleti de bir süre önce Bahreyn’in Salman limanında ilk daimi askeri üssünü açtı.
Gerçekte Halife rejiminin izlediği politikalar ve özellikle Bahreyn topraklarını Amerikalı ve Batılı askerleri cirit attığı alana çevermesi ve bir nevi bu ülkenin milli egemenliğini ve bağımsızlığını satması Bahreyn halkının sert itirazlarına yol açtı. Halife rejimi Batılı sultacı rejimlerin daha fazla desteklerini kazanmak ve böylece kendi bekasını korumak için bu rejimlere adeta haraç ödüyor, fakat gerçek şu ki kendi halkı arasında hiç bir meşruiyeti bulunmuyor.
Her halükarda Halife rejiminin ihanet dolu tutumu ve ABD Başkanı Trump’ın da bölge milletleri ve özellikle Bahreyn ve Filistin milletlerine yönelik tutumu, Bahreyn’de önümüzdeki günlerde Amerikan karşıtı protesto eylemlerinin daha da tırmanacağını ortaya koyuyor.