Lübnan’da yayımlanan el-Ahbar gazetesine Yemen’de kurulan yeni hükümeti değerlendiren Suudi Arabistanlı muhalif yazar Fuad İbrahim, yeni hükümetin herhangi bir dış etki ile kurulmadığını söyledi.
Haftalarca süren siyasi belirsizliğin ardından Husilerin Cumhurbaşkanına yeni hükümeti kurması için süre tayin etmesi etkili oldu ve Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabih Mansur Hadi, 35 bakanlı yeni hükümeti kurdu.
Suudi Arabistanlı meşhur muhalif yazar Fuad İbrahim Yemen’de ilk defa yabancıların müdahale edemediği ve tamamen yerli güçlerin belirleyici olduğu bir siyasi sürecin yaşandığını belirtti ve Yemen’de ilk defa halkın istediği bir hükümetin kurulduğunu söyledi.
Fuad İbrahim, yeni Yemen hükümetinin kuruluş sürecini şöyle değerlendirdi:
Yıllar sonra Yemen’de ilk defa Yemen’de siyaset yerli güçlerin ekseninde dönüyor. Yemen’in iç siyaseti yıllar boyunca Riyad ve Washington tarafından belirleniyordu.
Geçtiğimiz 21 Eylül’de devrimci güçlerin başkent Sana’yı kontrol altına almasının ardından Yemen’de yabancıların müdahalesinin veya yardımının olmadığı yeni bir siyasi süreç yaşanmaya başlandı.
Bu gelişmeden sonra Yemen’de yasama oyununun kuralları değişti. Kırmızıçizgi olarak kabul edilen meseleler, yeşil ışığa dönüştü. İşler Ensarullah Partisi ile Yemen Cumhurbaşkanı arasında imzalanan katılım ve dostluk anlaşması çerçevesinde ilerlemeye başladı.
Bu devrim sadece hükümeti değiştirmedi
Fuad İbrahim şöyle devam etti: Bu devrim Yemen’de sadece hükümeti değiştirmedi, Yemen’in toplumsal krokisini de değiştirdi ve bu ülkeyi yeniden köklü bir milliyet ve tarih temelinde tanıttı; halbuki Yemen taifeciliğe gark olmuş bir ülkeydi.
Yeni kabinenin kurulmasının ardından Yemenliler ilk defa kendi iç siyasetlerinin ABD ve Suudi konsolosluklarında belirlenmediğini hissetti.
Amerikan büyükelçisi ekim ayında cumhurbaşkanından Ahmed Avad bin Mübarek’i başbakan olarak atamasını istedi; ama halk buna şiddetle karşı çıktı ve devrimci güçler ABD seçeneğini kabul edemediler.
Washington Suudileri devreye sokmaya çalıştı
ABD Başkanı Barack Obama, Yemen iç siyasetinin aslında bir Suudi inisiyatifi olan ‘Körfez İnisiyatifi’ çerçevesinde şekillenmesinde ısrarlıydı. Amerika demokrasi adına Arap diktatörlüklerinin en temel sebebidir.
Riyad’ın liderliğinde gelişen bu diktatörlük ve şimdiye kadar Suudi Arabistan, Katar, Türkiye, ABD ve hatta Birleşmiş Milletler gibi daima Yemen halkının iradesine karşı duran yabancı tarafların varlığı Yemen’de yıkıma sebep oluyordu.
Başta Ensarullah liderleri olmak üzere Yemenli bazı şahsiyetler hakkında alınan yaptırım kararı, Birleşmiş Milletlerin Yemen’de halkın haklarını değil, emperyalist ülkelerin çıkarlarını esas aldığını gösteriyor.
Bu yüzden Yemen’deki siyasi grupları ülkenin yeniden inşası konusunda uluslar arası örgütlere değil kendilerine güvenmeye davet etmek gerekiyor.
Ensarullah örgüt aklıyla değil devlet aklıyla hareket ediyor
Şimdiye kadar yabacı güçlerin Yemen’de attığı adımlar, Ensarullah karşısında aciz kaldı. Çünkü bu parti, yurtseverlik duygusu ve ulusal sorumlulukları çerçevesinde hareket ediyor.
Husi Hareketinin davranış şekli Yemen içindeki tarafları da yabancıları da hayrete düşürüyor. Bu parti, bir örgüt aklıyla değil bir devlet aklıyla hareket ediyor.
Suudi Arabistan, Katar ve Amerika, Ensarullah Hareketini tıpkı diğer silahlı gruplar gibi sadece bir silahlı örgüt görme alışkanlığına sahip.
Ama son yaşanan gelişmeler, Ensarullah’ın Yemen’de en belirleyici aktör olduğunu ve kendini başkalarının etkisinden uzak tutabildiğini ispat etti.
Şu an Yemen’de tanık olunan şey, köklü bir değişimdir ve bunu “Yemen, Yemenliler için” diye adlandırmak gerekiyor.
Bunun sebebi de halkın siyasi bilincinin ve sağlam iradesinin büyük siyasi sonuçlar elde edebilmek için devrimin ve değişimin sürmesi yönünde olmasıdır. Bu büyük siyasi sonuçla Yemen gerçek anlamda bir devlet olacaktır.
23 Kasım 2014