Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Arap Baharı(!) Ürdün'e Uğrar mı?

Ürdün?de geçen pazartesi günü bir gencin kendini protesto gösterisi sırasında yakmasına aşırı üzülen eylemci Udey Ebu İsa Ürdün kralının resmini yakınca tutuklandı. Ebu İsa bir ay önce de krala dil uzatma suçundan 10 gün süre ile tutuklanmıştı. 

12 Ocak 2012
Arap Baharı(!) Ürdün'e Uğrar mı?

Haberimize geçmeden önce İngilizlerle işbirliği ve Osmanlı'ya ihanetin karşılığında parsellenmiş bir devlet olan Ürdün'ün yönetim şekline bir göz atalım. Ürdün, parlamenter sisteme dayalı krallık rejimiyle yönetilmektedir. 1992'de çıkarılan bir kanunla siyasi partilerin kurulmasına izin verildi. Üyeleri dört yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenen 80 üyeli bir parlamentosu, 40 kişilik de bir senatosu (üst meclisi) var. Seçimler daha önce nispî temsil sistemine göre yapılıyordu. Ancak ülkede halk hareketlerinin güçlenmesi üzerine, karşı bir tedbir olarak seçim kanunu değiştirildi.

Timeturk'ten Betül Akyüz, haberinde Ürdün'ün son halini değerlendiriyor:

"Ürdün güvenlik güçleri dün öğle vakti Kral 2. Abdullah’ın Madaba’daki belediye binasının üzerinde asılı resmini yakan Ürdünlü eylemci Udey Ebu İsa’yı tutukladı.

Ürdün Gençlik Hareketi’nden eylemciler Ebu İsa’nın dün akşam ülkedeki yolsuzluğu protesto etmek için krallık sarayı önünde düzenlenen grevlerine katıldığını ifade etti. Ülkede halkı iyice sıkıntıya sokan yolsuzluk nedeniyle geçtiğimiz Pazartesi akşamı ise başkent Amman’ın ortasında Ahmet Mutarana isimli bir genç kendini yakmıştı.

Eylemciler Ebu İsa’nın, Mutarana’nın ölümünden ötürü çok öfkeli ve üzgün olduğuna, bu öfkenin kendisini kralın resmini yakmaya ittiğine dikkat çekti.

Ebu İsa geçen ay da Ürdünlü tutuklu eylemcilerden Abdullah Muhadeyn ile dayanışma için Madaba valiliği binası önünde yapılan grev sonrası gözaltına alınmış, kendisine yöneltilen ‘krala dil uzatma’ suçundan on gün boyunca tutuklu kalmıştı.

Ürdün’de geçen yıl Ocak ayından beri ülkedeki yolsuzlukları protesto etme, siyasi, ekonomik alanlarda reform talebiyle grevler düzenleniyor. Gösterilere İslami hareketler, muhalif solcu partiler, meslek sendikaları, gençlik ve öğrenci hareketleri katılıyor.

Geçen Pazartesi gerçekleştirilen protesto gösterisinde kendini ateşe veren 9 kız 4 erkek çocuk babası Ahmet Mutarana’nın ise eski sekreterlik personeli olduğu ve emekli edildiği bildirildi. Emekli edilen Mutarana’nın maaşı yarıya düşmüştü, bu ise onun ailesini geçindirebilmesi için asla yetmeyecek kadar az bir miktar yani 110 dinar (yaklaşık) 220 lira idi. Hakkı olan ev tazminatını kazanabilmek için defalarca ilgili makamlara başvurmuşsa da kendisine basit bir meblağ dışında bir şey verilmedi. Yolsuzluk ve fakirlikten, herkesin hapse atılmasından insanların iyice isyan etmeye, bunalmaya başladığı ülkesinde kendini yakmaya itti."

Tescilli İngiliz Uşağı Sülale

1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra  Mekke Şerifi  göreviyle Arabistan’a gönderildi.

İngiliz yönetimi ile temasa geçerek Araplar’ın  Osmanlı Devleti’nden ayrılmaları yönünde faaliyetler yürüten  Şerif Hüseyin, Birinci Dünya Şavaşı’nın çıkması üzerine uygun fırsatın doğduğuna kanaat getirdi ve 1916’da ayaklandı. Kendisine bağlı Araplar, Osmanlı birliklerine ve bölgede hakimiyetinin sembolü olan Hicaz Demiryolu’na saldırdılar ve Osmanlı kuvvetleri İngilizler’in yanı sıra asi Araplarla da mücadele etmek zorunda kaldılar.

Şerif Hüseyin’in savaşın sonunda kurmayı  tasarladığı Arap krallığına İngilizler izin vermediler. İngiltere, sadece 1921’de Şerif Hüseyin’in oğullarından Abdullah’ı  Ürdün Emiri diğer oğlu  Faysal’ı  ise Irak Kralı yaptı.Şerif Hüseyin’in halifelik ve Arap Krallığı hayallerine ise, İbn Suud Abdulaziz son verip, Mekke Emiri’ni Mekke’de çıkardı. 1930’a kadar  Kıbrıs’ta sürgün  hayatı yaşayan Şerif Hüseyin, daha sonra gittiği Ürdün’de 1931’de öldü.

Sülaleden İngiliz uşağı Kral Abdullah, dünyayla dalga geçercesine geçtiğimiz aylarda Esed'i eleştirmişti. Halkını Ortaçağ'dan kalma krallıkla yöneten Abdullah, insan hakları ihlallerinin ayyuka çıktığı, en ufak muhalif görüşlerin en kanlı biçimde bastırıldığı ülkesini yok sayarak demokrasi havariliğine soyundu.

Gerçek şu ki, ABD yandaşları ne kadar zalim olursa olsun onların dokunulmazlıkları vardır, Arap Baharı denilen şey onlara uğramaz!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.