Geçtiğimiz ay Suriye’ye ziyarette bulunan Hintli medya heyetinde bulunan Kapoor, İngilizce yayımlanan dergisinde yer verdiği bir makalesinde şunları kaydediyor:
“Sükunet, tutumların efendisi idi. Şam’dan Homs’a kadarki yolculuğumuzda, batı medyasının Suriye ordusunun hareketliliği ve kenti kuşattığına dair yayınladığı haberlerinin aksine, her şey gayet doğaldı. Aynı zamande kent, taahhüt edildiği gibi, birkaç devriye noktası hariç, askeri varlıktan yoksundu. Ama bu da dünyanın birçok ülkesinde görülebilecek türden, olağan bir durumdur.”
Ayrıca silahlı terör grupların işlediği suç eylemleri neticesinde kamu mülklerine verdiği zarara işaret eden gazeteci, makalesinde güvenlik güçlerinin ve askeri otobüslerin hedef alındığını vurguluyor.
Kapoor, kentteki hastanede görüştüğü sivil ve asker yaralıların şu ifadesine yer veriyor: “Bu silahlı gruplar dışarıdan destek alıyor. Güvenlik ve istikrar ile birlikte tüm Suriye toplumu arasındaki barışçıl yaşamı hedef alıyorlar…”
Yaralıların çoğunun kafa ve boyundan isabet aldığına işaret eden Kapoor, teröristlerin kullandığı mermilerin, isabet alan vücudun içinde parçalandığını bilgisine yer veriyor.
Batının yaptırımları neticesinde Suriye halkının ve Suriye’de ikamet edenlerin yaşadığı kimi zorluklara da eğilen Hintli Gazeteci, ekonomi politikası ve güvenliği koruması nedeniyle Suriye’nin kendine yetebilen bir ülke olarak direnmeye kadir olduğunu ancak uzun sürmesi halinde krizin büyüyeceğini vurguluyor.
Medeniyetlerin beşiği ve tarihin ilk alfabesi olan Suriye’nin geleceğinin ABD ve batı tarafından hedef alındığı vurgusu yapan Kapoor, makalesini “Homs ili ahalisinden binlercesi caddelere inip heyeti karşılayarak, Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad’ı destekleyen sloganlar attı” ifadesiyle tamamladı.
08 Kasım 2011