Arap Baharı' rüzgarı poyrazdan sert esmemiş olsaydı belki de bugün Türkiye'nin bölgesindeki prestij, saygınlık ve gücü çok daha farklı bir düzeyde olacaktı. Türkiye'nin Suriye ile dostluğu belki de tarihsel bir projeyi gerçekleştirmiş olacaktı. Sünni ve İslamcı AK Parti, laik Alevi Esad'ı dönüştürecek ve tüm kesimleriyle Suriye halkı, Türkiye'nin demokratik sürecinin bir parçası olacaktı. Kendi sınırları içinde Alevi- Sünni uzlaşmasını hedefleyen bir AK Parti, Suriyeli Alevilerle dostluğu ile Şii İran ve bölgedeki diğer Şiilerle tarihsel barışmayı da sağlayacaktı. Bu müşiş bir zafer olacaktı. Erdoğan geçen yıl 'Yeni Kerbela'lar istemiyoruz' dediğinde tüm bölge insanları boşuna heyecanlanmamıştı. Ama bunların hiçbiri olmadı çünkü kuzeyden gelen sert rüzgarlar hepimizi önce salladı sonra da titretti. Çünkü coğrafi olarak Arap bölgesinin kuzeyinde bulunan ancak tanım olarak Batı dediğimiz geleneksel ortak düşmanlar bin yıldır böyle bir uzlaşmayı istemiyor ve ellerinden gelen tüm olanaklarla engelliyorlardı. Irak- İran savaşı ve işgal sonrasında Irak'taki Şii-Sünni kırımı bunu kanıtlıyor. Sudan'ın parçalanması ve Mısır'daki Hıristiyan Kıpti ayaklanma provalarını da unutmamak gerekir.
Bugünden sonra göze göz dişe diş
Suriye'nin Başmüftüsü Şeyh Ahmed Bedreddin Hasun, ülkesine karşı askeri operasyonlar başlatmaları durumunda, Suriye'nin de ABD ve Avrupa'da bombalı intihar saldırıları düzenleyeceğini söyledi.
Oğlu geçen hafta İdlib vilayetinde düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Sünni din adamı Hasun, El Cezire televizyonunun haberine göre, pazar günü ülkeyi ziyaret eden Lübnan heyetine "Tüm Avrupa'ya ve ABD'ye söylüyorum: Eğer Suriye ve Lübnan'ı bombalarsanız, halen sizin yanınızdaki intihar bombacılarını hazırlayacağız. Bugünden sonra göze göz dişe diş" diye konuştu.
Hasun'un oğlu, 22 yaşındaki Sarya Hasun 2 Ekim'de, İdlib-Halep otoyolu üzerindeki İbla Üniversitesi'nin yakınında silahlı kişilerce vurularak öldürülmüştü.
13 Ekim 2011