1-Pakistan yönetimi ile koordinasyonu sağlamak ve her zaman Pentagon ve CIA'in emrinde olan Pakistan istihbarat örgütleri ile operasyon hazırlıklarını yapmak.
2-İktidara ortak etmek karşılığında Afganistan'daki Taliban örgütünü Kaide'den uzaklaştırmak.
3-Bölgesel ve uluslararası planlarını yeni döneme uyumlaştırmak birçok yerde hazırlıklar yapmak.
Özetle Bin Ladin'in öldürülmesi ABD'nin yeni 'Büyük Oyunu'nun en önemli parçasıdır. AKŞAM'da yayınladığım yazı dizisinde ABD'nin yeni dönem politikasının temel hedefinin 'uyumlu İslam' olduğuna dikkat çekmiş ve bunun örneklerini vermiştim.
Bin Ladin'in öldürülmesine bu çerçevede bakabiliriz.
Kaide bitmiştir.
Kısa dönem için farklı ülkelerde Kaideciler intikam için bazı eylemlerde bulunabilirler. Ancak orta vadede herkes Kaide'yi unutacaktır. Belki de bu nedenle Amerikan Genelkurmay Başkanı Mullen geçenlerde ve bilerek ''Libya'da Kaide yok'' demişti. Yine bu nedenle son haftalarda Somali ve Yemen'de Kaidecilerden hiç kimse söz etmiyor ve Irak'ta Kaide'nin silahlı operasyonlardan haber yok. Bu süre içinde Kaide yayınladığı 9-10 bildiri ile Arap ülkelerinde meydana gelen ayaklanmalara ''Batı desteğine ve tam anlamı ile İslami bir yönetimi hedeflememiş olmasına rağmen'' desteklediğini açıklıyordu. Hamas'ın İsrail işbirlikçisi Mahmut Abbas ile ani bir şekilde Mısır'da barıştırılması ve Hamas'ın süreç içinde radikalizmden uzaklaştırılmasına da bu çerçevede bakabiliriz.
Özetle ABD'nin bölgesel ve uluslararası planlarının sağlıklı işleyebilmesi için Bin Ladin ve Kaide ideolojisinin ortadan kaldırılması gerekiyordu. Bu ise ancak uyumlu İslamcıların iktidara taşınması, radikallerin de uyumlaştırılması ile olabilir. İşte başından beri söylüyorum: ABD ve müttefiki Batılı ülke ve güçler Arap ülkelerindeki devrim ve ayaklanmaları bu Büyük Planı doğrultusunda kullanmaya çalışıyor. Bu planın da başarıya ulaşılabilmesi için de ABD ve müttefiki ülkelerin 'İslamcılara' bir ödün vermesi gerekiyordu. ABD İslamcılara 'İktidara gelebilirsiniz ama radikallerden kurtulmamız için bize yardımcı olmanız gerekiyor'' diyor. Böyle bir pazarlık ABD'nin 15 yıllık bölgesel ve uluslararası politikasında çok önemli bir 'malzeme' olarak kullanılan, orijinde 'Made in ABD' damgası taşıyan ve son aylarda Arap ve İslam dünyasında prestij ve güç kaybeden Bin Laden'in artık 'tarihin çöplüğüne' atılmasını gerektiriyordu. Nitekim de öyle oldu. Unutmayalım ki ABD kendisine 30 yıl hizmet eden İran Filipinler, Mısır, Tunus ve benzeri ülke liderlerinden çok kolay vazgeçmişti. Tıpkı Menderes'in idamına ses çıkarmadığı gibi. Panama lideri Noreiga'nin sonu ise çok daha dramatik idi. Çünkü Amerikan askerleri adamı sarayından alıp ABD'deki bir hapishaneye tıkadı. Saddam'ın Amerikan iplerinde sallanmasını herkes hatırlıyordur.
Peki şimdi ne olacak?
Herkes Bin Ladin'in ölümünü kısa bir süre sonra unutacaktır.
Ama ABD Büyük Oyunu'nu oynamayı sürdürecektir. Bu oyunda;
1-Uyumlu İslamcılara destek verilecek ve önleri açılacak.
2-Uyumlu İslamcıların gönüllerini kazanmak ve onları Batı yanlısı kılmak için İsrail'e baskı yapılacak ve Filistin-İsrail barışı konusunda sürpriz adımlar atılacak.
3-Bunlar sağlanırsa sıra İran'a gelecek.
Bu senaryonun doğru olup olmadığını görmek için çok uzun süre beklemeyeceğiz. Önümüzdeki gün ve haftalarda bu yönde mutlaka bazı sinyalleri hep birlikte göreceğiz. Örneğin Taliban Afganistan'da Müslüman Kardeşler ise Mısır'da iktidara gelebilir ya da iktidarın güçlü ortağı olabilir. Peşinden Kaddafi'ye yol görünür ve İslamcılar orada da ABD ile işbirliği yapar. Yemen ise durulur ve Suriye ile pazarlıklara oturulur. ABD ve Batı Suriye'ye ''İran'dan uzak dur'' diyor. Önümüzdeki günlerde İran ile ilgili enteresan haberler duyabiliriz.
Tabii İran da eli kolu bağlı beklemiyordur. Onun da sürprizleri vardır ve olacaktır!
13 yıldır Bin Ladin'in propagandasını yapan ve bir yıl öncesine kadar kasetlerini yayınlayan El-Cezire'nin başı sağ olsun!
Hüsnü Mahalli - Akşam