Türkiye’nin sadece iki ülke dışişleri bakanları tarafından imzalanan protokolleri onaylamaktan vazgeçmekle kalmayıp, sürecin yeniden canlanması için önkoşullar ortaya koyduğunu savunan Nalbantyan, “Görülüyor ki farklı dillerden konuşuyoruz. Türk liderler bir yandan sözünü tutma ilkesine saygı gösteriyormuş gibi yaparken, diğer yandan Zürih’te bizzat imzaladıkları anlaşmaları onaylamaktan kaçınıyorlar. Bu ne demek oluyor? Hiçbir önkoşulları olmadığını iddia ediyorlar, sonra da sadece şunu bunu yerine getirmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu mu oluyor hiç önkoşulu olmamak?” diye yazdı.
Nalbantyan, Türkiye’nin iki yüzlü bir tavırla normalleşme sürecini kullanarak çeşitli ülkelerde Ermeni soykırımını tanıyan kararların geçmesini engellediğini öne sürdü!
Erivan’ın, sürecin en başından itibaren soykırımın sorgulanmasına ve soykırım iddialarının uluslararası alanda tanınması yolundaki girişimlerin engellenmesine izin vermeyeceğinin altını çizdiğini iddia eden Ermenistan Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: “Bugünlerde Türk medyasında sık sık iddia edildiği gibi bir sessiz diplomasi olmadığı gibi, ikinci bir Zürih süreci de yok. Geri kalan tek adım, Türk-Ermeni protokolunun imzalanıp uygulanmasıdır. Türkiye’nin ön koşulsuz adım atması halinde Ermenistan da adım atmaya hazırdır.”
Nalbantyan, Türkiye’nin iki yüzlü bir tavırla normalleşme sürecini kullanarak çeşitli ülkelerde Ermeni soykırımını tanıyan kararların geçmesini engellediğini öne sürdü!
Erivan’ın, sürecin en başından itibaren soykırımın sorgulanmasına ve soykırım iddialarının uluslararası alanda tanınması yolundaki girişimlerin engellenmesine izin vermeyeceğinin altını çizdiğini iddia eden Ermenistan Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: “Bugünlerde Türk medyasında sık sık iddia edildiği gibi bir sessiz diplomasi olmadığı gibi, ikinci bir Zürih süreci de yok. Geri kalan tek adım, Türk-Ermeni protokolunun imzalanıp uygulanmasıdır. Türkiye’nin ön koşulsuz adım atması halinde Ermenistan da adım atmaya hazırdır.”