Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından düzenlediği "18. Uluslararası Müslüman Toplulukları Birliği Kongresi"ne katılan Impact International dergisi editörü Muhammed Haşim Faruki ile Avrupa'da yaşayan Müslümanların sorunları, Türkiye'nin AB'ye üyelik girişimi, ABD ve Avrupa'nın izlediği politikalar ve İslamofobya algısının sonucunu konuştuk.
Impact'ın editörü Faruki'nin çarpıcı görüşlerinin yer aldığı söyleşiyi sunuyoruz:
Günümüzde çeşitli sıkıntılar yaşayan Müslüman halkların en temel sorunu nedir?
Öncelikli olarak Müslüman halklar, özgür olmalıdırlar. Bu sorunun en başat sorun olduğunu düşünüyorum.
Günümüzde de Müslüman topluluklar özgürlük mücadelesi vermektedirler.
Batı'ya karşı mı?
Sadece Batı'ya karşı değil. Şu anda Müslüman topluluklar, sömürgeci güçlerin giderken bıraktığı diktatörlüklere karşı da özgürlük mücadelesi vermektedir.
Batı'nın Müslümanlar aleyhine başlattığı PR olarak nitelendirilen, "Halkla İlişkiler" çalışması başarılı olabilir mi?
Hayır olamaz çünkü inanç temeline dayalı mücadeleye karşı sürdürülen çabaların hiç birisi başarılı olması mümkün değildir. Örneğin Gazze ... Orada yaşayan Filistinliler büyük bir zulüm altında. Fakat onlar hiçbir baskıya ve zulme boyun eğmemekte. Her türlü olumsuz şartlara rağmen özgürlük mücadelelerini sürdürmektedirler.
Avrupa'da yaşayan Müslümanların yaşadığı en ciddi sorunun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
İslamofobya... Avrupa'da Müslüman korkusu yayılıyor. Çeşitli çevreler bir takım propagandalarla Müslümanları marjinal göstermeye çalışıyorlar. Dolayısıyla bu faktörlerin etkisiyle Müslümanların gerek bilimsel gerek dinlerini yaşama konusundaki gayretleri, Avrupa'da endişelere yol açıyor.
Türkiye daha büyük bir rol oynayabilir
Türkiye'nin son dönemde izlediği politikaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum; Müslüman ülkeler, güçlerinin farkında değiller. Ve maalesef başkalarının kararlarına göre hareket ediyorlar. Sorunuza gelince; şurası muhakkak ki Türkiye, İslam dünyasında oynadığı rolden daha büyük bir rol oynayabilir. Zira Türkiye hem Batı'da hem da İslam dünyasında önemli bir ülke olarak görülüyor. Dolayısıyla Türkiye, bu gücünü daha etkin bir biçimde kullanmalı.
Avrupa, Osmanlı dönemindeki kompleksin intikamını alıyor
Türkiye, Avrupa Birliği'ne üye olabilecek mi?
Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasında kültürel bir farklılık bulunmaktadır. Bu sebeple, Avrupa'nın Türkiye'yi isteyip istemediğine karar vermesi gerekiyor. Fakat ben, Türkiye'nin ısrarla AB'ye üye olmayı istemesine bir türlü anlam veremiyorum. Bana sorarsanız, Avrupa, Osmanlı devrinde Türklere karşı sürekli ezilmiş olmanın kompleksini yaşıyor ve şimdi de bunun intikamını alıyor. Edindiğim bilgiler doğruysa; Osmanlı sultanları, Avrupalı başbakanları ve bakanları önce hamamda temizlettikten sonra huzura kabul ediyordu. Yani dezenfekte olmalarının ardından onlarla görüşüyordu. Şimdi onlar da bunun intikamını alıyorlar.
Avrupa Birliği'nin geleceğini nasıl görüyorsunuz, bir çatırdama var gibi...
AB'nin geleceği bence ekonomik krizin nasıl aşılabileceğine bağlı.
Pakistan'daki durum endişe verici
Obama-Zerdari-Karzai üçlü görüşmesinin ardından Pakistan'da şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Ülkenin her tarafında bombalar patlıyor, oluk oluk kan dökülüyor. Pakistan asıllı bir gazeteci olarak, yaşanalar dolayısıyla Pakistan'ın parçalanabileceği endişesi taşıyor musunuz?
Pakistan'daki durum endişe verici. İnşallah parçalanmaz. Şu anda Pakistan'da iktidarda doğru karar alabilecek ve liderlik yapabilecek kimse yok. Pakistan'ın Bangladeş örneğini göz önünde bulundurması lazım.
Kuzey Kore'nin gerçekleştirdiği nükleer denemeye BM Güvenlik Konseyi çok sert tepki gösterdi. Ancak tepki gösteren ülkelere baktığımızda hepsi de nükleer silahlara sahip ülkeler. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kuzey Kore'ye gösterilen tepki, çifte standarttır. Belirttiğiniz biçimde öncelikli olarak bu güçlerin nükleer silahlarını bırakması lazım. Bunu yaptıktan sonra Kuzey Kore'ye tepki gösterebilme hakları olduğunu düşünüyorum.
Obama'nın ABD Başkanı olarak seçilmesinin ardından özellikle İslam dünyasında çok olumlu bir hava estirildi...
Yeni ABD Başkanı'nı değerlendirmek için henüz çok erken. Obama çok dikkatli davranıyor. Yahudi lobisiyle olan mücadelesinde başarılı olup olmayacağını yakında göreceğiz. Fakat bence Obama, CIA'nın kendisine vereceği raporlar doğrultusunda hareket edecek.
İsrail son dönemde İran'a saldırı tehditlerini sıklaştırdı. Siyonist yöneticiler böyle bir çılgınlığa kalkışabilirler mi?
İnşallah böyle bir şey olmaz.
Haber7