Son günlerde komşumuz Suriye de yaşanan halk hareketleri kamuoyunu sürekli meşgul etmektedir. Her kafadan bir ses çıkmakta ve bilip bilmeden herkes konu ile ilgili olumlu olumsuz yorum yapmaktadır.

Kimi Beşşar Esad zalimdir diktatördür derhal gitsin; bir Arap devrimi de Suriye de yaşansın diyor; kimisi de Beşşar Esad kalsın ancak gerekli reformları yaparak ülkeye daha fazla demokrasi getirsin, diyor.

Beşşar Esad'ın halka zulmetmesi kesinlikle savunulacak bir konu değildir ancak kazın ayağı hiç de dışarıdan gözüktüğü gibi değil.

Suriye'nin Ortadoğu'daki konumu ne Mısır?a ne Fas?a ne de Yemen?e benzer. Suriye gerçek anlamda İsrail'in korkulu rüyası Hizbullah?ın nefes borusudur. Bu yüzden Suriye deki halk hareketi sıradan bir hareket değildir.

Büyük Ortadoğu Projesi rafa kalkan İsrail, bölgedeki oyunlarında ikinci perde olarak Hizbullah'ın lojistik gücünü kırmak amacı ile Suriye'de bulunan bazı muhalif sivil toplum kuruluşlarını ve medya organlarını Amerika eliyle finanse ederek aslında Suriye'nin kontrolünü ele geçirmek istemektedir.

Aynı zamanda Mısır'da devrim yaparak Filistinlilerin nefes almasını sağlayan Müslüman ümmetten Hizbullah'ın nefes borusunu keserek intikam almak istemektedir.

ABD'de yayınlanan Washington Post gazetesinin haberine göre son günlerde ortaya çıkan Wikileaks belgelerinde Suriye de Hükümet karşıtı yayınlar yapan Brada Televizyonuna ve bazı muhalif gruplara ABD tarafından 2006 yılından bugüne kadar 6 milyon dolar finans sağlamıştır. Brada televizyonunun yazı işleri müdürü Malik El Abde Suriye de sürgünde bulunan Muhalif Adalet ve Kalkınma hareketinin kurucularındandır.(Cnntürk 18.04.2011)

Aynı gazeteye göre bu mali yardımlar 2010 yılının sonunda kesilmiş ve ne gariptir ki ABD nin 2011 yılının başında Suriye ile diplomatik ilişkileri başlamıştır. Herkalde bu gurupları artık içeriden finanse etmeye başlamışlardır.

Suriye ile diplomatik ilişkileri olmayan ABD nin geçen ocak ayında Şam?a büyükelçi tayin etmesinden kısa bir süre sonra bu olayların başlaması tesadüf müdür ? Onu da Aklı selim olan insanlara sormak lazım.

Ne de olsa ABD büyükelçilikleri bulundukları ülkelerde birer CIA ofisi olarak çalışmaktadırlar.

İran'da 1979 devriminden sonra ABD büyükelçiliğinde yaşananları hatırlamalıyız. O günden beri İran da ABD büyükelçiliğinin kapatıldığı gün öğrenci günü olarak kutlanmaktadır.

Lübnan'daki Hizbullah hareketi İslam ümmetine rahmetli İmam Humeyni'nin bir emanetidir. Ümmetin bu emanete ihanet etmemek için üzerine düşeni yapması gerekmektedir.

Ey iman edenler, Allah'a ve Resûlü'ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin. (Enfal / 27)

Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at. Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez. (Enfal / 58)

Yüce rabbimizin bu ayetlerine muhatap olmamak için Suriye de yaşanan bu komplolar ile alakalı İslam ülkeleri üzerine düşeni yapmalı Suriye hükümetini ve Lübnan Hizbullah'ını yalnız bırakmamalıdır.

ABD ve gayrımeşru çocuğu İsrail'in Ortadoğu'da fütursuzca at koşturmalarına müsaade edilmemelidir. Unutmayın "Her Müslüman bir kova su dökse İsrail'i sel alır?"

[email protected]