25 Ağustos 2017
Ray-ul Yavm gazetesinde yayınlanan bir haberde, gazetenin baş editörü Abdul Bari Atvan şöyle yazdı; Son zamanlarda Suriye hakkında yaşanan tüm gelişmeler, özellikle de Arabistan'ın Suriye ve Beşar Esad karşıtı tutumunu değiştirerek artık hükümetten geri çekilmesinin gerekmediği yönündeki yeni tavrı, sadece Suriye'de değil tüm bölgede köklü değişimler yaşanacağını gösteriyor.
Suriyeli Muhaliflerin Riyad Oturumunda Başarısız Olması Beklenen Bir Şeydi
Suriyeli muhaliflerin Riyad oturumunda başarısız olmaları ve Arabistan'ın yeşil ışığı ile karşılaşmaları, öngörülebilir bir şeydi. Çünkü Beşar Esad'ın hükümette kalması konusunda görüş birliği bulunuyordu.
İran, Türkiye ve Suriye Çemberi Arabistan ve BAE Karşısında Güç Kazandı
Aynı şekilde bölgedeki farklı ittifakların planlarında da köklü değişiklikler olacağı konusunda kesinlik bulunuyor. Bu değişikliklerin başında da Türkiye, İran ve Suriye çemberinin, Amerika destekli Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ittifakı karşısında -ki Mısır'ı da kendi taraflarına çekmeye çalışıyorlar- güç kazanması geliyor.
Arabistan'ın Suriye Karşıtı Tutumundan Geri Çekilmesi
Tüm bunlardan sonra Arabistan'ın neden Beşar Esad'ın kalmasını kabul ederek, Kahire'ye yaklaşmak için çaba sarf sarfettiği anlaşılabilir. Zira böylelikle gelecekte İran ve Türkiye karşısında dengeyi sağlayabileceğine inanıyor.
Adil El Cübeyr'in Beşar Esad'ın Kalması Hakkındaki Açıklamaları
Arabistan Dışişleri Bakanı Adil El Cubeyr, Suriye Yüksek Kurulu'na Beşar Esad'ın kalması seçeneğini kabul edeceklerini ve yeni yollar arayacaklarını ilan etti. Bu açıklamalar, Arabistan'ın yalnızca Suriye konusundaki tutumunu değiştirdiğini değil, aynı zamanda Irak, Yemen ve İran konularında da tutumunu değiştirdiğini gösteriyor.
Suriye Cumhurbaşkanının Büyük Bir Özgüven ve Kesinlik İle Yaptığı Konuşması
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise, Beşar Esad'ın Pazar günü Suriye Dışişleri Bakanlığı'nın düzenlediği konferanstaki, büyük bir özgüven ile yaptığı açıklamadır. Bu konuşmada, bölgedeki stratejik değişikliklerden haberdar olduğunu ve bunun Suriye savaşının son günlerine gelinliğinin en büyük nişanesi olduğunu söyledi.
Aynı zamanda Mısır Yüksek Kurulu'nun Şam'da düzenlenen toplantıya katılması büyük bir siyasi mesaj içeriyor. Yeni Suriye'de daha fazla güç kazanmak adına bölgesel ve uluslararası askeri birlikler ile çatışmak yerine, rekabet ortamının başladığını ve Suriye ile siyasi ve iktisadi ilişkilerin normalleştirme çabasına girildiğini gösteriyor.
Arabistan'ın Tutumunu Değiştirmesi Öngörülmemişti
Her halükarda bölgedeki yeni plana göre dostlar düşmana ve düşmanlar dosta çevrilebilir. Zira kim Arabistan'ın nasyonalizm adı altında Iraklı Şii liderler ile iyi bir ilişki tablosu çizeceğini ve Irak ile Arar sınır kapısını açacağını ve aynı zamanda Basra ve Necef'te başkonsolosluk açacağını kim düşünebilirdi ki?
Veya da Arabistan'ın Ali Abdullah Salih ile birlik olmaya hazır olduğunu ilan etmesini kim bekliyordu ki?
Suriye Askeri ve Siyasi Muhaliflerin Sonuna Gelindi
Bir diğer önemli nokta ise Suriye konusunun bitmiş olduğu, yani ülkenin askeri ve siyasi muhaliflerinin sonuna gelindiğidir. Böylelikle Suriyeli muhaliflerin Riyad'daki oturumunda başarısızlığa uğramalarının ve ortak siyasi karara ulaşamamalarının nedeni anlaşılabilir.
Bunların yanı sıra Beşar Esad'ın konuşması ve batının Suriye'deki planlarının başarısız olduğunu belirtmesi sıradan bir olay değildir. O bu konuşmasında, açıkça batının tamamen başarısız olduğunu da belirtmedi aksine konuşması, yalnızca Suriye'de değil, tüm bölgede yaşanan yeni gelişmelerle ilgili haberlere dayanan incelemelerden oluşuyordu.
Her ne kadar Beşar Esad konuşmasında şiddetle Tayyip Erdoğan'ı eleştirse de, Rusya ve İran'ın arabuluculuğu ile Erdoğan'ın Şam'a girişi mümkün gibi görünüyor. Ve işte siyaset dünyası ve onun kanunları böyle işliyor.