London School of Economics and Political Science’a bağlı Ortadoğu Merkezi’nde konuk öğretim görevlisi olarak çalışan Madawi Al-Rasheed, Suudi Arabistan’ın Suriye’ye asker gönderme konusunu ele aldığı analizde Suudi Arabistan’ın başlattığı Yemen savaşı hakkında da dikkat çeken bilgiler aktardı.
“Suriye’ye kara gücü gönderme vaadi medyada büyük gürültü koparmış olsa da Suudi Arabistan’ın ciddi bir güç göndereceği şüpheli” tespitini yapan Madawi Al-Rasheed, Suudi Arabistan’ın Yemen’e askeri güç göndermek için Arap koalisyonu kurmakta çok zorlandığını anımsatarak şu bilgileri aktardı; Yemen’e tek başına girmekte isteksiz görünen Suudi rejimi, kara gücü göndermeye gönüllü bir Arap koalisyonu kurmakta epey zorlandı. Rejim, Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerine bel bağlarken KİK dışında ancak bir avuç ülkeden destek sözü alabildi. Görünen o ki Suudiler Mısır gibi büyük Arap devletlerini Yemen’de bir kara harekatına aktif şekilde katılmaya ikna edemedi. Pakistan da kendi iç siyasi gerekçeleriyle Suudilerin savaşına katılmakta gönülsüz oldu.”
“Neticede Suudi Arabistan bu savaşı Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve kimi Afrika ülkelerinin desteğiyle yürütmek durumunda kaldı” değerlendirmesini yapan Madawi Al-Rasheed, Suudi Arabistan’ın kara harakatına kalkışamadığını ve kara harekatı başlatmak için yeterli desteği bulamadığını işaret ederek, “Yemen savaşının ana stratejisi bugün de kara operasyonlarından ziyade hava saldırılarına dayanıyor” ifadelerine yer verdi.
Suudi Arabistan’ın Yemen’de hiçbir hedefine ulaşamadığını ve belirlediği hedeflere ulaşmaktan çok uzak olduğunun altını çizen Madawi Al-Rasheed analizinde şu satırlara yer verdi; “Bunun sebebi Suudi askerlerinin yoğun şekilde karaya konuşlanması durumunda ciddi zayiat vereceği korkusu olabilir. Önemli bir kara gücünün yokluğunda Yemen savaşı hala hedeflerine ulaşmaktan uzak. Bu hedeflerin başında sürgündeki Yemen hükümetinin Sana’ya dönüşü ve İran destekli Husi isyanının bastırılması geliyor. Bu arada savaş ciddi sayıda sivil ölümlere yol açtı ve Yemen’in zaten yetersiz olan alt yapısını neredeyse tamamen yok etti.”
Madawi Al-Rasheed analizinde, Suudi Arabistan ordusunun kara harbi tecrubesinin olmadığını, Irak’ın 1990 Kuveyt işgali sırasında Suudi ordusunun kahramanca savaştığı öyküsünün çok dikkate alınmaması gerektiğini belirtti.