Abdulbari Atvan, Rey el-Youm gazetesinde bugün yayımlanan yazısında Suriye’deki savaş için milyarlarca dolar harcayan Arap ülkeleri ile savaşı tahrik eden Yusuf el-Karadavi, Selman Avde, Muhammed Arifi ve Adnan Arur gibi müftülerin mülteciler konusundaki duyarsızlıklarını sert ifadelerle eleştirdi.

İşte Abdulbari Atvan’ın yazısından çarpıcı bölümler:

“En önemli fark şu ki Arap ülkeleri, özellikle de medyaları ile sesleri her yerden duyulan Körfez ülkeleri Suriye halkını desteklediklerini, onların diktatörün elinden kurtarılmasını savunduklarını iddia ettikleri ve muhalifleri silahlandırmak için milyonlarca dolar harcadıkları halde şimdiye kadar tek bir mülteci bile kabul etmediler ve sınırlarını onlara kapattılar.

Ürdün, Lübnan, Mısır gibi fakir, aşırı borçlu ve bütçe açığı veren Arap ülkeleri, birçok mülteciyi kabul ettiği halde hazineleri yüz milyarlarca dolarla dolu olan ülkelerin takındığı tutum İslami değerlerle, cömertlikle, rahmetle ve Araplıkla çelişmektedir.”

Abdulbari Atvan, yazısında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in her yıl 50 bin mülteci kabul ettiklerine ve şimdiye kadar tek bir mülteciyi bile geri göndermediklerine dair açıklamasına işaret ederek bazı Arap müftülerinin İslami TV kanallarına çıkarak Almanya’ya sığınan Suriyelilerin Hıristiyan olmasından endişe ettiklerine dair açıklamalarını eleştirdi.

Cepleri para dolu Arapların Suriyeli kızları cariye almak için mülteci kamplarında dolaştığını devletlerinin ise cinayetlere katılarak durumu daha vahim hale getirdiğini belirten Atvan, bütün bunları Suriye halkı için değil, Suriye cumhurbaşkanından intikam almak için yaptıklarını söyledi.

Kıyıya vuran Suriyeli kadın ve çocuk cesetlerine değinen Atvan, bu görüntülerin ardından Yusuf el-Karadavi, Salman Avde, Muhammed Arifi ve Adnan Arur gibi müftülerden yaşadıkları ülkeleri Suriyeli mültecileri kabul etmeye ve onlara yardım etmeye zorlayacak bir ses beklediklerini; ancak onların bir ölüm sessizliğine gömüldüğünü söyledi.

Atvan yazısına şöyle devam etti: “Keşke onlar (Körfez ülkeleri) sadece mültecileri kabul etmemekle kalsaydı. Halbuki onlar mültecilerin ülkelerine müdahale ediyor, bu ülkeyi yok etmek için silah ve para gönderiyorlar. Katliam ve zorunlu göçlerin artması için taifecilik tohumları ekiyorlar.

Sizler o mültecilere bir ikramda bulunmasanız bile en azından onların üzerindeki kötülüğünüzü azaltın. Onların iç işlerine müdahale etmeyin.”