Emperyalizmin Hedefinde Neden Bahreyn Var?
Orhan Özkaya
Bahreyn’de ana muhalefet partisi El Vifak’ın Genel Sekreteri Şeyh Ali Salman’a 4 yıl hapis cezası verilmesi, halkı sokağa döktü. Uzun süredir yargılaması devam eden Salman’ın verilen ceza ile birlikte tutuklanması, Bahreyn halkı üzerinde etkili oldu. Gelişmelerin hangi boyuta doğru gideceğini kestirmek şimdilik mümkün görünmüyor. Ancak bunun Şiileri, kolay kolay sindireceğini savunmak olanaklı değil.
2009 olaylarında Bahreyn’de idim, o zaman henüz İnci Meydanı (Özgürlük) yıkılmamış, halkın barışçıl direnişi hiç bir taşkınlığa neden olmadan sürüyor ve çadırlara henüz dokunulmamıştı. Sonrası ise dünyaca biliniyor... Suudi Krallığı’ nın baskısının bu ülkeye ne kadar etkili olduğunu anlayabilmek için 2009 yılındaki direnişte, halkın üzerinden silindir geçirilmesinde görmek mümkün. Bu güne kadar uzanan suskunluğun görünümü de her şeyi anlatmaya yetiyor. Bahreyn, Suudi Arabistan Krallığı’na, 45 km.lik bir otobanla, deniz doldurularak sınır komşusu olmuş ve Başkent Manama’nın Juffeir bölgesinde güçlü bir ABD üssünün bulunması ve anglo-Amerikan ve İsrail şirketlerinin korkunç bir sömürü kıskacında halkı yaşatması, işçilerin ne sendika ve ne de örgütlenme olanağına sahip olamaması ve çalışma alanının küresel emperyalizmin en vahşi görüntüsüyle bu coğrafyada yer alması ile değerlendirilebilir.
HALKIN ÜÇTE BİRİ YABANCI İŞÇİ
Uluslararası dev şirketler, taşeron işçi piyasasını dünyanın ezilen Filipin, Lübnan, Hindistan, Bengaldeş, Yemen, Umman, İran, Libya, Singapur, Sirilenka, Suriye, Sudan, Pakistan, Tayland, Irak halklarından oluşturuyor. Uluslararası inşaat şirketlerin emrinde çalıştırılıyor... Bahreyn ve bazı emirlikler ılımlı şeriat uygulamasıyla Suudilerin hafta sonu tatil seçeneğini oluşturduğu adeta bir banliyo sayılıyor.
Suudi’deki katı uygulama buralarda görülmemekte; küresel şirket sömürüsü dev alışveriş merkezlerindeki çağdışı giysi görüntülerinin yanında, çağdaş giysileri de görmek hem de çok fazla görmek olası...
Gökyüzüne uzanan ucube sırıklar halindeki dev gökdelenlerde, dev alışveriş merkezlerinde çalışanlar hiç bir sosyal güvenlik olanağına sahip değiller. En fazla aldıkları ücret aylık 70-80 dolar. Bunu alanlar mutlu sayılıyor. Tam bir küresel sömürüsü, küresel kölelik. En çok Hindistanlı işçi mevcut. İkinci sırada Bengaldeşliler yer alıyor. Daha sonra geri kalmış ülkelerin işçileri sıraya giriyor.
1 milyon 400 bin nüfuslu bu küçücük ada ülkesinde insanın hiç bir öneminin olmadığını, her türlü sömürünün emperyalizmin emrine verildiğini görmek insan olanı çileden çıkarmaya yetiyor. Amerikalı askerler için kentin gözde mekânlarında pavyonlar, İngilizler’e ise pub’lar açılmış. Suçlular için şeriat mahkemelerinde kadılar hazır bekliyor; yabancılar bu kuralın dışında tutulmamış. ABD ve Batı vatandaşları hariç...
Ancak Suudi Arabistan kadar sert cezalar mevcut değil. Bunun için Suudi’de baskı altındaki halk hafta sonu olan perşembe ve cuma günü sınır komşusu Bahreyn’e son model arabalarla akıyor. Burada hafta sonları nüfus üç misli oluyor. Dev oteller her türlü eylenceye açık...
Bahreyn’in tek geçim kaynagi petrol ve dogal gaz. Bapco (Bahrain Petroleum Company) şirketi ekonominin dinamosu durumunda. Bu şirkette İngiliz BP’nin turevi konumda... Bahreyn finans sektörünün kaderi Dubai gibi takla atmaya mahkûm. Petrol-dolarla yürüyen ekonominin üretimden uzak boyutu sadece finansal oyunlarla süremeyeceği, bunu merkezi ABD’ de ortaya çıkmış durumda.
Bahreyn’deki bütün gelirler kral ailesi ve yönetim kademesinin egemenliğinde.
5. FİLO HAZIR BEKLİYOR
Kral tarafın dan atanan iki meclis mevcut. Halkın seçme ve seçilme hakkı göstermelik, yok denecek kadar kısıtlı. Bütün kararlar Kral tarafından alınıp uygulanmaktadır. Ülkedeki Al-i Halife rejimi halkın desteğinden yoksun olduğu için, Suudi Kralı’nın ve ABD’ nin desteğine gereksinimi eksilmeden sürüyor.
Ülke, bütün Ortadoğu’ yu ABD’nin askeri üssüne dönüşmesine yataklık etmekte, son olarak İsrail, yeni satın aldığı denizaltısını buraya konuşlandırmış durumda. Bahreyn, Amerikan askerlerinin ve Suudi rejiminin elebaşlarının eğlence merkezi; mafya, kumarhane ve tarikat batakhanesi konumuna dönüşmüş, en küçük temel insan haklarının kırıntısı dahi söz konusu değil. Kadının ne kimliği ne de varlığı söz konusudur. Bahreyn rejimi, ordusunu ve polis güçlerini yabancı paralı askeri birliklerden oluşturarak ve bu silahlı koruyucularına Bahreyn vatandaşlığı hakkı vererek, oturma izni, vize ve konut olanaklarını sağlıyor. Yoksul Asya ve Afrika halklarının gençlerini paralı askerlere dönüştürmek suretiyle kendisini güçlendirmeye çalışıyor.
Bahreyn’de bulunan 5. filo bölgenin silahlı en büyük saldırgan gücü olarak hazır beklemekte. Emperyalizmin korkudan beslenen saldırganlığı, Ortadoğu halkının çelik iradesi, bağımsız yaşama azmi ve ideolojisi karşısında mutlaka dağılacaktır. Bu korku içersindeki emperyalist ülkeler, Ortadoğu’da Suudi ve İsrail bekçiliğini Bahreyn halkına yaptırmaya çalışıyorlar.