Yazının tamamı şu şekilde:
İRAN VE HİZBULLAH İSRAİL'İ VURACAK MI?
Fehim Taştekin
Hizbullah da İran da diplomatik ve askeri olarak çok nazik durumda oldukları bir dönemde Suriye’de İsrail’in saldırısına uğradı. 18 Ocak’ta işgal altındaki Golan’da konuşlanmış İsrail güçleri, Kuneytra bölgesinde bir konvoyu vurarak İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Allahdadi ile 6 Hizbullah militanını öldürdü.
Kurbanların arasında yer alan Muhammed Ahmed İsa Hizbullah’ın Suriye ve Irak’taki operasyonlarından sorumluydu. Saldırıda ölen Cihad Muğniye ise İsrail’in 2008’de Şam’da suikast düzenlediği Hizbullah’ın komutanlarından İmad Muğniye’nin oğluydu. Yurtdışında suikast sicili kabarık olan İsrail “İranlı komutan hedef değildi” dese de ilk kez Suriye’de bir İranlı yetkiliyi açıkça öldürmüş oldu. Devrim Muhafızları, Allahdadi’nin görevini ‘Suriye hükümetine danışmanlık’ olarak açıkladı.
İsrail Savaştan Uzak Duramadı
Suriye’deki krizde bir süre renk vermeyen ve başdüşmanının dizlerinin üzerine çökmesini bekleyen İsrail, Hizbullah’ın Kuseyr’den başlayıp birçok cephede rejim güçleri lehine dengenin değişmesine katkı sununca kritik hedeflere düzenlediği hava saldırılarıyla Suriye’deki vekâlet savaşına karışmış oldu. Golan Tepeleri’nde ise yer yer muhalif güçlerinin önünü açan topçu ateşiyle savaştan uzak duramadığını gösterdi. İsrail’in Ağustos 2014’te Kuneytra Sınır Kapısı’nı ele geçiren Kaide’ye bağlı Nusra Cephesi ve Özgür Suriye Ordusu’na destek verdiği de iddia edilmişti. 1000 kadar yaralının İsrail’de tedavi gördüğü ise resmen teyit edilmiş bir bilgi.
İsrail’in Golan Korkusu
İsrail, 1973’te Suriye ordusu ile şiddetli çatışmalara sahne olan Golan sınırlarında Hizbullah’ın varlık göstermesini doğrudan kendisine tehdit sayıyor. Hatta Hizbullah’ın bölgede eğittiği Halk Direniş Tugayları’nın amacının Golan Tepeleri’ni özgürleştirmeye yönelik bir cephe açmak olduğunu düşünüyor. İddiaya göre eğitilen grupta Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlık ve Özgür Filistin Hareketi üyeleri de yer alıyor. Esad yönetimi, İsrail’in Mayıs 2013’te Suriye’ye düzenlediği saldırının ardından Filistinli grupların Golan’da faaliyet göstermesine yeşil ışık yakmış, Hizbullah ve İran da Golan’ın özgürleştirilmesine destek vereceklerini açıklamıştı.
Misillemenin Acelesi Yok
Peki İran ve Hizbullah’tan bir misilleme ihtimali nedir? Hizbullah’ın aceleyle ve Lübnan’a yıkım getirecek şekilde misilleme yapması zor gözüküyor. Aynı şey İran için de geçerli. Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhammed Ali Caferi “Siyonistler yıkıcı şimşeklerimizi beklesin” dese de bu, İran’ın saldırıyla karşılık vereceği anlamına gelmiyor. Ancak ne Hizbullah ne de İran’ın bunu hepten karşılıksız bırakması da beklenmiyor. Zaten aralarında devamlılık arz eden bir düşmanlık var.
İran’ın sessiz kalıp geçiştirmek yerine Allahdadi’nin öldürüldüğünü teyit etmesi, hakeza bu tür olaylarda genelde birkaç gün beklemeyi tercih eden Hizbullah’ın derhal kurbanların isimlerini açıklaması iki ihtimale kapı aralıyor: Saldırı karşılıksız bırakılmayacak ya da açık bir tehditle İsrail istim üzerinde tutulacak.
İran’ın doğrudan bir saldırı ile yanıt vermesi akla gelen bir seçenek değil. İran yanıt verecekse bunu bölgesel müttefiklerinin eliyle yapmayı tercih edecektir. Hizbullah’ın da Lübnan’dan değil Golan ya da Şebaa Çiftlikleri’nden yanıt vermesi muhtemel. Ki geçen yıl Golan ve Şeba’da İsrail askerlerini hedef alan saldırılar olmuştu. Tabii bu saldırılar İsrail’in büyük bir savaşı başlatmasına gerekçe yapacak çapta değildi.
Yaygın öngörü ‘direniş cephesi’nin intikamda acele etmeyeceği yönünde. Ki elinde 200 km menzile sahip Fetih 110 tipi füzeler olan Hizbullah her vesileyle “Muğniye’nin intikamı alınacak” dediği halde 6 yıldır eyleme geçmedi.
İran’ın Öncelikleri
İran, Irak’ta IŞİD’e karşı savaşta uluslararası toplumla bir gündem çakışması içindeyken, Suriye’de de yönetime desteğinde kısmen uluslararası anlayış bulmaya başlamışken ve nükleer dosyada müzakere süreci devam ederken İsrail’e karşı olası bir misillemeyle tüm dengelerin aleyhine dönmesini tercih etmez. İsrail’e saldırı anında nükleer pazarlıkların çökmesine yol açar.
Hizbullah’ın elini bağlayan da birkaç neden var: Askeri kapasitesini Kaide tehdidine karşı teyakkuzda tuttuğu Lübnan ile Şam yönetimi lehine operasyonlara katıldığı Suriye’ye yaymışken İsrail’le cephe açmak ölümcül bir hata olabilir. Bu, Suriye stratejisinin çökmesine ve Kaide’nin Lübnan’da mevzi kazanmasına yol açabilir. Ayrıca Hizbullah 2006’daki savaştan büyük bir prestijle çıksa da İsrail’in yeniden Lübnan’ı yakıp yıkmasına neden olabilecek bir girişimin siyasi ve ekonomik faturası bu kez yakıcı olabilir.