AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Lübnan'da kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan ŞY pilotlarının açıklamalarından rahatsız olarak "artık susmaları gerektiğini" söyledi.
Çelik, Lübnan'da kaçırılan ve iki ay sonra serbest bırakılan Türk pilotlara "artık susun" çağrısı yaptı, "Pilotlarımız artık susarlarsa çok iyi ederler" dedi. Çelik, Lübnanlıları sempatik gösteren ve onlarla kardeşlik mesajları veren ifadelerden son derece rahatsız.
'Pilotlarımız bu konuda artık susarlarsa çok iyi ederler. Onları kaçıranları adeta sempatik gösterip, neredeyse bize çok iyi ev sahipliği yaptılar falan diyecekler. Kardeşim seni kaçırmasın, çok iyi ev sahipliği de yapmasınlar. Meseleyi bu yönüyle de ele almak lazım.'
Çelik'in bu öfkeli sözlerinin altında Suriye dış politikasının çöküşü ve pilot kaçırılma olayından bir düşmanlık çıkaramama, aksine dostluk havası oluşması yatıyor. Hükümetin destekleyip "mücahit" dediği teröristler kafa kesip, çocuk doğrayıp, insan eti yerken; pilotlarımızı alıkoyan Lübnanlılar alıkoyma eylemi yapmak zorunda kaldıkları için özür diliyor.
Lübnan televizyonlarından da yayınlanan ve esir hayatından ziyade misafir olarak ağırlanma şeklinde geçen günlerde mutfakta yemek pişirirken ateş yakarken çekilmiş fotoğrafların da yer aldığı videolarda iki pilot bir tarlada gezerken, bahçede kitap okurken görülüyor.
Veda vakti gelince Lübnanlılar ağlayarak onları uğurluyor, ailelerinden helallik isteyip özür diliyor. Esaret boyunca tek kötü söz işitmeyen pilotlarımız aynı yemeği paylaştıkları kardeşleriyle birlik ve beraberlik mesajları veriyor. İşte bu durum, gözünü Şam bürümüşlerin, Suriye rüyasının kabusa dönmesinin ardından tahammül edilemez bir durum.
Pilotlar ne demişti?
Kaptan Pilot Murat Akpınar: Bizi kaçıranlar, ağlayarak uğurladı, 'Ailelerinizden özür dileyin' dedi. Yemek yapmayı bilen kimse yoktu o yüzden de çoğunlukla hazır yemek ve tavuk yedik. 70 yaşındaki bir amcanın eşi bize bamya yaptı. Mümkün olduğu kadar iyi ilişkiler kurduk. Burada nasıl ki ağlayarak karşılandıysak oradan da bizi kaçıranlar bizi ağlayarak ve özür dileyerek uğurladılar
Yardımcı pilot Murat Ağca da "Kısa dalgadan yayın yapan Türkiye'nin Sesi Radyosu bize çok şey verdi. Bir radyonun bu kadar etkili ve önemli olacağını hiç düşünmezdik. Çalışanları sarılıp öpsem yeridir" diye konuştu. ŞY'de 6 ay önce çalışmaya başladığını belirten Murat Ağca, kaptan pilot Murat Akpınar'la ilk kez kaçırılmadan önceki uçuşta tanıştıklarını da söyledi. Kaptan pilot Akpınar ise kaldıkları yerde bulunan tekerlekli sandalyeli bir Lübnanlının söylediklerinin de kendilerini çok etkilediğini belirterek şunları anlattı: "Bize dedi ki, 'Siz bir gün kurtulup gideceksiniz. Ama ben hiç bir zaman yürüyemeyeceğim.' Bu söz bize dayanma gücü verdi. Bulunduğumuz yerde çatal yoktu herşeyi elle yedik. Onlara çatalı öğretene kadar 60 gün geçti. Bize zorlukla çatal bulup getirdiler, ellerimizle yemekten kurtulduk."
İmam Rıza Askerleri
Pilotlarımızı alıkoyan grup kendilerini İmam Rıza Askerleri olarak tanıttı. Bu isimden de böyle bir örgütün aslında hiç var olmadığını ve tek hedefinin İmam Rıza ziyaretinden dönen masum insanları kurtarmak olduğu anlaşılıyor. Yakınları 22 Mayıs 2012 tarihinde Meşhed şehrinde İmam Rıza (as)'ı ziyaretten dönerken Suriye'nin Azez kenti yakınlarında "Kuzey Fırtınası Tugayı" olarak açıklayan teröristlerce kaçırılan Lübnanlılar Türkiye Beyrut Elçiliğimiz önünde ve Beyrut ŞY Bürosu önünde defalarca eylem yaparak Ankara'nın bu meseleyi çözebileceğini ve kardeş ülke olarak konu ile ilgilenmesini istemişti. Lübnan sivil toplum örgütleri ise Ankara hükümeti ile görüşme yolları aramıştı.
Fakat tüm çağrıları ve girişimleri hiçe sayan hükümet, pilotların alıkonularak misafir edilmesiyle harekete geçti. Ne yazık ki, kendi çabalarımızla çözebileceğimiz insani bir olay, duyarsızlık yüzünden diğer ülkelerin yardımıyla çözülebildi.
24 Ekim 2013