Arap Baharı'nın Filistin'e karşı olumlu ve olumsuz yüzünün olduğunu vurgulayan Dr. Şallah "Bölgede yaşanan olaylar ve devrimler, Arap Baharı olarak isimlendiriliyor. Arap Baharı'nın Filistin'e karşı bir olumlu bir de olumsuz yönü var. Olumsuz yönü, herkesin kendi sorunlarıyla meşgul olarak Filistin'den uzakta kalmasıdır ki İsrail'e istediğini yapma fırsatı vermektedir.  Bu arada İsrail, tüm düşmanca planlarını gerçekleştiriyor. Olumlu yönü ise, halk devrimlerinin Filistin davasına destek olunması için ümit penceresi açmasıdır. Fakat bu ne kadar zaman geçtikten sonra gerçekleşecek? Allah bilir!" dedi.

Telekonferans sistemiyle Gazze'lilere seslenen Dr. Şallah, konuşmasına şöyle devam etti: "Arap devrimleri döneminde, Gazze'deki Filistin halkının trajedisi, ambargo ve sınır kapılarının kapatılması devam ediyor.  Ambargo, Mısırlı kardeşlerimizi ilgilendiren bir sorundur. Üzülerek söylüyorum. Gazze'deki durum, bazı durumlar için söz konusu olmasa da devrimden öncekinden çok iyi değil. Gazze hükümetindeki bazı kardeşlerimizin de ifade ettiği gibi daha zor ve daha kötü!

Hiç kimseyi ya da hiçbir ülkeyi, güç yetiremeyeceğiyle sorumlu tutmak istemiyoruz. Baskıcı rejimlerin geride bıraktığı yükün çok ağır olduğunun farkındayız. Fakat Arap Baharı rejimlerini uyarıyoruz. Eğer Filistin'i terk ederseniz bir gün gelir ve özgürlük talebi için ayaklanan halklar yeniden ayaklanır ve yeni yöneticilerine Filistin'i sorarlar. "Filistin için ne yaptınız?" derler .

Filistin, Arap Baharı'nın ortaya çıkardığı yeni hükümet ve rejimlerin çalışma programlarından düşürülmedi fakat ertelendi. Fakat ne zamana kadar ertelenecek? İsrail, Filistin'in son toprak parçasını yutup, Kudüs'ün son karışını da Yahudileştirdiği zamana kadar mı?

Biz, -her ne kadar görevleri olsa da- hiç kimseden Filistin için İsrail'e karşı savaş açmasını ne istiyoruz ne de bekliyoruz. Fakat onlar, kazılardan ötürü yıkılma tehlikesi altında bulunan Mescid-i Aksa ve Kudüs için siyasi bir savaşa girebilirler.

Arap yöneticilerin, Müslümanların ve halkların, Yahudi Cemaatlerin Mescid-i Aksa baskınları karşısında sessiz kalmaları doğru değil. Yahudiler, Halil İbrahim Camii'nde yaptıkları gibi Mescid-i Aksa'yı ikiye bölerek, Yahudiler için ibadeşane açmayı planlıyor."

YDH