Libya’yı hatırlayanınız var mı ? Rusya’ya ve Çin’e boşlukların daha sonra doldurulacağını, amaçlarının sadece sivilleri korumak için uçuşa yasak bölge oluşturmak olduğunu söyledikleri zamanı hatırlayanınız var mı?
İşte 4 Şubat günü; NATO destekli Suriye muhalefetinin, NATO ve yandaşlarına 3 Dünya Savaşını başlatacak sinyali göndermek için terörist saldırıları ve mezalimi doruğa ulaştırdığı gündür.
NATO’nun, namı diğer FUKUS Ekseni’nin (France, UK, US, Israel) Libya Silahlı Kuvvetlerinin “dehşet verici katliamları” ve Libya Hava Kuvvetlerinin “ sivillerin yaşadığı şehirleri ve merkezleri vurması” üzerine 1970 ve 1973 sayılı karar ile Libya’da uçuşa yasak bölge ilan ettiği çözüm planlarını hatırlayın!
Libyalı yetkililerin yabancı gazeteci ve siyasileri alarak, birkaç saat önce “sözde katliamların ve bombardımanların gerçekleştiği” yerlere bizzat eşlik ettiklerini hatırlayın!
FUKUS-Ekseninin uçuşa yasak bölge ilan edilmesine ilişkin alınan kararla nasıl topyekûn bir savaş başlattıklarını hatırlayın! Caddelerde siyahilerin boğazlarını kesen, kadınlara tecavüz eden, küçücük çocukları sopalarla taciz eden, insanları binaları ateşe veren, hırsızlık yapan muhalif görünümlü teröristlere tam destek sağlayan NATO’yu hatırlayın!
Bunlara hangi hükümetlerin destek çıktığını ve Rusya ve Çin’e daha sonra doldurulacağı söylenen boşlukların nasıl boş kaldığını hatırlayın!
Evet bayanlar ve baylar, sirk kasabaya geri döndü; ama bu sefer Suriye’de. FUKUS-Ekseni bu kez Suriye’de bulunan teröristlere ve tescilli katillere silah desteği vermekte onları eğitmekte.
Bu teröristlerle mücadele etmeye çalışan Suriye ordusu ise Hillary Clinton, William Hague, Alain Juppe ve çok istekli Batı medyası tarafından eleştiri bombardımanına tutulmakta katliam yapmakla, orantısız güç kullanmakla ve insan haklarını kısıtlamakla suçlanmakta. Bu eleştirileri yapanlarsa ise olanları eğlenerek seyretmekteler.
Silahlı muhalifler Suriye halkı demek değildir. Suriye muhalefetinin söylemlerinin aksine Suriye hükümeti geniş halk kitlelerince desteklenmektedir.
Suriye Ulusal Konseyi, Libya’da kurulan tacizcilerden, ırkçılardan, işkencecilerden ve hırsızlardan oluşan Ulusal Geçiş Konseyi’nin kopyasıdır.
Suriye Ulusal Konseyi; tam da Yeni Osmanlıcılığın gündeme geldiği, Türkiye ve Katar gibi iki ülkenin Orta Asya ve Orta Doğu bölgesinde ön plana çıkarıldığı bir dönemde Türkiye’de konuşlandırılmış bir örgüttür.
Bunların yanında bu Konsey, bölgede FUKUS-Ekseni’nin güç kaynağı; İran İslam Cumhuriyeti, Rusya ve Çin ile yapılacak olan savaş için atlama tahtasıdır.
4 Şubat Olayları Suriye Muhalefeti Tarafından Tezgahlandı
Sözde Humus katliamı için Suriyeli sürgünler tarafından eylemler yapılırken, NATO destekli Suriye Muhalefetinden beslenen Batı medyası “Elimizde bir delil yok; ama inanmamak için neden de yok” diyerek FUKUS- Ekseni’nin talimatlarını izlediler.
Aslında muhalifleri ve FUKUS-Ekseni’ni birbirinden ayırmak haksızlık olur, bunlar tek yöne ve hedefe hareket eden, yıkım için aynı silahları kullanan tek bir oluşumdur.
Batı’nın söylemeleri ve Afganistan’da, Kosova’da, Irak’ta, Libya’da şahit olduğumuz yalanların aynısıdır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi görüşmelerinin hemen öncesine denk gelen olaylarda kullanılmak üzere muhaliflerce Suriye’ye sokulan kimyasal silahların bulunduğunu Pravada Ru ortaya çıkardı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini etkilemesi düşünen katliam kimler tarafından yapıldı? Silahlı Kuvvetlerin masum sivilleri katlettiğine dair en ufak bir kanıt mevcut mu?
Topraklarınızda insanları öldüren ve şehirleri kuşatan terörist çeteler varken ne yapmanız bekleniyor?
Tüm Suriye halkı bu zalimlerle ve teröristlerle tam 1 yıldır mücadele etmekte. Bu da bize söz konusu katliamın muhaliflerce yapıldığını, Suriye ordusu tarafından yapılan müdahalenin sadece bu teröristlere karşı yapıldığını göstermez mi?
Yüzlerce insanın öldürüldüğü haberleri her gün Batı medyası tarafından servis edilmekte. Ancak Libya’da olanlardan sonra BBC, SKY, Al Arabiya, Al Jazeera, AFP ya da insan hakları örgütleri gibi kurumların ne gibi bir değeri kaldı ki insanların gözünde.
Tıpkı Libya’da olduğu gibi burada da tecavüzcülerden, ırkçılardan, teröristlerden oluşan bir muhalefet var.
Humus’ta yaşananların boyutunun gerçek olduğunu söylesek bile kim bunların hükümet tarafından yapıldığını söyleyebilir?
Bunlar da NATO ısmarlaması sonucu muhaliflerin yaptığı katliamlar değil mi? Kendisi hakkında tarihi bir kararın verileceği günün arifesinde hangi hükümet böyle bir sebebi onların eline vermek ister? Sadece bu bile gerçekleri aşikar etmeye yetmez mi?
Sahada bulunan Pravda Ru kaynakları da bunların terörist saldırılar olduğunu doğrulamakta. Nusayrilerin yaşadığı evlere giren teröristler buralarda katliamlar yaptılar. Fotoğraflara baktığınız zaman elleri bağlı olarak ölmüş insanlar göreceksiniz.
Hangi ordu önce insanların ellerini bağlar daha sonra şehri bombalar? Hangi ordu insanların ellerini bağlayabilecek kadar hakim olduğu bir şehri bombalar? Hem de oylamadan bir gece önce!!
İşin en kötü yanı bu teröristler FUKUS Eksenince eğitilen ve buradan Suriye’ye onların eliyle sızdırıldılar. Ve aynı güçler BMGK yapılacak oylamayı etkilemek için iddialar ortaya attılar. En iyi iddialarında bile o kadar inandırıcılıktan uzaklar ki!
Rusya ve Çin’in aptal olduğu mu zannettiler?
Çeviren: Harun Eryiğit - YDH
08 Şubat 2012