Amerikan Ulusal Kamu Radyosu'nda (NPR) katıldığı bir programda sunucu Neal Conan'ın sorularını yanıtlayan Kalın, Suriye'deki durumun çok karmaşık olduğunu belirtti.
Türkiye'nin, olayların başında soruna barışçıl çözüm bulunması için çabalarda bulunduğunu ve Suriye rejimine reformları hayata geçirmesi, muhalefete kulak vermesi ve bir ulusal diyalog sürecini başlatması yönünde çağrılar yaptığını hatırlatan Kalın, ''Maalesef bunların hiçbiri olmadı ve sonucunda Devlet Başkanı Beşşar Esad, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer bazı bölgesel ve uluslararası örgütlerin kararlarında da görüldüğü üzere, sadece Suriye'de değil, bölgede de tamamen izole olmuş durumda'' dedi.
'SURİYE’DE İÇ SAVAŞTAN ENDİŞELENİYORUZ'
Türkiye'nin bu aşamada da rejime karşı siyasi ve ekonomik bir dizi tedbir uyguladığını ve ülkedeki muhalefeti güçlendirmeye çalıştığını ifade eden Kalın, bir soru üzerine, Suriye'nin bir iç savaşa sürüklenmesinden endişe duyduklarını kaydetti.
Kalın, Suriye'deki rejimin barışçıl protestoculara sert baskılarını sürdürdüğü müddetçe, kaybedenin sıradan vatandaşlar olduğunu da belirtti.
'OLASI BİR İÇ SAVAŞ BÖLGEYİ ETKİLER'
Bir soru üzerine, ''Bu aşamada Suriye'ye bir askeri müdahaleye karşıyız'' diyen Kalın, ancak olası bir iç savaşın da sadece Türkiye'yi değil, bölge ve çevredeki tüm ülkeleri etkileyeceğini kaydetti. Kalın, ''Bu nedenle Suriye'de topyekün bir iç savaşı engellemek için diplomatik açıdan büyük çapta bir çaba sergiliyoruz'' dedi.
Kalın, Suriye halkının kendilerini savunmak için hala barışçıl yollar kullandıklarını, ancak rejimin, aynı türden karşılık vermediğini ifade ederek, ülkede her gün insanlar öldürüldüğü müddetçe, Suriye yönetiminin gözlemcilerin konuşlandırılmasını öngören Arap Birliği teklifini kabul etmesinin bu aşamada somut sonuç vermeyeceği kanısında olduklarını kaydetti.
Kalın, ''Muhalefet de rejimle konuşacak pozisyonda değil, çünkü çok fazla kan döküldü. Bundan üç, dört ya da beş ay öncesi olsaydı, belki bir görüşme ihtimali olabilirdi, ama şu anda bu çok zor görünüyor'' diye konuştu. Suriye'de Libya'dakine benzer NATO müdahalesine ihtimaline yönelik soru üzerine Kalın, şunları kaydetti:
''Suriye'de şu anki gibi bir durumla karşı karşıya olduğunuzda, tabi ki kendinizi her türlü olası senaryoya hazırlamanız gerekir. Muhalefetin içindeki bazıları da dahil olmak üzere bazı kesimlerin dış müdahale çağrısı yapmış olmalarına rağmen, bu, NATO ya da diğer bazı bölgesel güçler üzerinden bir askeri müdahaleye hazırlanıyoruz anlamına gelmez. Bu aşamada her çeşit askeri müdahaleye karşıyız, çünkü bu, işleri çok daha zor hale getirecektir''.
Kalın, ''Suriye'deki rejimin durumu yeniden gözden geçirip ya iktidarı terketmesi ya da her ne kadar şu an diyaloğun çok fazla gücü olmasa da dönüşümü sağlayacak bir sürece başlamasını umduklarını'' belirtti.
''Bu süreç Beşşar Esad hala Şam'dayken başlayabilir mi?'' sorusu üzerine Kalın, ''Şu anda bu çok zor. Söylediğim gibi, birkaç ay önce olsa bu mümkün olabilirdi. Ama bu aşamada Suriye halkının büyük çoğunluğu Esad'a sırtını çevirmiş durumda. Esad kendi halkının gözünde meşruiyetini yitirdi'' dedi.
'YAPTIRIMLAR ESAD REJİMİNİN TAVRINI DEĞİŞTİRİR'
Kalın, bir soru üzerine, yaptırımların ''eninde sonunda, rejimin tavrını değiştireceğini'' söyledi. Suriye'deki yaşananlarda İran'ın rolüne dair soru üzerine de Kalın, ''İran duruma kendi bakış açısından bakıyor. Ülkede neler olduğu hakkında az çok farklı bir bakışa sahipler.
Ancak nihayetinde Suriye'deki bir istikrarsızlık ya da büyük bir kaos, İran'ı, bizi ve bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyecektir. Suriye'deki duruma bir çeşit çözüm bulmak için İran'la da birlikte çalışıyoruz'' dedi.
Kalın, ''Suriye, İran ve Hizbullah arasındaki ittifaka'' yönelik bir soru üzerine, bunun arkasında İsrail'in agresif tavrı ve işgal politikalarının yattığını belirterek, İsrail'in stratejik önceliklerini yeniden düzenlemesi ve politikasını değiştirmesi halinde, bu gruplaşmanın çok daha farklı bir şekle bürüneceğini söyledi.
23 Aralık 2011