Ramazan, lügatte, yaz sonunda, sonbaharın başında yağıp yeryüzünü tozlardan arındıran, temizleyen yağmur, güneşin ısısının şiddetinden kızgın yerde yalın ayak yürümek, yanmak, kılıcın iki taş arasında bilenerek keskinleştirilmesi, bir de Allah’ın güzel isimlerinden bir isim anlamlarına gelir. Dolayısıyla hadislerde de geldiği üzere bu mübarek aya sadece Ramazan denilmesinden sakındırılmış ve “Ramazan Ayı” denilmesi tavsiye edilmiştir.
Şehru’t-Temhis (Temizlenme Ayı)
İmam Zeynelabidin (a.s) Sahife-i Seccadiye adlı kitapta mübarek Ramazan ayını karşılama ve mübarek aya giriş duasında bu ayı “Şehru’t-Temhis” yani temizlenme ayı olarak nitelemiştir. Ragıb İsfehani şöyle yazar: “Mehs” bir şeyin ayıp ve kusurdan kurtulması anlamına gelir. “Temhis” (Temizlemek) arındırma ve temizleme demektir. Ramazan ayı, nefsi günahlardan arındırma, ayıpları, kusurları bertaraf etme ve nefsin günahlardan uzaklaşma ayıdır. Ramazan ayı, kalbi çirkeflerden arındırmak ve kalbe sefa kazandırma ayıdır. Kinleri, öfkeleri, şehvetleri, ukdeleri, küskünlükleri ve diğer rezil ahlaki sıfatları kalpten söküp atma ayıdır. Özü günahların şerrinden kurtarma ve temizleme, kurtuluş ve saadet vadisinde hareket edenlerin safına katılma ayıdır mübarek Ramazan. Kalbi ve ruhu kınanmış sıfatlardan temizleme ve nefsi terbiye etme ayıdır.
Yine İmam Seccad (a.s) mübarek Ramazan ayına veda duasında şöyle buyuruyor: “Selam olsun sana ey kalplerin (ibadetle) yumuşayıp tevazu ettiği ve günahların (istiğfar ve tövbeyle) azaldığı komşu! Selam olsun sana! Nice büyük günahları yok ettin ve nice ayıpların ve çirkinliklerin üzerini örttün!”
Şehru’l Mağfire (Mağfiret ve Bağışlanma Ayı)
Aziz İslam Peygamberi (s.a.a) mübarek Ramazan ayının fazileti hakkında şöyle buyuruyor:
“Ramazan ayı, Allah’ın (azze ve celle) ayıdır ve Ramazan mağfiret ayıdır.” [1]
Abdurrahman b. Beşir, İmam Ali b. Hüseyin’den (a.s) rivayet eder ki İmam (a.s) buyurdu: “Bu ay (Ramazan) mağfiret ve bağışlanma ayıdır.”[2]
Mağfiret ve bağışlanma, insanın bu mübarek ayda Allah’ın azap ve cezasından güvende olmaya liyakat kazanması, dua ve itaatle Allah’ın (azze ve celle) taksiratından geçmesini sağlaması ve günahlarını affetmesidir. İstiğfar, amel ile söz bütünlüğünü gerektirir. Söz, ameli teyit etmelidir. Bu ayda bunun için daha fazla çaba gösterilmeli ve duada Allah’tan yardım istenmelidir.
İmam Cafer Sadık (a.s) mutahhar babalarından (a.s) şöyle nakleder: İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu:
“Ramazan ayında çokça istiğfar ve dua edin ki dua belayı sizden uzaklaştırır ve istiğfar günahlarınızı yok eder.” [3]
Aziz İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyurdu: Yüce Allah (azze ce velle) Ramazan ayının başından sonuna kadar istiğfar eden yok mu; günahını bağışlayayım?!”
Yine Resul-i Ekrem (s.a.a) bir başka yerde şöyle buyurmuştur: “Allah’ın melekleri Ramazan ayının her gece ve gündüzünde oruç tutanlar için istiğfar ederler.” [4]
---------------------------------------------------------------------
[1] Biharu’l Envar, c.96, s.340
[2] Usul-u Kâfi, c.4, s.77
[3] Biharu’l Envar, c.96, s.378-Emali; Şeyh Saduk, s.37
[4] Biharu’l Envar, c.96, s.348 ve 365