Sadece bombalı saldırı ve adadaki gençlerin öldürülmesi değil, Norveç, hükümet ve ülke olarak büyük bir saldırıya maruz bırakıldı. Mesaj, çok acı biçimde terör üzerinden verildi. Irak işgali sırasında İspanya'yı vuran "el Kaide" saldırısı gibi, bu ülke de bir şokla uyarıldı.
Yirmi yıldır, yeryüzünün her köşesini kana bulayan, El Kaide'ye karşı savaş ya da terörle mücadele adı altında hemen her ülkede terörist saldırılar düzenleyen, terörle ülkeleri saf tutmaya zorlayan neocon-İsrail aşırı sağı dayanışmasının yeni bir örneği ile karşı karşıyayız.
ABD'deki Hristiyan siyonistler ile İsrail arasındaki ittifak, Beyaz Anglo-sakson ırkçılığı ile İsrail ırkçılığı arasındaki koalisyon bugüne kadar ülkeler işgal ediyor, iç savaşlar çıkarıyor, kimlik eksenli bölünmelere imza atıyor, terör üzerinden ülkelere şantaj uyguluyordu. Ortak düşman üzerinden yeryüzünde yeniden hakimiyet kurmaya çalışıyordu. Ebu Gureyb'deki işkenceler ibadet niyetiyle yapılıyor, insanlar bu ruhla öldürülüyor, ABD içinde giderek güç kazanan muhafazakar sağ, bütün Müslümanlara karşı her yolu deneyerek bir nevi Haçlı İstilası yürütüyordu.
Anlaşılan, bu ittifaka şimdi Avrupa aşırı sağı da katıldı. Aşırı sağ derken, Almanya'da örneklerini gördüğümüz neo-nazi gruplardan söz etmiyoruz. Devlet iktidarını kullanan sistemik güçlerden söz ediyoruz. Batı medeniyetinin görünen yüzünün arkasına gizlenen bu merkezi güçler, hem Batı kamuoyunu dönüştürmeye, dönüşmeyenleri cezalandırmaya hem de dünyaya şekil vermeye çalışıyor..
Norveç olayında tek bir kişi üzerine durmak hedef şaşırtmaktır. Tetikçi, bazı olayların aydınlatılması için yetmeyebilir. Ayrıca kaynaklar, ateş açan iki kişinin daha olduğunu haber veriyor. Bu kadar hazırlık ve organizasyonun bir kişi ile sınırlı olması pek de inandırıcı gelmiyor. Şimdi, bazı notları hatırlatalım:
Norveç, Eylül ayında Filistin Devleti'ni tanıyacak ilk Avrupa ülkesi olacaktı. Ülke olarak bunu duyurdu, İsrail şirketlerine ambargo koydu, Filistin'e yardımları kesmedi, İsrail'in sert tepkilerine maruz kaldı. Katliam adasındaki afiş dikkat çekici. "İsrail'in boykot edilmesi"ne dair afişin dışında, gençlerin "Devlet Filistin'in hakkı, İsrail'i boykot edin" şeklinde tişörtler giydiği ya da konuşmalar yaptığı söyleniyor. Katilin notlarında, İslam karşıtlığının yanısıra, siyonizme karşı olanlara ve çok kültürlüğü destekleyenlere savaş ilan etmesi ve "Siyonist kardeşlerimiz" ifadesini kullanması da, Hristiyan fundamentalist-İsrail aşırı sağı ortaklığını ortaya koyuyor.
Bir Dışişleri Bakanı; "Filistin bir devlete sahip olmalı, işgal bitmeli, duvar yıkılmalı" diyorsa..
Ada'daki gençlik kampı, İsrail karşıtı, Filistin destekçisi bir organizasyona dönüşüyorsa...
İsrail gazeteleri, kamp organizasyonunu yerden yere vuruyorsa... Norveç, devlet olarak İsrail'e boykota ve Filistin Devleti'ni tanımaya hazırlanıyorsa..
Katil Anders Behring Breivik, "Siyonist kardeşlerim" dediği İsrail aşırı sağı ile ortak savaş çağrıları yapıyorsa...
Karikatür krizinin mimarları ile neocon ve İsrail aşırı sağı bağlantılarına dair hafızalarımız hâlâ canlı ise..
Norveç İşçi Partisi Gençlik Örgütü'nün lideri Eskil Pedersen katliamdan iki gün önce Norveç'te yayınlanan Dagbladet gazetesine; "İsrail'e karşı önlem alma zamanı gelmiştir. Dışişleri Bakanı bu ülkeye boykot ilan etmelidir. Barış süreci İsrail'in engellemeleri yüzünden hiçbir yere gitmiyor. Biz gençler, tek taraflı olarak İsrail'e ekonomik boykot başlatacağız" diyorsa..
Güvenlik uzmanları; "bu saldırı bir istihbarat organizasyonudur" diyorsa.. Breivik, İsrail aşırı sağı çevrelerinin yayınladığı internet sitelerinde yazılar yazıyorsa, bu çevrelerle güçlü bağlantıları ortaya çıkmışsa, aynı platformlarda aynı çevrelerle birlikte "İslam'la savaş" çağrıları yapıyorsa..
Kişilik itibariyle neoconlarla aynı kimlikte, İsrail aşırı sağı ile aynı hedefte bir tür Hristiyan Siyonist görüntüsüne sahipse.. Göstergeler Hristiyan sağın Müslüman ve göçmenlerden kurtulma hesaplarıyla, Müslümanlarla savaşı Avrupa'ya yayma, bu kutsal ittifaka katılmayanları cezalandırma konusunda, bireysel terörün sınırlarının çok ötesinde bir akıl ve organizasyon olduğuna işaret eder.
Bir terör koalisyonuyla karşı karşıyayız. Derin ve Avrupa'da yaygın taban bulan bir felsefi kalkışmayla yüz yüzeyiz. İsrail aşırı sağı ile Avrupa neoconlarının ittifak ilanının acı örneğine tanık oluyoruz. Norveç'i neden cezalandırdıklarını bir kez daha düşünelim. O zaman katliamı kimlerin planladığını ve uyguladığını net bir şekilde anlayacağız...
Norveç, terör koalisyonunun, güçler hesaplaşmasının, devlet terörünün, istihbarat örgütlerinin patronluğunda yürütülen bir saldırının kurbanı oldu.
"Tanrı'yı kıyamete zorlama"ya ayarlı kıyamet savaşçıları bunlar!.. Ama üzerinden büyük bir dünyevi hesap yürütülüyor...
İbrahim Karagül
28 Temmuz 2011