ABD'nin söylemlerini eleştiren Chomsky, açıklamaların aksine asıl sorunun "radikal İslam" değil, bağımsız bir Ortadoğu'da ABD'nin etkisini kaybetmesinin olduğunu söyledi.

ABD'nin bu korkusunun bölgede demokrasi istememesine neden olduğunu söyleyen Chomsky'ye göre, ABD aslında Arap aleminin özgürleşmesinden korktu. Chomsky, "Radikal İslam'a yönelik korkunun pragmatik temellerle demokrasiye gönülsüz bir aleyhtarlık gerektirdiği düsturu aldatıcı. En büyük tehdit her zaman bağımsızlık olmuştur. ABD ve müttefikleri düzenli şekilde radikal İslamcıları desteklemiştir, bazen laik milliyetçiliği / ulusalcılık tehdidini engellemek için"dedi.

Chomsky, Washington'un Suudi Arabistan'a ve "radikal İslamcılaştırma programı" yürüttüğünü iddia ettiği Pakistan eski lideri Ziya ül-Hak'a verdiği desteği buna örnek gösterdi.

Chomsky makalesine şu ifadeleri kullandı:

"Gözlemciler Mısır'daki olayları, 1989'da Rusya'nın egemenliğindeki alanların çöküşüyle karşılaştırıyor. Ama arada çok önemli farklar var. Arap diktatörleri destekleyen büyük güçler arasında Mihail Gorbaçov gibi biri yok. Bunun yerine Washington ve müttefikleri mevcut ilkeyi muhafaza etmeye çalışıyor: 'Demokrasi, ancak stratejik ve ekonomik hedeflere uygun olduğu ölçüde kabul edilebilir. Ama gerektiği şekilde dizginlenip evcilleştirilmediği sürece olmaz. Biz kendi arka bahçemizde demokrasi istemiyoruz.' Bu nedenle ABD ve diğer batılı devletler için bağımsızlık bir tehdit."