Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

İmam Hüseyin Ölümün Üstüne Yürüyor

Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz'ün Kerbela ve İmam Hüseyin isimli eserinden.. 

10 Aralık 2010
İmam Hüseyin Ölümün Üstüne Yürüyor

Hüseyin ölümü seçerken de kolayını seçmedi. O'nun ölümü, kurbanlık bir koyunun teslimiyeti içinde olmayacaktı. İntikam duygusuyla yanıp tutuşan bir kan düşmanının, kanun tanımazlığı biçiminde de olmayacaktı. Canından bezmiş, dünyadan bıkmış ve yaşama cesaretini yitirmiş bir zavallı intiharcının ucuz ölümü de olmayacaktı.

O, ölümünü katiline çok pahalıya mal edecekti. Onun katili, ilelebet döktüğü kanın hesabını çok acı biçimde ödemekle geçirecek, ancak bu asla bedelini ödeyip kurtulamayacağı pahalılıkta olacaktı.

Hüseyin, ölümünü zulüm düzenine karşı hiç dinmeyen bir kahır tufanına dönüştürecekti.

O'nun kanı, asla kurumayacak bir çağlayana dönüşüp zalimi boğacak, onun kurutmak istediği ideallere, adalet, hürriyet ve eşitliğe, yani Öz Muhammedî İslam'a ab-ı hayat olacaktı.

O, ölümün üstüne yürüyecekti. Bu yürüyüşte, mazlumlara, zalim karşısında nasıl yaşayıp, nasıl öleceğini öğreten “Onurlu yaşam, izzetli ölüm mektebi”ni inşa edecek, aslında ölümsüzlüğü öğretecekti.

O, sıradan birisi olmadığı için, onun hayatı da ölümü de sıradan olmayacaktı. Sıradan yaşam ve sıradan ölümü, sıradan insanlara bırakmıştı.

O, peygamber reyhanesi, şühedanın dür danesi, Arş-ı Rahman'ın küpesi, Şems-ü Kamer ve en temiz aşkın meyvesi Hüseyin'di.

O, Mekke ve Mina'nın, Merve ve Sefa'nın, İslam ve Kur’an’ın Resul-i Hüda, Muhammed Mustafa'nın, Emetullah Fatıma, Esedullah Murtaza'nın oğludur.

O, sıradan biri değildi. Sıradan doğmadı, sıradan yaşamadı, sıradan ölmeyecekti.

O, ölümün üstüne yürüyerek, katilinin hançeriyle aslında kendisini değil ölümünü boğazlatacak, kendisini ölümsüzleştirecekti.

Değil mi ki halka, adalet, hürriyet ve eşitlik nimetini kazandırmak uğruna, hak yolunda can feda edenler, Allah katına yücelip, ölümsüzleşirler?!.

Evet, ölüm fermanını Yezîd vermişti; ama Hüseyin, şehadet yeri olarak Medine'yi uygun görmedi. Medine’de katliam yaşanmasına, Ravza-i Mutahhara’nın kutsiyetine kan lekesi düşmesine Hüseyn’in gönlü razı gelmedi.

Hüseyin Mekke'de

İmam Hüseyin (a.s); düşünmek için mühlet alıp valilikten ayrıldıktan sonra bütün aile efradıyla birlikte doğup büyüdüğü, en güzel anılarını yaşadığı dedesinin Medine’sinden hasret gözyaşları içinde ayrılarak Mekke'ye gitti. Niçin mi? Zira Mekke Allah'ın fermanıyla aman evidir, oraya giren amandadır.  Orada cinayet işlenmez, kimse öldürülemez. Orada kaldığı sürede umre ve hac ibadeti için Mekke’ye bütün İslam coğrafyasından gelen hac kafilelerindeki âlim, aydın ve ileri gelenlere gereken her şeyi anlattı.

Böylece Yezîd'e, Hüseyin'in katlini bir “oldu-bitti”ye getirip, İslam dünyasını da kendisinin yayacağı yalan yanlış haberlerle yanıltma fırsatını vermemiş oldu. Ayrıca İslam ulemasına zalim ve zulüm karşısında kendilerine düşen vazifeleri hatırlattı.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.