Allame Cafer Süphani, Ebediyet Nuru adlı eserinde Peygamber kızı, Ehlibeyt'in annesi Hz. Fatımat'üz Zehra'nın çeyizini şu şekilde anlatıyor:
1- Yedi dirheme alınan bir gömlek
2- Bir dirheme alınan bir başörtüsü
3- Bütün vücudu örtmeyen siyah bir kadife
4- Tahta ve hurma lifinden olan mısır ketanından iki döşek
5- İkisi yünden ikisi de hurma lifinden dört yastık.
6- Perde.
7-Hasır
8- Eldeğirmeni
9- Deriden bir su tulumu
10- Tahtadan bir süt kabı
11- Deriden bir su kabı
12- Yeşil renkli bir testi.
13- Çeşitli testiler
14- İki gümüş bilezik
15- Bir bakır kap
Peygamber bunları görünce : " Allahım! Kaplarının çoğu topraktan olan bir topluluğun hayatını mübarek kıl" buyurdu. (7)
Peygamber'in (s.a.v) kızının mehriyesine dikkat edilmelidir. Onun mehriyesi sünnete uygun olarak beş yüz dirhemden ibaretti. (8) Bu izdivaç aslında diğerleri için bir örnektir.
Mihriyenin ağırlığından inleyen gençler için iyi bir örnektir. Aslında evlilik hayatında samimiyet sevgi ve vefa olmalı yoksa ağır mihriyeler ve bel bükücü çeyizler insanı mutlu edemez.
Günümüzde veliler, damatlarının bir gün keyfi gelip de kızlarını boşarlar diye ağır mihriyeler tayin etmekteler . Hâlbuki bu iş onların hedefini asla temin etmemektedir. Boşanmaların önlenmesi için gençlerin ahlaklarını düzeltmek gerekir. Kültürümüz ve çevremiz öyle olmalı ki boşama diye bir şey gençlerimizin kafasından bile geçmemelidir.
Bu meselenin ahlâk düşkünlüğünden ileri gelen sebepleri yok edilmedikçe ağır mehriyeler (boşanma tazminatı) meseleyi halledemez. Çünkü evlenen kız sırf kocası kendisini boşasın diye, bu tazminattan, vazgeçmek zorunda kalabilir. Kocasının elinden kurtulmak için mihriyesinide bağışlayabilir.