Mevla, Türkmenlerin yeni dönemde yeni bir stratejiyle hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Parlamentoya seçilen 10 Türkmen milletvekilinin ortak hedefler etrafında bir grup kurarak, partilerinden ayrılmalarına gerek kalmaksızın Türkmen milletine hizmet edebileceğini ifade eden Mevla, Türkmenler için 4 stratejik hedef gösterdi: Nüfus sayımının ertelenmesi, Kürtlerin ve Türkmenlerin bir şekilde Kerkük’te sorununu çözmeleri, Telafer ve Tuzhurmatu’nun vilayet haline getirilmesi ve Irak’ın farklı bölgelerine dağılıp kimliğini unutmak üzere olan Türkmenlerin durumunun aydınlatılması.
ORSAM: Irak’ta 7 Mart 2010’da yapılan parlamento seçim sonuçlarını Türkmenler açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şeyh Taki Mevla: Türkmenler bir önceki parlamento seçimlerinde on milletvekili çıkarmıştı. Son seçimler de yine on milletvekili çıkardılar. Biz bu sayıdan daha fazla olması gerektiğini düşünüyoruz. Nitekim seçimlerde daha fazla sayıda Türkmen milletvekili çıkmasını bekliyordu. Fakat hiçbir topluluk bizim gibi çok sayıda ve dağınık listelerden seçime girmedi. Türkmenler El Irakiye Listesi ve Devleti Kanun Listesi dışında Kürt listelerinden dahi seçime girdiler. Aslında bu tümüyle bir dezavantaj değil. Çünkü sonuçta Türkmenlerin her oluşumda ya da grupta bulunması Türkmenlerin aslında her grupla dost olduğunu gösterir. Bu, iyi değerlendirilmesi gereken bir imtiyazdır.
Irak’ın iç siyasetinde ve yönetiminde genel olarak Türkmenlerin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Biz Türkmenler Irak’ın üçüncü unsuruyuz. Yönetimde diğer milletlere hangi haklar tanınıyorsa bize de aynı haklar tanımalı. Araplara ve Kürtlere cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı gibi makamlar tahsis edilmiştir. Peki bu iki millete bunlar verilirken bize neden hiçbir şey verilmiyor? Bize de bu makamlardan birinin verilmesi gerekiyor.
ORSAM: Peki, bu hakları almak için Türkmenlerin ne yapması gerekiyor?
Şeyh Taki Mevla: Bunun için bizim çalışmamız gerekiyor. Biz parlamentoda bir Türkmen grubu kurmazsak hakkımız hep yenilecek. Grup kurarsak biz mazbut bir şekilde hakkımızı isteyebileceğiz. Herkes kendi grubunda partisinde kalsın ama ortak hedefler etrafında kenetlensin. Bizim ayrımcılıkla işimiz yok. Hanefi, Şia, Maliki ne olursa olsun. Önemli olan, Türkmen milletvekillerinin büyük strateji için çalışmasıdır.
ORSAM: Şu ana kadar böyle bir Türkmen grubu kurulmasında mesafe kat edebildiniz mi?
Şeyh Taki Mevla: Bazı toplantılarımız oldu. Şimdi yeni bir toplantı daha yapıp yönetimdeki haklarımızı isteyeceğiz. Bu arada nüfus sayımının ertelenmesi için imza topladık. Çünkü hükümet kurulmadan sayım yapılırsa Türkmenlerin hakkı yine yenecektir. Nüfus sayımı formlarında etnik kökenlere ilişkin soru var. Bu soru kalkmalı. Aynı şekilde Şia ve Sünniler için mezheplerle ilgili soru var. Bunun da kalkması lazım, Sünni ve Şia aynı kıbleye döner namaz kılar dedik. Neticede bu soru kaldırıldı. Ama pek tabii Irak’ta nüfus sayımı yapılsın. Irak kaç kişi, neyimiz var, ne işlerle uğraşılıyor öğrenilsin. Ama mezhep ve kavimler olmamalı. Türk hükümeti ile konuştuk, başkalarıyla da konuşup bu konuyu çözmeye çalışacağız.
ORSAM: Siz Büyük Ayetullah Ali Sistani’ye yakın birisiniz. Onun nüfus sayımıyla ilgili fikri nedir?
Şeyh Taki Mevla: Kendisi de kavimlerin sorulmaması gerektiğini düşünüyor. Partiler üstü bir Türkmen parlamenter grubu kurulmasından bahsettiniz. Bu grupta herkes kendi partisinde kalmaya devam edecek sanırım.
ORSAM: Peki bu grubun stratejik hedefleri olacak mı?
Şeyh Taki Mevla: Herkes kendi partisinde kalmaya devam edecek. Bizim amacımız, her gruba sistemde bir pay verildiği gibi bize verilmesi. Biraraya gelirsek taleplerimizi daha etkili ve kolay dile getiririz. Anayasa’daki bazı maddelerin değişmesi lazım. Bunun için de bizim Türkmen milletvekilleri grubu olarak hazırlık yapmamız lazım. İşin altyapısını bizim hazırlamamız lazım.
Unutmayın ki, hak verilmez alınır. Çabayı önce bizim göstermemiz lazım. Birinci hedefimiz nüfus sayımının ertelenmesidir. İkincisi, Kürtlerin ve Türkmenlerin bir şekilde Kerkük’te sorunu çözmeleridir. Üçüncüsü, Telafer ve Tuzhurmatu’nun vilayet haline getirilmesidir. Dördüncü hedef, Bağdat başta olmak üzere Irak’ın birçok bölgesine dağılmış olan Türkmenlerin varlığının ortaya çıkartılmasıdır. Kimlikleri kaybolan bu insanları bulmak lazım. Tarihimiz ve varlığımız belli olmalı. Türkmenler Irak’ın neresinde bulunur, hangi nahiyelerde yaşarlar bilinmeli. Şu an sayımızla ilgili bile muamma var.
Herkes Türkmenlerin nüfusu ile ilgili farklı bir rakam telaffuz ediyor. Sayımız belli olsun ki gücümüz belli olsun. Böylece devlette ve diğer her yerde daha iyi temsil edilelim. Irak’ta bu kadar bakan geldi geçti ama bir tanesi bile Türkmen değil. Biz Türkmenler iyi bir strateji izlersek bu dediklerimde başarılı olabiliriz.
ORSAM: 6 Eylül 2010’da Bağdat’ta bir toplantı düzenlediniz. Toplantının amacı neydi?
Şeyh Taki Mevla: Bu toplantıyı her sene düzenli olarak yapıyoruz. Toplantıya bu sene 1000 Türkmen katıldı. Programa Başbakan Nuri Maliki, Cumhurbaşkanı temsilcisi, Dışişleri Bakanı ve İçişleri Bakanı da geldi. Biz Türkmenler olarak ne istediğimizi anlattık. Sayım konusundaki endişelerimizi söyledik. Telafer ve Tuzhurmatu’nun Türkmen vilayetleri olarak düşünülmesi gerektiğini, bunun bizim hakkımız olduğunu anlattık. Kerkük’ün müstakil federasyon olmasını istediğimizi vurguladık.
Sünniliğin ve Şialığın ayrımcılığa neden olmaması gerektiğinin, hepimizin kardeş, hepimizin Türkmen olduğunun altını çizdik. Bizim hiçbirimizin, diğerimizden farkı yoktur.
ORSAM: Neden Kerkük’te müstakil bir federasyon istiyorsunuz?
Şeyh Taki Mevla: Kerkük’te Kürt kardeşlerimiz buranın Anayasa’nın 140. Maddesine göre Kürdistan’a bağlanması gerektiğini söylüyor. Bizde diyoruz ki burada Kürt de var, Arap da var, Türkmen de var, Mesihi de var. Kerkük Bağdat’a bağlansın ve müstakil bir federasyon olsun. Beş sene müstakil federasyon olmalı. Bu bizce zaruridir.
Çünkü Kerkük başka bir yere bağlanırsa Irak’ın istikrarı olmaz. Bunu ne İran, Türkiye, Suriye kabul eder, ne de Irak’ın içindeki Araplar ve Türkmenler kabul eder. Irak’ın iç savaşının bitmesi için, Kerkük’ün başka bir yere bağlanması değil bağımsız olması gerekmektedir.
ORSAM: Musul’da da bazı sorunlar var. Burada nasıl bir yol izlenmeli?
Şeyh Taki Mevla: Musul’a dışarıdan karışılmazsa sorun çıkmaz.
ORSAM: ABD’nin çekilmesinin ardından Iraklılar kendilerini idare edebilecek mi?
Şeyh Taki Mevla: Çekilmeden sonra elbette bizler kendi siyasi ve güvenlik düzenimizi sürdürebiliriz. Çünkü kendi asker ve polisimiz var. Diğer devletlerle de ilişkilerimiz de iyi olacağı için büyük bir sorun ortaya çıkmayacaktır. İşlerin yolunda gitmesi için başka bir ülkenin askerine ihtiyaç yoktur.
ORSAM: Amerikalıların çekilmesi Türkmenlerin durumunda bir değişikliğe neden olur mu?
Şeyh Taki Mevla: Hayır bizim için de bir şey değiştirmez. Biz Türkmenler her zaman vatanımız için çalıştık. Her zaman şehit verdik. İstiyoruz ki Irak Iraklıların elinde olsun.
ORSAM: Türkiye’nin Türkmenlere ve Irak meselesine yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şeyh Taki Mevla: Türkiye’den Irak’a gelip yaşadığımız bölgeleri imar etmesini istiyoruz. Türk firmaları diğer şehirlerde yoğun biçimde çalışıyorlar. Ama şu ana kadar hiçbir Türkmen bölgesine gelmediler. Türkiye bizim elimizden tutup, bizi desteklesin. Ben Cumhurbaşkanı Sayın Gül’e de söyledim. Türkmen şehirlerine bina, fabrika, okul ve hastane yapılsın dedim. O da sağolsun söz verdi.
ORSAM: Irak’ın kuruluşundan bugüne Türkmenler genel olarak nasıl bir süreçten geçti?
Şeyh Taki Mevla: Türkmenler mazlum bir millettir. 1920’de İngilizlere karşı cephe aldılar ve şehit verdiler. Fakat biz Türkmenler devlete hiç başkaldırmadık. Başka bir ülke için hiçbir zaman casusluk yapmadık. Her zaman Irak’ı savunduk. Ama bizimle uğraşan çok oldu. Nüfus sayımı yapıldığında Baas partisi bize kendinizi ya Arap ya da Kürt yazın dedi. Türkmenlerin de büyük bölümü kendilerini Arap yazdırdı mecburen. Çünkü Türkmen yazdırmış olana ne devlette iş vardı ne de ticarette yer vardı. İşin kötü olan tarafı o dönem kendini Arap yazdıran Türkmenlerin önemli bölümü kendilerini halen Arap sayıyor. Şimdi bizim yapmamız gereken, o kişilere Türkmen olduklarını anlatmak.
Vaktiyle Türkiye Baas yönetimine, Irak’ta Türkmenler var, onların hukuki hakkını verin dediğinde, Baas’ın cevabı Irak’ta Türkmen yok, biz hiç işitmedik oldu. Bizim varlığımızı bu kadar açık biçimde inkar ettiler. Irak’ın tarihi boyunca daima haklarımız gasp edildi. Bugün ise demokrasi ve hürriyet zamanı. Şimdi vakit, daha önce gasp edilen haklarımızı geri alma vakti. Lakin seçimler yapıldı geçti, halen biz haklarımızı alamadık.
ORSAM: Peki, kimliğini hatırlamayan Türkmenlerin kimliğini hatırlamalarına yardımcı olmak için ne yapmak gerekiyor?
Şeyh Taki Mevla: Türkmenlere iş kapısı bulmak lazım. Çünkü eğitim almış olsalar dahi iş bulamıyorlar. İş bulmak için göç ediyorlar. Göç edince de gittikleri yerlerde Araplaşıyorlar. Sayımız günbegün azalıyor. Kendileri Türkmen olduklarını bilse bile bir nesil sonra çocukları Arap oluyor. Oysa Kerkük’te evler yapılsa, fakirler göç etmese, burada yaşamaya devam etse böyle sorunlar yaşanmaz. Okullara gönderilse, tarihleri, soyları öğretilse, televizyonlarda anlatılsa, Türk bayrağı gösterilse kimse soyunu unutmaz. Irak’ta Türkmenlere sağlanan imkanlar çok az. Bu nedenle biz Türkmen milletvekillerinin grup kurması lazım. Türkmenler için ancak böyle bir şeyler yapabiliriz. Üniversite eğitim alan herkesi buraya göreve çağırmalıyız. Böylece bizim milletimiz büyür. Yoksa yok oluruz.
Irak’ta kaç Türkmen şehri var bunu bile bilmiyor insanlar. Burada Vakıftaki kardeşlerimle de konuştum. Irak’a Türkmenlere yaptıkları yardımı fabrika gibi işlere yönlendirirlerse bu tesisler Türkmenlere sürekli gelir kaynağı ve çeşitli fırsatlar sunar. Örneğin Tuzhurmatu’da bir süt fabrikası açın dedim. Aksi takdirde Tuzhurmatu’da, Telafer’de, Kerkük’te Türkmenlere aylık bağlayan Kürtlere karşı koyamazsınız.