Bir başka yerde de şöyle buyurulmuştur: "Şüphesiz biz onu (Kurân’ı) Kadir Gecesinde indirdik..."[2]Bu iki ayet birlikte değerlendirilince, Kadir gecesinin kutlu bir gece olduğu anlaşılmış olur.
Diğer bir ayette ise Kur’ân-ı Kerim’in Ramazan ayında indiği ifade edilerek şöyle buyurulmuştur:
"(Orucu farz kılınan sayılı günler) ramazan ayıdır. Bu ay öyle bir aydır ki insanlar için hidayet olan, hidayet ve doğruyla batılı ayırmanın apaçık delillerini kapsayan Kur’ân, onda indirilmiştir."[3]
Bundan da, kutlu olan Kadir Gecesinin Ramazan ayında olduğu sonucuna varırız.
Demek ki Ramazan ayı Kadir Gecesiyle, Kadir Gecesi de Kur’ân’ın onda inmesiyle şeref ve üstünlük kazanmıştır.
Kadir Gecesinin azametini anlamak mümkün değildir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz biz onu (Kurân’ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh, onda Rablerinin izniyle her iş için inerler. Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir o." [4]
Bu ayette açıklandığı üzere bu gecenin ilk özelliği Kur’ân’ın onda indirilmesidir. Ayrıca bu gecede yapılan ibadetin, bin ayda yapılan ibadetten üstün olduğu ve bu gecenin takdir gecesi, meleklerin her iş için indiği açıklanmıştır.
Evet, bu gecede gelecek yıla kadar gerçekleşecek olan işler belirlenir. Ölüm, hayat, rızk, mutluluk, bedbahtlık ve tüm şeyler bu gecede belirlenir. Nitekim bu geceye bu adın verilmesinin nedeni de budur zaten. Çünkü "Kadir", takdir etmek, ölçülendirmek anlamına gelir.
Nitekim buna şu ayet de delalet etmektedir:
"Andol-sun her şeyi açıklayan Kur’ân’a. Şüphe yok ki biz onu kutlu bir gecede indirdik... o gecede her hikmetli iş ayrılır. Katımızdan bir emir ile; Doğrusu biz, gönderenleriz. Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz O, işitendir, bilendir." [5]
İşleri ayırmaktan maksat, vuku bulacak işlerin özellikleriyle belirlenmesinden başka bir şey değildir.
Bu gece ve meleklerin inişi, her Kamerî yılında tekerrür etmektedir. Bunu ayetin orijinalinde geçen fiilin geniş zaman kipinde olmasından da (tenezzelû=inerler) anlarız.
Evet, hadislerde açıklandığına göre melekler Peygamber efendimizin (s.a.a) zamanında ona, ondan sonra ise onun gerçek halifeleri olan Ehlibeyt İmamlarına inerler. Öyleyse şimdiki dönemde melekler Hz Mehdi’nin (a.s) huzuruna inerler.
Kutlu Kadir Gecesinin hangi gece olduğuna gelince; mübarek ramazan ayının 19, 21, 23. geceleri yahut da bu gecelerden biri olduğuna dair Ehlibeyt İmamlarından birçok hadis rivayet edilmiştir. Ancak bazı nedenlerden dolayı bu üç geceden hangisinin Kadir Gecesi olduğu tam olarak açıklanmamıştır. Bu üç geceyle ilgili ameller, dualar, Peygamber efendimiz (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarının bu üç değerli geceye verdikleri önem, Kadir Gecesinin bu üç gece ya da bunlardan birisinin olduğunu gösteren ayrı bir kanıttır.
Resulullah (s.a.a) meşhur hutbesinde ramazan hakkında; "Bu ayda bir gece vardır ki, bin geceden daha hayırlıdır." buyurmuşlardır.
Kadir geceleri, ramazanın manevî açıdan doruğa ulaştığı gecelerdir. Bu gecelerde müminin hayatı baştanbaşa Allah’ın rengine bürünüvermekte, O’nun yüceliğiyle dolup taşmaktadır. Oruçlu kişinin dayanağıdır, ona dayanarak Allah dışında ve Allah’tan gayri her şeye sırt çevirir. Gecenin sır dolu sessizliğinde tam bir kullukla Rabbinin katında her şeyi, hatta kendisini bile unutur gider, yeryüzüyle ilgili her şeyden koparak göğe bağlanır, gökle birleşiverir.
Bu anlamlı bütünleşme onu soyutlaştırır ve biricik mabuduna ibadet etmeye yönlendirir; bu sayede nedenler, kanunlar ve evrenin sırlarını örten perdeler açılıverir ve mümin can gözüyle her şeyi düzüp koşan Allah’ı görür sadece... Ve can kulağıyla Allah’ın kelâmına kulak verir. "Melekler Rablerinin izniyle inerler." Ve kalbiyle, tüm evrenin ilâhî emrin değneğiyle harekete geçtiğini anlar. Ve bu O’nun emri ve O’nun iradesidir; her şeyi kendi egemenliğine almıştır.
Kadir Gecesi, insanın Allah’la buluşma vaktidir; cismin rengini yitirip de ruhun hakim olduğu gecedir. Maddenin alçalıp mananın yüceldiği, dinin maneviyatının tecelli ve yerin semavîleştiği, müminin baştanbaşa tüm vücudunun ilâhî fıtratının derinlikleriyle yol arkadaşı olduğu, insanın meleklerle arkadaşlık ettiği gecedir. Kendini unutma ve Allah’ın varlığına dalıp O’nda boğulma, Hakk’ın rahmet ve sevgi yağmurunun, Allah’ın peşinde olan oruçlulara yağdığı gecedir; ilâhî takdir gecesidir. Evet, Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır...
Diğer bir ayette ise Kur’ân-ı Kerim’in Ramazan ayında indiği ifade edilerek şöyle buyurulmuştur:
"(Orucu farz kılınan sayılı günler) ramazan ayıdır. Bu ay öyle bir aydır ki insanlar için hidayet olan, hidayet ve doğruyla batılı ayırmanın apaçık delillerini kapsayan Kur’ân, onda indirilmiştir."[3]
Bundan da, kutlu olan Kadir Gecesinin Ramazan ayında olduğu sonucuna varırız.
Demek ki Ramazan ayı Kadir Gecesiyle, Kadir Gecesi de Kur’ân’ın onda inmesiyle şeref ve üstünlük kazanmıştır.
Kadir Gecesinin azametini anlamak mümkün değildir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz biz onu (Kurân’ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh, onda Rablerinin izniyle her iş için inerler. Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir o." [4]
Bu ayette açıklandığı üzere bu gecenin ilk özelliği Kur’ân’ın onda indirilmesidir. Ayrıca bu gecede yapılan ibadetin, bin ayda yapılan ibadetten üstün olduğu ve bu gecenin takdir gecesi, meleklerin her iş için indiği açıklanmıştır.
Evet, bu gecede gelecek yıla kadar gerçekleşecek olan işler belirlenir. Ölüm, hayat, rızk, mutluluk, bedbahtlık ve tüm şeyler bu gecede belirlenir. Nitekim bu geceye bu adın verilmesinin nedeni de budur zaten. Çünkü "Kadir", takdir etmek, ölçülendirmek anlamına gelir.
Nitekim buna şu ayet de delalet etmektedir:
"Andol-sun her şeyi açıklayan Kur’ân’a. Şüphe yok ki biz onu kutlu bir gecede indirdik... o gecede her hikmetli iş ayrılır. Katımızdan bir emir ile; Doğrusu biz, gönderenleriz. Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz O, işitendir, bilendir." [5]
İşleri ayırmaktan maksat, vuku bulacak işlerin özellikleriyle belirlenmesinden başka bir şey değildir.
Bu gece ve meleklerin inişi, her Kamerî yılında tekerrür etmektedir. Bunu ayetin orijinalinde geçen fiilin geniş zaman kipinde olmasından da (tenezzelû=inerler) anlarız.
Evet, hadislerde açıklandığına göre melekler Peygamber efendimizin (s.a.a) zamanında ona, ondan sonra ise onun gerçek halifeleri olan Ehlibeyt İmamlarına inerler. Öyleyse şimdiki dönemde melekler Hz Mehdi’nin (a.s) huzuruna inerler.
Kutlu Kadir Gecesinin hangi gece olduğuna gelince; mübarek ramazan ayının 19, 21, 23. geceleri yahut da bu gecelerden biri olduğuna dair Ehlibeyt İmamlarından birçok hadis rivayet edilmiştir. Ancak bazı nedenlerden dolayı bu üç geceden hangisinin Kadir Gecesi olduğu tam olarak açıklanmamıştır. Bu üç geceyle ilgili ameller, dualar, Peygamber efendimiz (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarının bu üç değerli geceye verdikleri önem, Kadir Gecesinin bu üç gece ya da bunlardan birisinin olduğunu gösteren ayrı bir kanıttır.
Resulullah (s.a.a) meşhur hutbesinde ramazan hakkında; "Bu ayda bir gece vardır ki, bin geceden daha hayırlıdır." buyurmuşlardır.
Kadir geceleri, ramazanın manevî açıdan doruğa ulaştığı gecelerdir. Bu gecelerde müminin hayatı baştanbaşa Allah’ın rengine bürünüvermekte, O’nun yüceliğiyle dolup taşmaktadır. Oruçlu kişinin dayanağıdır, ona dayanarak Allah dışında ve Allah’tan gayri her şeye sırt çevirir. Gecenin sır dolu sessizliğinde tam bir kullukla Rabbinin katında her şeyi, hatta kendisini bile unutur gider, yeryüzüyle ilgili her şeyden koparak göğe bağlanır, gökle birleşiverir.
Bu anlamlı bütünleşme onu soyutlaştırır ve biricik mabuduna ibadet etmeye yönlendirir; bu sayede nedenler, kanunlar ve evrenin sırlarını örten perdeler açılıverir ve mümin can gözüyle her şeyi düzüp koşan Allah’ı görür sadece... Ve can kulağıyla Allah’ın kelâmına kulak verir. "Melekler Rablerinin izniyle inerler." Ve kalbiyle, tüm evrenin ilâhî emrin değneğiyle harekete geçtiğini anlar. Ve bu O’nun emri ve O’nun iradesidir; her şeyi kendi egemenliğine almıştır.
Kadir Gecesi, insanın Allah’la buluşma vaktidir; cismin rengini yitirip de ruhun hakim olduğu gecedir. Maddenin alçalıp mananın yüceldiği, dinin maneviyatının tecelli ve yerin semavîleştiği, müminin baştanbaşa tüm vücudunun ilâhî fıtratının derinlikleriyle yol arkadaşı olduğu, insanın meleklerle arkadaşlık ettiği gecedir. Kendini unutma ve Allah’ın varlığına dalıp O’nda boğulma, Hakk’ın rahmet ve sevgi yağmurunun, Allah’ın peşinde olan oruçlulara yağdığı gecedir; ilâhî takdir gecesidir. Evet, Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır...