I.
7 Mart'ta gerçekleşen genel seçimlerde yaklaşık 19 milyon Iraklı sandık başına gitti. Halkın yoğun ilgi gösterdiği belirtilen seçimlere katılım Kerkük’te % 70’leri buldu. Yerli ve yabancı yaklaşık 500 bin gözlemcinin katıldığı seçimlerde çeşitli itirazlar gelse de uluslar arası ve yerel gözlemciler seçimlerin genel olarak “iyi” gittiğini öne sürdü. Ülke çapında seçim sonuçlarının nihai olarak Mart ayı içerisinde açıklanması bekleniyor.
Irak’taki yeni seçim yasasına göre adaylar 18 ilde 325 sandalye için yarışıyor. Şiilerin yoğun olduğu güneydeki 9 il 119 sandalye ile (Basra: 24, Zikar: 18, Babil: 16, Necef: 12, Vasit: 11, Kadısiye: 11, Kerbela: 10, Meysan: 10, Musanna: 7), Sünnilerin yoğun olduğu kuzeydeki 4 il 70 sandalye ile (Musul: 31, Anbar: 14, Diyala: 13, Selahaddin: 12), Kürtlerin ağırlıkta olduğu 3 il 41 sandalye ile (Süleymaniye: 17, Erbil: 14, Dohok: 10) temsil ediliyor.
Seçimlerde kader belirleyici rol oynayacak olan ve bir zamanlar Sünni Araplarla Şii Araplar arasındaki rekabet bölgesi olarak öne çıkan Bağdat 68, Kürtlerle Araplar arasındaki rekabet alanı olan Kerkük 12 sandalyeyle temsil ediliyor. Parlamentonun geriye kalan 15 sandalyesini ise Irak’taki azınlıklar ve yurt dışındaki Iraklı seçmenler paylaşıyor.
II.
Irak seçimlerine yaklaşık altı yüz kadar partinin katıldığı belirtiliyor. Ancak bu partilerin tek başına değil de genel olarak belirli ittifaklar kurarak birbirleriyle rekabete girdiği göz önünde bulundurulursa altı ittifakın öne çıktığı söylenebilir. Bu ittifaklardan üçüne Saddam rejimi yıkıldıktan sonra Başbakanlık görevinde bulunmuş olan üç tanınmış sima liderlik yapıyor:
Hukuk Devleti İttifakı: Irak Başbakanı Nuri El Maliki liderliğindeki koalisyon yoğun olarak Şii grupları içerisinde bulundurmakla beraber bazı Sünni aşiretlere de yer veriyor. Maliki’nin temel olarak güvenlik dosyasında kaydettiği ilerlemeler, özerk yönetime karşı izlediği ulusal politikalar ve Irak’ın bütünlüğüne dair yaptığı vurgular, ABD ile imzalanan çekilme anlaşması, İran’a karşı mesafeli duruşu gibi konularla öne çıktığı belirtiliyor. Nitekim Maliki bu doğrultuda geçen yıl düzenlenen yerel seçimlerde önemli başarılar elde etmişti. Ancak güvenlik durumundaki gerileme dolayısıyla Maliki’nin bu kartının zayıfladığını söylemek mümkün.
Irak Ulusal İttifakı: Irak eski Başbakanı İbrahim Caferi’nin öncülük ettiği, içerisinde Sadr grubunun, Irak İslam Yüksek Konseyi’nin, Fazilet Partisinin bulunduğu ve yoğunluğunu Şiilerden oluşan ittifak. İttifaka Şii İslamcı hava egemen olsa da Ahmed Çelebi gibi laik liderlerle bazı Sünni aşiretler de bu koalisyon içerisinde bulunuyor. Bu ittifak, seçim propagandalarında Baas Partisinin yükselişine, Suudi Arabistan’ın seçimlere müdahalesine, Maliki yönetiminin güvenliği sağlayamamış olmasına, yönetimdeki yolsuzluk dosyalarına, işsizliğe ve benzeri sosyal konulara dikkat çekiyor.
Iraklı İttifakı: Irak Eski Başbakanı İyad Allavi liderliğindeki ittifak içerisinde laik Şiilerle, laik Sünnilerin, Sünni ve Şii aşiretlerin yer aldığı belirtiliyor. İttifaka dışarıdan Salih Mutlak gibi ulusalcı Sünni liderler destek verirken Tarık Haşimi gibi İslamcı Sünni kesimlerin de bu koalisyonda yer aldığını belirtmek gerekiyor. İyad Allavi de şu anki hükümetin hataları üzerinde duruyor, çözemediği sorunlara dikkat çekiyor, İran’ın Irak üzerindeki etkisinden bahsediyor, Arap ülkeleriyle ilişkilerin düzeltilememesini eleştiriyor, kendisinin mezhepler üstü ulusal bir ittifak olduğunu öne çıkarmaya çalışıyor.
Kürdistan İttifakı Listesi: Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile Özerk Yönetim lideri Mesud Barzani’nin başını çektiği KDP, KYB ve Kuzey Irak’ta bulunan diğer küçük partilerin başını çektiği koalisyon. Ulusal eğilimli Kürt partilerden oluşan ittifakın, meclisteki Kürt bölgelerini yoğun olarak temsil edeceği ancak Nuşirvan Mustafa liderliğindeki Değişim listesiyle de rekabet yaşayacağı biliniyordu. Bu ittifakın genel olarak seçmenine bir programdan daha çok ulusal konulardaki kazanımları ve Bağdat karışındaki ortak tutuma yapılan vurguyu öne çıkardığı biliniyor.
Irak Uzlaşma Cephesi: Irak İslam Partisi Genel Sekreteri Üsame Tikriti liderliğindeki parti yoğun olarak Sünni İslamcıları tek çatı altında topluyor. Irak’taki siyasi sürece Sünnilerin katılımına ön ayak olan grup, geçen süreç içerisinde Sünni bölgelerdeki yerel yönetimleri üstlendi. Zaman zaman Sünni aşiretlerle ve El Kaide vb. gruplarla gerilim yaşayan İttifak, koalisyonu bir arada tutmakta zorlandı. Nitekim İslam Partisi eski lideri Tarık Haşimi de bu partiden ayrıldı. Uzlaşma Cephesi’nin bu seçimlerde özellikle Allavi liderliğinde seçimlere katılan Sünni partilerle yarışması bekleniyordu.
Irak Birliği İttifakı Listesi: Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani liderliğindeki ittifak seçimlere ilk kez katılıyor. İttifak içerisinde Sünni Vakıf Divanı Başkanı Ahmed Abdulğafur El Samarrai ve eski meclis Başkanı Mahmud El Meşhedani de bulunuyor. Seçim öncesi birçok adayı elenen ittifakın seçimlerde büyük oy kazanması beklenmiyordu.
III.
Irak’taki seçim sonuçlarına dair henüz resmi bir bilgi yok. Ancak ajanslara yansıdığı kadarıyla Şiilerin yoğun olduğu 9 ilde Başbakan Nuri El Maliki’nin, Sünnilerin yoğun olduğu 4 ilde ise İyad Allavi’nin önde olduğu biliniyor. Buna göre Hukuk Devleti İttafakı’nın Irak Ulusal İttifakı’nı, Iraklı İttifakı’nın da Irak Uzlaşma Cephesi’ni geride bıraktığı ve hem Sünni hem de Şii bölgelerde İslamcı eğilimleri ağır basan partilerin oy kaybettikleri söylenebilir.
Buna karşılık Kürdistan İttifakı listesinin yine Kürtleri yoğun olarak parlamentoda temsil edeceği, ancak Nuşirvan Mustafa liderliğindeki Değişim Cephesi’nin Süleymaniye’de, Kürdistan İslam Birliği’nin de Dohak’daki başarılarının her iki partinin temsil kabiliyetini azaltacağı düşünülüyor. Buna rağmen Irak parlamentosundaki Kürtlerin “ulusal” saydıkları konularda birbirlerine ters düşmeleri pek beklenmiyor.
Seçim sonuçları için önceden de öngörüldüğü gibi hiçbir ittifakın tek başına hükümet kurabilecek kadar sandalyeye sahip olması beklenmiyor. Nitekim böyle bir varsayımın gerçekleşmesi ve bir partinin hükümet kurabilecek sandalyeyi kazanması durumunda dahi hükümetin yine de Ulusal Uzlaşma ile kurulması bekleniyor. Aksi durumda ülkede kaos ortamının büyüyeceği ve ulusal uzlaşma sürecinin durma noktasına geleceğini tahmin etmek zor değil!
Ayrıca 2005 yılında düzenlenen genel seçimlerden sonra hükümet kurulması 3 ay sürmüştü. Bu seçimlerden sonra da hükümetin kurulmasının aynı şekilde en az 3 ay sürebileceği düşünülüyor. Nitekim genel seçimlerden birkaç gün önce Londra’dan yayın yapan Şark Al Awsat gazetesine konuşan Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Safa Hüseyn, önümüzdeki Temmuz ayına kadar yeni bir hükümetin kurulamayabileceğini belirtmişti.
Nihayetinde seçim sonuçlarında birinci parti gelmesi beklenen Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin yeniden Başbakan olma şansını tekrar yakalayacağı söylenebilir. Nitekim seçimlerden galip çıkan ittifak olması durumunda Maliki’nin Irak Ulusal İttifakı listesi ile kurulacak hükümet noktasında ortak hareket etmesi beklenebilir. Nitekim Maliki ile Ayetullah Sistani arasında gerçekleşen Necef’teki görüşmede Maliki’nin seçim sonrası Irak Ulusal İttifakı ile bir cephe kurma sözü verdiği söyleniyor.
Şayet böyle bir İttifak’a Kürtler de dâhil edilirse Irak’taki statükonun olduğu gibi kalacağı söylenebilir. Ancak böyle bir İttifak hem ABD ve Arap ülkelerinin desteklediği Allavi İttifakı’nı hem de Irak’ın temel toplumsal katmanlarından biri olan Sünni Arapları dışlayacağı için siyasi süreç kilitlenebilir. Bu durumda Maliki’nin her iki kesime de yeni süreçte yer vermesi gerekir.
Öte yandan Maliki’nin Allavi listesi ile ittifak kurup Kürtleri de yanına alarak hem Sünni hem de Şii İslamcıların siyasi süreç dışı kalması ihtimali de düşünülebilir. Bu durumda ABD ve Arap ülkelerinin yönetime desteği daha fazla olacak, Baasçıların yönettiği düşünülen ve güvenliği sarsan bombalı saldırılar azalacaktır. Ancak bu durumda Şii cephede hem dini otoriteler tepki gösterecek, hem 9 ildeki güvenlik durumu bozulabilecek, hem de Maliki’nin sivil-askeri bürokrasi üzerindeki etkisi oldukça azalabilecektir. Sünni cephede ise İslamcı taban El Kaide vb. yapılanmalara savrulup siyasi sürecin gidişatını olumsuz etkileyebilecektir.
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda ise yeni dönem için öne çıkan 13 adaydan en güçlüsünün yine Celal Talabani olduğu söylenebilir. Zira Maliki, Allavi ve Caferi gibi Şii liderlerin üzerinde uzlaşabileceği bir isimdir. Bu durumda Tarık Haşimi için Cumhurbaşkanlığı yolunda yürüttüğü tüm lobi faaliyetleri suya düşmüş olur ve yeni dönemde eğer şansı varsa şu anki "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" koltuğunu koruyabilir. Zira Allavi’nin bu seçimlerde ikinci yahut üçüncü parti olması durumunda dahi Salih Mutlak’ın başını çektiği ulusalcı-laik-aşiretçi Sünnilerin seçim sonuçlarındaki etkisinin daha büyük olduğu düşünülürse Cumhurbaşkanı yardımcılığı makamı kendisi için garanti altında olmayabilir.
Meclis Başkanlığı koltuğu ise seçimlerde önemli bir varlık gösteremediği düşünülen Irak İslam Partisi’nin elinde kalamayacağı düşünülebilir. Bu mevki için Allavi İttifakı’nda temsil edilen Sünnilerin daha fazla istekli olacağı kuşkusuzdur. Tabi hükümeti kuracak koalisyon içerisindeki dengelere göre bu makama kimin getirileceği henüz meçhuldür.
Bu şartlar altında Irak'ta yeni bir hükümetin kurulması hiç de kolay olmayacaktır. Diğer yandan, kurulacak yeni hükümeti bir yığın çözülmesi gereken dosya beklemektedir. Yeni hükümetin önündeki temel sorunlar, içeride güvenlik sorunu, işsizlik, yolsuzluk, ülkenin kalkınmasının önündeki engeller, merkezi hükümetle Özerk yönetim arasındaki ilişkiler, dışarıda İran ve Kuveyt ile sınır sorunları, Türkiye ile su sorunu, ABD ile yapılan güvenlik anlaşmasının pratiğe dökülme sürecidir. Yine ülke içerisinde barınan PKK ile Halkın Mücahitleri örgütleri de hükümetin karşı karşıya kalacağı diğer sorunlardır.
7 Mart'ta gerçekleşen genel seçimlerde yaklaşık 19 milyon Iraklı sandık başına gitti. Halkın yoğun ilgi gösterdiği belirtilen seçimlere katılım Kerkük’te % 70’leri buldu. Yerli ve yabancı yaklaşık 500 bin gözlemcinin katıldığı seçimlerde çeşitli itirazlar gelse de uluslar arası ve yerel gözlemciler seçimlerin genel olarak “iyi” gittiğini öne sürdü. Ülke çapında seçim sonuçlarının nihai olarak Mart ayı içerisinde açıklanması bekleniyor.
Irak’taki yeni seçim yasasına göre adaylar 18 ilde 325 sandalye için yarışıyor. Şiilerin yoğun olduğu güneydeki 9 il 119 sandalye ile (Basra: 24, Zikar: 18, Babil: 16, Necef: 12, Vasit: 11, Kadısiye: 11, Kerbela: 10, Meysan: 10, Musanna: 7), Sünnilerin yoğun olduğu kuzeydeki 4 il 70 sandalye ile (Musul: 31, Anbar: 14, Diyala: 13, Selahaddin: 12), Kürtlerin ağırlıkta olduğu 3 il 41 sandalye ile (Süleymaniye: 17, Erbil: 14, Dohok: 10) temsil ediliyor.
Seçimlerde kader belirleyici rol oynayacak olan ve bir zamanlar Sünni Araplarla Şii Araplar arasındaki rekabet bölgesi olarak öne çıkan Bağdat 68, Kürtlerle Araplar arasındaki rekabet alanı olan Kerkük 12 sandalyeyle temsil ediliyor. Parlamentonun geriye kalan 15 sandalyesini ise Irak’taki azınlıklar ve yurt dışındaki Iraklı seçmenler paylaşıyor.
II.
Irak seçimlerine yaklaşık altı yüz kadar partinin katıldığı belirtiliyor. Ancak bu partilerin tek başına değil de genel olarak belirli ittifaklar kurarak birbirleriyle rekabete girdiği göz önünde bulundurulursa altı ittifakın öne çıktığı söylenebilir. Bu ittifaklardan üçüne Saddam rejimi yıkıldıktan sonra Başbakanlık görevinde bulunmuş olan üç tanınmış sima liderlik yapıyor:
Hukuk Devleti İttifakı: Irak Başbakanı Nuri El Maliki liderliğindeki koalisyon yoğun olarak Şii grupları içerisinde bulundurmakla beraber bazı Sünni aşiretlere de yer veriyor. Maliki’nin temel olarak güvenlik dosyasında kaydettiği ilerlemeler, özerk yönetime karşı izlediği ulusal politikalar ve Irak’ın bütünlüğüne dair yaptığı vurgular, ABD ile imzalanan çekilme anlaşması, İran’a karşı mesafeli duruşu gibi konularla öne çıktığı belirtiliyor. Nitekim Maliki bu doğrultuda geçen yıl düzenlenen yerel seçimlerde önemli başarılar elde etmişti. Ancak güvenlik durumundaki gerileme dolayısıyla Maliki’nin bu kartının zayıfladığını söylemek mümkün.
Irak Ulusal İttifakı: Irak eski Başbakanı İbrahim Caferi’nin öncülük ettiği, içerisinde Sadr grubunun, Irak İslam Yüksek Konseyi’nin, Fazilet Partisinin bulunduğu ve yoğunluğunu Şiilerden oluşan ittifak. İttifaka Şii İslamcı hava egemen olsa da Ahmed Çelebi gibi laik liderlerle bazı Sünni aşiretler de bu koalisyon içerisinde bulunuyor. Bu ittifak, seçim propagandalarında Baas Partisinin yükselişine, Suudi Arabistan’ın seçimlere müdahalesine, Maliki yönetiminin güvenliği sağlayamamış olmasına, yönetimdeki yolsuzluk dosyalarına, işsizliğe ve benzeri sosyal konulara dikkat çekiyor.
Iraklı İttifakı: Irak Eski Başbakanı İyad Allavi liderliğindeki ittifak içerisinde laik Şiilerle, laik Sünnilerin, Sünni ve Şii aşiretlerin yer aldığı belirtiliyor. İttifaka dışarıdan Salih Mutlak gibi ulusalcı Sünni liderler destek verirken Tarık Haşimi gibi İslamcı Sünni kesimlerin de bu koalisyonda yer aldığını belirtmek gerekiyor. İyad Allavi de şu anki hükümetin hataları üzerinde duruyor, çözemediği sorunlara dikkat çekiyor, İran’ın Irak üzerindeki etkisinden bahsediyor, Arap ülkeleriyle ilişkilerin düzeltilememesini eleştiriyor, kendisinin mezhepler üstü ulusal bir ittifak olduğunu öne çıkarmaya çalışıyor.
Kürdistan İttifakı Listesi: Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile Özerk Yönetim lideri Mesud Barzani’nin başını çektiği KDP, KYB ve Kuzey Irak’ta bulunan diğer küçük partilerin başını çektiği koalisyon. Ulusal eğilimli Kürt partilerden oluşan ittifakın, meclisteki Kürt bölgelerini yoğun olarak temsil edeceği ancak Nuşirvan Mustafa liderliğindeki Değişim listesiyle de rekabet yaşayacağı biliniyordu. Bu ittifakın genel olarak seçmenine bir programdan daha çok ulusal konulardaki kazanımları ve Bağdat karışındaki ortak tutuma yapılan vurguyu öne çıkardığı biliniyor.
Irak Uzlaşma Cephesi: Irak İslam Partisi Genel Sekreteri Üsame Tikriti liderliğindeki parti yoğun olarak Sünni İslamcıları tek çatı altında topluyor. Irak’taki siyasi sürece Sünnilerin katılımına ön ayak olan grup, geçen süreç içerisinde Sünni bölgelerdeki yerel yönetimleri üstlendi. Zaman zaman Sünni aşiretlerle ve El Kaide vb. gruplarla gerilim yaşayan İttifak, koalisyonu bir arada tutmakta zorlandı. Nitekim İslam Partisi eski lideri Tarık Haşimi de bu partiden ayrıldı. Uzlaşma Cephesi’nin bu seçimlerde özellikle Allavi liderliğinde seçimlere katılan Sünni partilerle yarışması bekleniyordu.
Irak Birliği İttifakı Listesi: Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani liderliğindeki ittifak seçimlere ilk kez katılıyor. İttifak içerisinde Sünni Vakıf Divanı Başkanı Ahmed Abdulğafur El Samarrai ve eski meclis Başkanı Mahmud El Meşhedani de bulunuyor. Seçim öncesi birçok adayı elenen ittifakın seçimlerde büyük oy kazanması beklenmiyordu.
III.
Irak’taki seçim sonuçlarına dair henüz resmi bir bilgi yok. Ancak ajanslara yansıdığı kadarıyla Şiilerin yoğun olduğu 9 ilde Başbakan Nuri El Maliki’nin, Sünnilerin yoğun olduğu 4 ilde ise İyad Allavi’nin önde olduğu biliniyor. Buna göre Hukuk Devleti İttafakı’nın Irak Ulusal İttifakı’nı, Iraklı İttifakı’nın da Irak Uzlaşma Cephesi’ni geride bıraktığı ve hem Sünni hem de Şii bölgelerde İslamcı eğilimleri ağır basan partilerin oy kaybettikleri söylenebilir.
Buna karşılık Kürdistan İttifakı listesinin yine Kürtleri yoğun olarak parlamentoda temsil edeceği, ancak Nuşirvan Mustafa liderliğindeki Değişim Cephesi’nin Süleymaniye’de, Kürdistan İslam Birliği’nin de Dohak’daki başarılarının her iki partinin temsil kabiliyetini azaltacağı düşünülüyor. Buna rağmen Irak parlamentosundaki Kürtlerin “ulusal” saydıkları konularda birbirlerine ters düşmeleri pek beklenmiyor.
Seçim sonuçları için önceden de öngörüldüğü gibi hiçbir ittifakın tek başına hükümet kurabilecek kadar sandalyeye sahip olması beklenmiyor. Nitekim böyle bir varsayımın gerçekleşmesi ve bir partinin hükümet kurabilecek sandalyeyi kazanması durumunda dahi hükümetin yine de Ulusal Uzlaşma ile kurulması bekleniyor. Aksi durumda ülkede kaos ortamının büyüyeceği ve ulusal uzlaşma sürecinin durma noktasına geleceğini tahmin etmek zor değil!
Ayrıca 2005 yılında düzenlenen genel seçimlerden sonra hükümet kurulması 3 ay sürmüştü. Bu seçimlerden sonra da hükümetin kurulmasının aynı şekilde en az 3 ay sürebileceği düşünülüyor. Nitekim genel seçimlerden birkaç gün önce Londra’dan yayın yapan Şark Al Awsat gazetesine konuşan Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Safa Hüseyn, önümüzdeki Temmuz ayına kadar yeni bir hükümetin kurulamayabileceğini belirtmişti.
Nihayetinde seçim sonuçlarında birinci parti gelmesi beklenen Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin yeniden Başbakan olma şansını tekrar yakalayacağı söylenebilir. Nitekim seçimlerden galip çıkan ittifak olması durumunda Maliki’nin Irak Ulusal İttifakı listesi ile kurulacak hükümet noktasında ortak hareket etmesi beklenebilir. Nitekim Maliki ile Ayetullah Sistani arasında gerçekleşen Necef’teki görüşmede Maliki’nin seçim sonrası Irak Ulusal İttifakı ile bir cephe kurma sözü verdiği söyleniyor.
Şayet böyle bir İttifak’a Kürtler de dâhil edilirse Irak’taki statükonun olduğu gibi kalacağı söylenebilir. Ancak böyle bir İttifak hem ABD ve Arap ülkelerinin desteklediği Allavi İttifakı’nı hem de Irak’ın temel toplumsal katmanlarından biri olan Sünni Arapları dışlayacağı için siyasi süreç kilitlenebilir. Bu durumda Maliki’nin her iki kesime de yeni süreçte yer vermesi gerekir.
Öte yandan Maliki’nin Allavi listesi ile ittifak kurup Kürtleri de yanına alarak hem Sünni hem de Şii İslamcıların siyasi süreç dışı kalması ihtimali de düşünülebilir. Bu durumda ABD ve Arap ülkelerinin yönetime desteği daha fazla olacak, Baasçıların yönettiği düşünülen ve güvenliği sarsan bombalı saldırılar azalacaktır. Ancak bu durumda Şii cephede hem dini otoriteler tepki gösterecek, hem 9 ildeki güvenlik durumu bozulabilecek, hem de Maliki’nin sivil-askeri bürokrasi üzerindeki etkisi oldukça azalabilecektir. Sünni cephede ise İslamcı taban El Kaide vb. yapılanmalara savrulup siyasi sürecin gidişatını olumsuz etkileyebilecektir.
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda ise yeni dönem için öne çıkan 13 adaydan en güçlüsünün yine Celal Talabani olduğu söylenebilir. Zira Maliki, Allavi ve Caferi gibi Şii liderlerin üzerinde uzlaşabileceği bir isimdir. Bu durumda Tarık Haşimi için Cumhurbaşkanlığı yolunda yürüttüğü tüm lobi faaliyetleri suya düşmüş olur ve yeni dönemde eğer şansı varsa şu anki "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" koltuğunu koruyabilir. Zira Allavi’nin bu seçimlerde ikinci yahut üçüncü parti olması durumunda dahi Salih Mutlak’ın başını çektiği ulusalcı-laik-aşiretçi Sünnilerin seçim sonuçlarındaki etkisinin daha büyük olduğu düşünülürse Cumhurbaşkanı yardımcılığı makamı kendisi için garanti altında olmayabilir.
Meclis Başkanlığı koltuğu ise seçimlerde önemli bir varlık gösteremediği düşünülen Irak İslam Partisi’nin elinde kalamayacağı düşünülebilir. Bu mevki için Allavi İttifakı’nda temsil edilen Sünnilerin daha fazla istekli olacağı kuşkusuzdur. Tabi hükümeti kuracak koalisyon içerisindeki dengelere göre bu makama kimin getirileceği henüz meçhuldür.
Bu şartlar altında Irak'ta yeni bir hükümetin kurulması hiç de kolay olmayacaktır. Diğer yandan, kurulacak yeni hükümeti bir yığın çözülmesi gereken dosya beklemektedir. Yeni hükümetin önündeki temel sorunlar, içeride güvenlik sorunu, işsizlik, yolsuzluk, ülkenin kalkınmasının önündeki engeller, merkezi hükümetle Özerk yönetim arasındaki ilişkiler, dışarıda İran ve Kuveyt ile sınır sorunları, Türkiye ile su sorunu, ABD ile yapılan güvenlik anlaşmasının pratiğe dökülme sürecidir. Yine ülke içerisinde barınan PKK ile Halkın Mücahitleri örgütleri de hükümetin karşı karşıya kalacağı diğer sorunlardır.
Furkan Torlak / Dünya Bülteni