Özgündüz, şehitlerin kanlarının bağımsızlık getirdiğini vurgulayarak Karabağ'ın bir an önce işgalden kurtulması için üzerlerine düşeni yapacaklarını söyledi. Özgündüz, konuşmasında şunları söyledi:

"Bugün, şehitler verdiğimiz bir gün. O katliam yaşandığında biz de burda kan ağladık, gözyaşı döktük. O gün ülkemiz yek vücut olup ayağa kalktı. Merhum Prezident Haydar Aliyev'in dediği gibi biz, bir millet iki devletiz. İtikadi açıdan farklı da olsak, bir kökün fidanlarıyız. O dönemde bizimle birlikte bütün Türkiye ayağa kalktı, tepki gösterdi.

Şehitler verdik; ama Azerbaycan Cumhuriyeti'miz var. Bu, bizim için teselli. Ancak, Azerbaycan'ın yüzde yirmisi işgal altında. Bu durum başımızın üstünde hançer, başımızı aşağı ediyor. Bizimle birlikte tüm Türk Dünyası'nın başını aşağı ediyor. Yurdundan yuvasından ayrı düşürülmüş bir milyon kardeşimiz, evini barkını, sevdiklerini bırarak tehcire mecbur oldu. Bu, bizim yüreğimizdeki yarayı kanatıyor. Bu yara, o işgal defolmadan, kardeşlerimiz yurduna yuvasına dönmeden iyileşmez. Şu anki sevgili Prezidentimizin dediği gibi: Ya savaş, ya barış.

Gerekirse bir milyon şehit verelim, ama topraklarımızı kurtaralım. Türkiye'de Ermenilerin nüfusu kadar Azerbaycan Türkleri yaşamaktadır ve necip Türk milletiyle iç içedir. Ermeniler yüzüğün ortasındaki taş gibi Azerbaycan Türkleri'yle kuşatılmıştır. Batısında Iğdır ve Kars, kuzeyinde Gürcistanlı Azeriler, güneyinde yine Azerbaycanlılar, doğusu Azerbaycan... İşgal ettikleri topraklardan çekilmezlerse rahat edemezler. Biz de o toprakları işgalden kurtararak başı dik olmalıyız. Gerekirse yine şehitler veririz, o toprakları Ermenilere mezar ederiz. Bu, Allah'ın izniyle olacaktır.

Her  milletin içinde ihtiraslı birileri olabilir, ancak her millette akıl sahibi insanlar da olmalıdır. Bunu onlar düşünmeli. Yüz binleri sürgün ederek, topraklarını işgal ederek rahat edeceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Biz, topraklarımızı almaya mecburuz. Barışın yolu tükenir de savaş başlarsa, biz de üzerimize düşeni yapacağız. Azerbaycan'dan beklentimiz barışçıl yolları zorlamaları, süreci hızlandırmaları ve vazgeçilmezimiz Karabağ'ın topraklarının iade edilmesidir; birinci önceliğimiz budur.

İkinci önceliğimiz ise Azerbaycan'ın demografik yapısıdır. Azerbaycanlıları avlanmalık av gibi görerek nüfus dengelerini, inanç dengelerini bozmaya yönelik faaliyetler içerisinde olanlar vardır. İster İslam dünyasından, ister Hıristiyan dünyasından olsun, ister kuzeyden, ister güneyden ister batıdan işal dine, mezhebe Azerbaycan'ın ihtiyacı yoktur. Azerbaycan'ın kendisi kendisine yeter. Azerbaycan birlikte yaşama kültürünü oluşturmuş bir milletttir. İşal din ve mezhepler Azerbaycan'ın huzurunu bozar. Bu konuda sevgili Prezidetimiz Sayın İlham Aliyev ve Azerbaycan'ı yönetenler teyakkuzda olmalıdır.

Bu iki nokta, Azerbaycan için tehlike olarak algıladığımız meselelerdir. İkisinin de Azerbaycan devleti ve milleti tarafından bertaraf edilmesini ümit etmekteyiz. İnşallah bu tehlikeler atlatırlarak gelecek nesillere azat, abad Azerbaycan bırakılır.

Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Bedir'den Kerbela'ya, Kerbela'dan Çanakkale'ye, Çanakkale'den günümüze tüm şehitlerimizle beraber 20 Yanvar şehitlerine selam olsun. İnşallah onların kanları da yerde kalmaz."