Yemen’de meydana gelen son gelişmeler, Yemen’deki iç çatışmaları Suud-Husi çatışmasına dönüştürdü. Artık sorun sadece Yemen’in değil, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın.
Yemen'de kriz günden güne derinleşiyor. Yangın sadece Yemen'i değil bölgeyi de yakacak nitelikte. Buna rağmen Arap ve İslam dünyasından savaşın durdurulması yönünde ciddi bir girişimde bulunan çıkmadı.
Al Quds Al Arabi’nin baş yazarı Abdulbari Atvan, köşe yazısında Yemen'de devam eden savaşın tehlikeli sonuçlarını yazdı, savaşın acilen durduruluması çağrısında bulundu.
Yemen-Husi Savaşı, İran-Suud Savaşına Dönüşebilir
Yemen'de Husiler ile ordu arasında başlayan iç savaşın, İran ile Suud arasında dolaylı bir savaşa dönüşmesinden endişe eden Atvan, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Saada savaşındaki en önemli gelişme, savaşın Yemen’in iç savaşı olmasından Husiler ile Suudi Arabistan arasındaki bir savaşa dönüşmesidir. Yani bu savaş artık Suud’un bir iç sorunu oldu. Suudi Arabistan ile Husiler arasındaki bu savaş, kısa bir süre sonra İran ile Suud arasında dolaylı bir savaşa yol açabilir. Her iki ülkedeki medyada bunun işaretlerini görmekteyiz.
Başkan Ali Abdullah Salih’in “bu savaş iki gün önce başladı” sözü de boş değildi. Çünkü o, Husi isyancıların Suud’ın sınır bölgelerine sızmalarından sonra Suudi Arabistan’ın savaşa resmen girmesini, ordusunu harekete geçirerek Harf Sufyan ve Saada şehrindeki Husiler’e ait sığınakları vurmasını, savaşın başlangıç tarihi olarak belirledi.”
Yemen Savaşının En İlginç Özelliği
Yazısının devamında Atvan, bu savaşın ilginç özelliklerine değiniyor. Atvan’a göre bu savaşın en ilginç özelliği, hiç kimsenin arabulucu olma girişiminde bulunmaması.
Atvan, yazısına şu ifadelerle devam etti: “Bu savaş çok ilginç. En ilginç özelliği ise Arap ve dünyanın bu savaşa yaklaşımı. Hiç kimse, masumların kanının akmasını engellemek ve mültecilere bir sığınak bulmak için çatışan taraflar arasında arabulcu olmak istemiyor. Bunun tam aksine, savaşın daha da uzun sürmesi, İslam alemini param parça edecek mezhebi fitneye dönüşmesi ve İslam dünyasının yıkıcı bir savaşta boğulması yönünde bir arzu var.
Arap liderlerin hiçbirisinden şimdiye kadar bir şey duymadık. Ne ılımlısından ne direniş yanlısından ne de marjinalinden bir ses duymadık. Arap liderlerin çoğundan duyduğumuz tek şey, Suudi Arabistan’ın egemenliğini savunduğu savaşında destek mesajları göndermesidir. Sanki Suudi Arabistan bölgesel bir güce ya da uluslar arası büyük bir güce karşı mücadele ediyor.
Bu savaş, siyasi çözümler yoluyla durmalı! Çünkü bu savaş Arap topraklarında gerçekleşiyor... Savaşın kurbanları da Araplar ve Müslümanlar…"
Yemen'de kriz günden güne derinleşiyor. Yangın sadece Yemen'i değil bölgeyi de yakacak nitelikte. Buna rağmen Arap ve İslam dünyasından savaşın durdurulması yönünde ciddi bir girişimde bulunan çıkmadı.
Al Quds Al Arabi’nin baş yazarı Abdulbari Atvan, köşe yazısında Yemen'de devam eden savaşın tehlikeli sonuçlarını yazdı, savaşın acilen durduruluması çağrısında bulundu.
Yemen-Husi Savaşı, İran-Suud Savaşına Dönüşebilir
Yemen'de Husiler ile ordu arasında başlayan iç savaşın, İran ile Suud arasında dolaylı bir savaşa dönüşmesinden endişe eden Atvan, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Saada savaşındaki en önemli gelişme, savaşın Yemen’in iç savaşı olmasından Husiler ile Suudi Arabistan arasındaki bir savaşa dönüşmesidir. Yani bu savaş artık Suud’un bir iç sorunu oldu. Suudi Arabistan ile Husiler arasındaki bu savaş, kısa bir süre sonra İran ile Suud arasında dolaylı bir savaşa yol açabilir. Her iki ülkedeki medyada bunun işaretlerini görmekteyiz.
Başkan Ali Abdullah Salih’in “bu savaş iki gün önce başladı” sözü de boş değildi. Çünkü o, Husi isyancıların Suud’ın sınır bölgelerine sızmalarından sonra Suudi Arabistan’ın savaşa resmen girmesini, ordusunu harekete geçirerek Harf Sufyan ve Saada şehrindeki Husiler’e ait sığınakları vurmasını, savaşın başlangıç tarihi olarak belirledi.”
Yemen Savaşının En İlginç Özelliği
Yazısının devamında Atvan, bu savaşın ilginç özelliklerine değiniyor. Atvan’a göre bu savaşın en ilginç özelliği, hiç kimsenin arabulucu olma girişiminde bulunmaması.
Atvan, yazısına şu ifadelerle devam etti: “Bu savaş çok ilginç. En ilginç özelliği ise Arap ve dünyanın bu savaşa yaklaşımı. Hiç kimse, masumların kanının akmasını engellemek ve mültecilere bir sığınak bulmak için çatışan taraflar arasında arabulcu olmak istemiyor. Bunun tam aksine, savaşın daha da uzun sürmesi, İslam alemini param parça edecek mezhebi fitneye dönüşmesi ve İslam dünyasının yıkıcı bir savaşta boğulması yönünde bir arzu var.
Arap liderlerin hiçbirisinden şimdiye kadar bir şey duymadık. Ne ılımlısından ne direniş yanlısından ne de marjinalinden bir ses duymadık. Arap liderlerin çoğundan duyduğumuz tek şey, Suudi Arabistan’ın egemenliğini savunduğu savaşında destek mesajları göndermesidir. Sanki Suudi Arabistan bölgesel bir güce ya da uluslar arası büyük bir güce karşı mücadele ediyor.
Bu savaş, siyasi çözümler yoluyla durmalı! Çünkü bu savaş Arap topraklarında gerçekleşiyor... Savaşın kurbanları da Araplar ve Müslümanlar…"